4.

2.7K 96 16
                                    



kafasını saçlarımın içinde kollarını vücudumu sararken hissediyorum. bu uykuya dalmadan önce kurguladığım hayaldi. yüzümü buruşturarak gözlerimi araladığımda ilk işim telefonuma uzanıp almak olmuştu. instagramdan gelen bir istek bildirimi düşerken tanıdığım yüzle bildirime tıklamıştım.

istek atan dün barda konuştuğum öncedende bana bira gönderen çocuktu. isteğini umursamadan sayfasından çıktım ve arkadaşlarımın gönderdiği reels videolarını izletiyip ifade bıraktım aralarında çok güldüklerim olmuştu onları derinede göndermiştim.

. . .

derinle güzel bir kahvaltı yapmış biraz da ders çalışmıştık. verimli bir gün olmuştu. şimdi ise işe gelmiştik. sude de buradaydı. derinle mekana girdiğimizde saçma bir şekilde sevinçle onu karşılamıştı. takılmamaya çalıştım.

iş arkadaşlarıma -çoğunu önceden tanıyordum- selam verip ne yapmam gerektiğini öğrenmiştim. iki kısımdan oluşuyordu. alt kat ve üst kat olmak üzere. ben sudeyle üst kattaydım.

derin bara geçerken bende siparişleri almaya başlamıştım.

siparişleri alıyor, sisteme girip derine söylüyordum. onun hazırladıklarını ise götürüyordum. sandığımdan kolaydı.

ben pür dikkat masaları kontrol edip kül tabaklarını değiştirirken sude bara girmiş derinle konuşuyordu. biraz bara yaklaşma ihtiyacı ile yürüdüm.

derin, sudenin eline bira bardağı verip önüne geçirirken "bardağı yan tutmalısın," dedi. derin,
sudeye nasıl fıçı bira doldurması gerektiğini öğretiyordu. sude alt dudağını dişlemiş kalçalarını derine yaslamıştı. dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken "sude," diyerek adını seslenmiştim.

sanırım biraz yüksek çıkmıştı sesim fakat gram umrumda değildi. "bölüyorum ama..." dedim gözlerimi hiç derine dokundurmazken. "onca masaya tek başıma yetişemiyorum. acaba yardım mı etsen? hem senin görevin garsonluk değil mi?"

"ooow çok sertti. sakin ol hemen yardım ediyorum."

sude konuşarak bardan çıkmadan önce derine bakıp "sonra gösterirsin..." dedi. arkamı dönerek seslenen masaya öfkeyle döndüm. siparişleri ve boş bardakları alıp geri bar kısmına dönerken derinin geriye yaslanmış kollarını önünde bağlamış beni izlediğini görmüştüm.

"3 fıçı bira."

"iyi misin?"

"iyiyim," dedim geçiştirerek. kıskançlık krizine girecektim birazdan.

"yoruldun mu? kasaya da geçebilirsin."

"derin benim görevim garsonluk. kasaya neden geçeyim?" aniden yükselmem ile gözleri kısıldı.

"siparişleri hazırlar mısın artık?" dedim kısa keserek.

o siparişleri hazırlarken başka bir masaya uğramış siparişleri almıştım. bütün gece böyle devam ederken derinle muhabbete girmemiştim. çünkü öfkeliydim ve onu kırmak istemiyordum.

mekana giren tanıdık aslında onu tanımıyordum arkadaşlarının olduğu masaya geçtiğinde siparişini almak için yanına gittim. "merhaba çağla..." dedi gülümseyerek.

"merhaba. adımı nerden biliyorsun ve instagram hesabımı nasıl buldun?" diye sordum.

"kolay oldu." dedi. "neden onaylamadın isteğimi?"

"siparişini alabilir miyim?"

"tekila.."

bara döndüğümde sude'nin derinin elini tuttuğunu ve dikkatle incelediğini gördüm. hızlı adımlarla oraya gittiğimde kokteyl bardağının kırıldığını ve derinin elini kestiğini görmüştüm. neyseki bu küçük bir kesikti.

derine (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin