10

2.3K 128 23
                                    


merhaba hayalet okuyucu olmayın. oy verip yorum yapın lütfen.

derin: işten çıktın mı

çağla: evet

çağla: eve geldim

derin: çok yorgun musun

çağla: hayır bugün kasaya geçtim o yüzden pek değilim

derin: görüntülü konuşalım mı

derin: bebeği görürsün hem

çağla: olur

derin

çağla

hızla telefonumu bıraktığımda üstüme geçen giyip derine fotoğraf attığım beyaz geceliği giydim. geceliğimi beğenmişti. tepemde topuz yaptığım saçlarımı da açıp aynaya baktığımda dağınık saçlarımı düzeltmiş ve çağrıyı yanıtlamıştım.

"selam," dedim gülerek. sesim heyecandan biraz titremişti. ekranda ıslak saçları ile derin vardı ve kucağında küçük kel bir bebek. bu görüntü ile titrek bir nefes bıraktım. çok güzel duruyorlardı. birkaç saniye konuşmadık onları izledim. "derin bu çirkin değil. çok güzel çok tatlı." hayranlıkla konuşmam derinin hafifçe gülmesini sağladı.

"zaman geçtikçe güzelleşiyor. ilk doğduğunda gerçekten çok çirkindi." dedi sona doğru sesi kısılmıştı. "ablam çirkin dediğimi duyunca kızıyor," diye açıkladı.

kahkaha attım. "adı ne?"

"dersu..."

"güzelmiş," dedim. "sana benziyor sanki."

"bizimkilerde bana benzetti." dedi gülerek.

bebek birden yüzünü buruşturarak ağlamaya başladı. "acıkmış olmalı. biraz bekler misin? hemen ablama verip geliyorum."

telefonu bırakıp ekrandan çıktıklarında gülümseyerek evayı kucağıma aldım ve bacaklarıma yatırdım. biraz onu sevdim. benimde bebeğim kedim evaydı.

derin kısa bir süre sonra ekranda belirdi.

"eee naber?" diye sordum. "gelmeyi düşünmüyorsun sanırım."

güldü. "özledin mi?"

"ben değil," çıplak bacaklarımda yatan evayı gösterdim. "kedi özledi." dedim.

"hmmmm, diğer kedi özlememiş."

söylenmesine güldüm. ekranda öylece birbirimize baktığımızda hiç düşünmeden aklıma ilk geleni söylemiştim. "istifa ettim."

"yine iyi çalıştın."

"yinede iyi ilerledin diyorsun. bencede iyi ilerledim. çok fazla yoğun bir yer. ayaklarım acıyordu ordan oraya koşturmaktan. sen tabii barın arkasında rahat rahat duruyorsun."

derin söylenmeme güldü. "öğreteyim sana barmaidliği."

"sudeye öğret," dedim. hafiften öfkelenmiştim. aklıma ikisinin yakın halleri geliyordu.

"yok yok sana öğreteceğim."

"yok canım ben almayayım. ben kedimle evimde oturup emekli hayatı yaşayacağım."

"güzelmiş," dedi derin. "belki işten bende çıkarım. derslerim bu sene çok ağır işle birlikte götürmek zor."

"çık bence," dedim. işime gelirdi. onu evde daha çok görürdüm. bu da onunla daha çok vakit geçirmek demekti. ayrıca sudeyi görmezdi.

derine (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin