1

5K 127 19
                                    



eylül aylarının başlarında olmamıza rağmen soğuyan hava dakikalar önce çıplak bedenimi üşütürken üstümdeki kadın  beni ısıtıyordu.

İçimde vuruşları sertleşti. ince yetenekli parmakları beni bulutların üstüne çıkarıyordu. nasıl bu kadar iyi hissettiriyordu? kaç kıza bu kadar iyi hissettirmişti? kıskançlık saniyeler içinde damarlarımda akan kana karıştı.

"Yavaş yavaşla..." zevkle bağırdım.

Dudaklarının arasına kıstırdığı memenin ucunu emerek yüksek sesle bıraktığında hiç zaman kaybetmeden diğerine geçti.

İçimdeki vuruşları daha çok hızlandığında ona tekrar yavaş olmasını söylemiştim. Beni dinlememiş hızına devam etmişti. Yüksek sesle inleyerek titremeye başlayan bedenimle emdiği memin ucunu bırakıp bacaklarımı daha çok araladı ve aralarına girdi.

bulutların tepesindeydim.

Ilık nefesini kadınlığımda hissetmek belimin havalanmasını sağladı fakat hemen elini koyarak geri indirdi. Sıcak ağzını kilotrisimin tepesinde hissettiğimde zevkten kapanmış gözlerimi zorlukla araladım ve bacaklarımın arasındaki bedene merakla baktım.

"Derin..." ismi dudaklarımdan şaşkınlıkla
döküldüğünde dudaklarıma uzandı küçük bir öpücük bıraktı.

"Söyle bebeğim," dedi güzel sesiyle.

"Sen?" şaşkınlıkla konuştum.

bunun bir rüya olduğunun bilincindeyim gözlerimi öfkeyle araladığımda sırtını kapıya yaslamış bir şekilde beni izlediğini gördüm.

siktir! siktir! umarım adını sayıklamamışımdır ve umarım adını inlememişimdir. utançla yanaklarımın ısısı artmıştı.

"iyi misin?" diye sordu kısık sesiyle. gözleri bayıktı. büyük ihtimalle alkollüydü. halbuki alkolü azaltacağını söylemişti. aslında o sadece yorgundu.

"evet.." diye geçiştirdim ve utançla kızardım. konuyu değiştirmek adına "yeni mi geldin?" diye sordum. beynim onun yanında error veriyordu.

başını onaylar bir şekilde salladı sadece. "üstümü değiştirip gelsem masaj yapar mısın?" diye sordu usulca.

"yaparım," dedim hiç düşünmeden. asla bu fırsatı kaçırmazdım. çünkü son zamanlarda çok tempolu bir hayatı vardı ve onu çok nadir görüp konuşabiliyordum. konuşmalarımız kısıtlı bir şekilde evin kirası ya da ev alışverişi hakkında oluyordu.

tebessüm ederek odamdan çıktığında rahat bir nefes bıraktım.

ev arkadaşım derin.

ne zaman bu kadar çok hoşlanmaya başlamıştım ondan? dakikalar önce gördüğüm rüya bir yıldırım gibi zihnime düştüğünde alt dudağımı utançla ısırdım. kısa dalgalı sarı saçları, mavi gözleri... maskülen tipiyle çok güzel bir kızdı. derin bir iç çektim. derin. derin.

kafamı dağıtmak adına telefonumu alıp sosyal medyaya girdiğimde Derinin story atmış olduğunu gördüm ve hızla açtım. tatlı bir kedinin bacaklarında uzanıp uyuduğu fotoğraftı. istemsizce bacaklarında uyumanın nasıl olacağını düşünürken buldum kendimi.

ben bacaklarına başımı koymuş uyurken o siyah saçlarımı okşasa. daha sonra ne kadar tatlı olduğunu tahmin edemediğim dudaklarını dudaklarıma bastırsa...alt dudağımı dişleyip başımı iki yana salladım. neler düşünüyordum böyle?

hesabına girerek takipçi sayısına baktım. daha sonra ise paylaştığı manzara fotoğraflarına. pek kendi fotoğrafı yoktu hesabında. sadece benim çekip paylaşması için ısrar ettiğim bir fotoğrafı vardı. kesinlikle çok güzel bir fotoğraftı. arada girip bakıyor ve uzaklara dalıyordum.

"seninde uykunu bölüyorum..." mahçup bir şekilde konuşarak odama girdiğini gördüğümde tebessüm ettim. telefonumu hızla kapattım.

"evin temizliğini sürekli sen yapıyorsun..." diyerek hatırlattım. böyle anlaşmıştık. biraz takıntılıydı temizlik konusunda o yapıyordu bende bazen yardım ediyordum. pek adil olmadığı için masaj yapıyordum.

"nasıldı günün? sabah dersine gitmedin sanırım."

bacaklarımı yataktan sarkıttığımda yere oturarak arasına girdi. omuzlarını ovmaya başladığımda "hoca dersi iptal etti o yüzden gitmedim." dedim. yatağımın üstüne bıraktığı telefonun ekranı yandığında göz ucuyla baktım. bir numara mesaj atmıştı. kayıtlı değildi.

"aferin, derslerine git." dedi abla tavsiyesi gibi.

benden bir yaş büyüktü ve arada ablam olduğunu îmâsını yapmaktan geri durmuyordu. şakaları bile çoğu zaman bu konu hakkındaydı.

"senin nasıldı günün?" telefonuna tekrar bildirim geldi. göz ucuyla baktığımda ekranda turuncu saçlı bir kızı seçebilmiştim. kimdi bu? turuncu saçlı bir arkadaşı olduğunu hatırlamıyordum.

"tek dersim vardı. ondan sonra işe gittim."

rutin adında bir barda çalışıyordu. geçen aylarda başlamıştı. fazlasıyla müşterisi olan güzel bir bardı. derin orda işe başladığından beri arkadaşlarımla favori içme mekanımızdı.

"yoğunmuydu?"

"çok yoğundu..." dedi sesinden bile ne kadar yorgun olduğunu anlamak zor değildi.

telefonuna tekrar bildirim geldiğinde dayanamayarak sözünü kestim. "mesajlarına bak istersen önemli olabilir."

telefonunu alıp bildirimlerine baktığında umursamadan geri bıraktı. merakla "kimmiş gece gece?" diye sordum.

"bir kız." dedi tekdüze bir şekilde.

"bir kız?"

"yeni iş arkadaşım." dedi.

"hmmm, ne yazmış?"

başını çevirip gülerek yüzüme baktı. gözleri kısılmıştı. bu ifadenin ne demek olduğunu biliyordum. "neden bu kadar merak ettin?"

"yani gece gece bir sürü mesaj attı. ister istemez merak ettim."

hafifçe anladım dercesine başını salladı. "yeter diyelim. güzel ellerin yorulmasın."

elimi tutup avucumun içine bir öpücük bıraktı. şaşkınlıkla öptüğü elime ve ona baktım. dudaklarını ıslattı "teşekkür ederim," dedi. gözlerimi zorda olsa pembe dudaklarından ayırdım.

"rica ederim."

"sen iyi bir ev arkadaşısın," dedi.

aynen dedim içimden. senden çok hoşlanıyordum ve onu ıslak rüyalarıma alıyordum. ben iyi bir ev arkadaşıyım.

ayaklandığında "iyi geceler," dedi.

sadece öyle arkasından baktım. "iyi geceler," diye söylendim sessizce. bacaklarıma kendime çekerek yatağıma uzandığımda kapıdan çıkmadan önce aklına bir şey gelmiş gibi durdu. "rüyanda ne görüyordun?"diye sordu.

hızla gözlerimi kapattım ve uyuyormuş gibi yaptım. aferin beş yaşında gibi davran sonra salak gibi senden hoşlanmasını bekle.

hafifçe güldüğünü duyduğumda yorganı başıma çektim. yer yarılsın şuan lütfen!


merhaba...uzun zamandır bir şeyler yazmıyorum biraz eksik olmuş olabilir ;(((

derine (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin