bütün gece yatağın içinde dönüp durmuş uyuyamamıştım. dün gece olanları düşünmüş ne yapmam gerektiğini kafamda tartıp biçmiştim. kesinlikle hiç bir şey hatırlamıyormuş gibi yapıp salağa yatacaktım. odama vuran gün ışığı ile sıkıntıyla ofladım. umarım derin dün banyoda olanları fazla düşünmemiştir.eğer düşündüyse benim yeni bir ev bakmam gerekiyordu. peki eva ne olacaktı? o ikimizin bebeği idi. bence bende kalmalıydı çünkü derin çalışıyordu haliyle yorgun oluyor eva ile yeterince ilgilenemiyordu. ben ise bazen dışarıda olduğumda evayı özleyip erkenden eve geliyordum. güzel bir anneydim bence.
düşüncelerime kahkaha atarak göz yaşlarımı zorlukla bastırmıştım. biraz daha yatıp düşünmeye devam edersem kafayı yerdim. o yüzden yataktan kalktım kulaklığımı takıp sahilde yürüyüş yapacaktım. sonra ise eva ile oynardık.
odamdan çıkıp lavaboya girdim. işlerimi halledip çıktığımda kapıda derinle karşılaşmış korkuyla irkilmiştim.
hadi kızım tak en iyi maskesini!
"ayy ödüm koptu!" dedim.
birlikte mutfağa girdik. iki bardak indirdi dolaptan ikisinede su koydu. birini bana verirken konuştu. "kusura bakma. kalktığını duymadım."
"tatil günün uyu dinlen diye sessiz davranmıştım." dedim. "çok başım ağrıyor," dedim sızlanarak. verdiği suyu tek yudumda içip bu sefer kendim su doldurdum onuda içtim. hatta biraz üstüme dökülmüş boynumdan aşağı süzülmüştü.
derin dudaklarının arasına sıkıştırdığı sigarası ile duraksayarak gözleri ile boynuma doğru akan suyu takip etti.
elimle suyu sildiğimde yanaklarımın kızardığını hissettim. dün gece beni öpüşü dudaklarını boynumda gezdirişi...
"dün gece..." diye başlayan sözünü öfkeyle böldüm. "o boranın amınakoyayım!" dedim. "derin... eğer orada olmasaydın..." dedim ve sustum devam edemedim. titreyen dudağımı ısırdım. derinle aramızdaki mesafeyi kapatıp ona sarıldım. bir süre sessizce sarıldık. "yanımda olduğun için teşekkür ederim."
"rica ederim," dediğinde başımı omzundan ayırdım ve ona aşağıdan baktım. yüzü ifadesizdi. "dün gece taksiye bindikten sonrası yok bende. umarım sana fazla zorluk çıkartmamışımdır."
yüzünde saniyelik gördüğüm afallama ve ağırca yutkunuş.
"kahvaltıda ne yemek istersin?" diye sordum. "bugün yemekler benden." dedim konuyu değiştirdim.
"dışarıda mı kahvaltı yapsak? daha sonra ise alışverişe çıkalım. akşam bizimkiler geliyor."
"mükemmel bir fikir," dedim. o sigarasını içmek için balkona çıkarken bende odama girip dolabımdan siyah tayt üstüme ise lacivert bir sweatshirt çıkarmıştım. havalar fazlasıyla soğumuştu. beremi de bulup çıkarttığımda hazırlanmaya başladım.
. . .
derinle güzel serpme bir kahvaltı yapmış, alışverişimizide halletmiştik. derin dün gece banyoda olanları hatırlamadığıma inanmış o konu hakkında hiç konuşmamıştı.
alışveriş poşetlerini boşaltıp akşam içmek için aldığımız biraları ve tekilayı dolaba kaldırdım. derin ise atıştırmalık hazırlıyordu.
arkadaşları gelecekti. eskiden arkadaşlarının geleceği gün evde olmuyordum. fakat onlarla aramızdaki samimiyet fazlasıyla ilerlemişti bu yüzden rahatlıkla evdeydim.
kapı çalmaya başladığında "geldiler..." diyerek kapıya koştum. derin ise peşimden yavaş yavaş gelmişti. kapıyı açtığımda kendi bölümünden yakın arkadaşları irem, naz, ayça ellerinde poşetlerle bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
derine (gxg)
Teen Fiction"sen iyi bir ev arkadaşısın," dedi. aynen dedim içimden. ondan çok hoşlanıyordum ve onu ıslak rüyalarıma alıyordum. ben iyi bir ev arkadaşıyım. yetişkin içerik.