merhaba yavrular birazdan final bölümünü okuyacaksınız iyi okumalar💋 (smut uyarısı içerir bide bu bölüm!)duman tüten sıcak beyaz kupayı iki elinin arasına almış soğuk ellerini ısıtıp çay olduğunu tahmin ettiğim içeceği içen kızı hayranlıkla izliyordum. çok güzeldi. kesinlikle bir masaldan fırlamış prensesti. o kız benim sevgilimdi.
siyah saçlarını yukarıdan dağınık bir topuz yapmıştı. yanakları hafif pembeleşmişti. üstünde mavi kazağı vardı. maviyi severdi ve mavi kesinlikle onun rengiydi. elindeki tuttuğu dergiyi okurken ela rengi hafif çekik gözleri kısılmıştı. dudaklarını ıslattığında odağım pembe tadının şeker gibi olduğu dudaklarına kaymıştı.
o dudakların tadını özlemiştim. bir haftadır tatmıyordum.
onun gibi sevgili olduğumuza inanmakta zorluk çekiyordum. çünkü sürekli iyi arkadaş olmaya çalışmış ve bunu sürekli dile getirmişti. kesinlikle benden hoşlanacağını düşünmemiştim. ne zaman arkadaşlıktan bahsettiğinde beni ne kadar üzdüğünü görse tepkisi ne olurdu?
kaç dakikadır onu hayranlıkla izliyordum bilmiyordum. arkasına aldığı karlı manzara ile mükemmel duruyordu. hızla telefonumun kamerasını açıp birkaç kere fotoğrafını çektim. kesinlikle bir ressamın elinden çıkmış bir resim gibi duruyordu. daha fazla ondan uzak kalmak istemiyordum. öylece dikilmeyi bıraktım ve kaldığımız otelin kafeteryasında oturan sevgilime ilerledim.
ona doğru olan adım seslerini duyduğunda başını okuduğu dergiden kaldırdı. göz göze geldiğimizde gülümseyerek ayağa kalktı. hızla kollarını bedenime sardığında sarılışına hemen karşılık verdim. "nerde kaldın? çok özledim," dediğini duydum. sesi biraz öfkeliydi.elimde olmayan sebeplerden dolayı iki saat gecikmiştim. "bende...sakın benden gitme." diye söylendim huysuzca.
bedeni biraz benden ayrıldığında yüz yüze geldik. "senden gidebileceğimi sanmıyorum."
"güzel," dedim nefesim teklerken. onu öpmek istiyordum. etraf kalabalıktı. yapmamalıydım. gözlerimi dudaklarından çekmem lazımdı. ağırca yutkundum. onunda gözleri dudaklarıma kaydığında titrek bir nefes bıraktı.
"ben eşyalarımı yerleştirdim ve biraz etrafta gezindim. kayak yapmak çok zevkli görünüyor." dedi. konuyu değiştirmeye çalışması ile hızla silkindim.
"o zaman odamıza çıkıp hazırlanalım. sonra kayak yapalım."
"olur," dedi koluma girerken.
birlikte odaya çıktığımızda bavulumu hemen bir kenara bırakmış eğilip çağlayı öpmeye başlamıştım. öpüşüme karşılık verdiğinde özlemle yavaş yavaş tadını çıkararak dakikalarca öpüştük.
hazırlanıp kayak yapılan alana geçtiğimizde önce kayak kiralamıştık. sakinlikle çağlaya nasıl yapacağını anlatmış ve biraz kaymıştık. ilk başta biraz sert düşmüş kalçasını acıttığı için vazgeçer gibi olmuştu fakat vazgeçmemiş azimle öğrenmişti.
"derin," diye bağırdı sevinçle. "yapabiliyorum."
kayarak yanıma geldiğinde kollarını belime sarmıştı. "aferin benim kızıma." dedim gururla.
"teşekkür ederim aşkım."
"rica ederim."
"pardon, bölüyorum," yanı başımızdan gelen sesle ayrıldığımızda bizim yaşlarımızda bir kızın gülerek bize baktığını görmüştük. "çok güzel duruyordunuz. fotoğrafınızı çektim." dedi telefonunu bize çevirirken.
çağla kollarımın arasından çıkarak kıza yaklaştı gözlerini kısarak fotoğrafımıza baktı. beğenmiş olmalı ki yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. bu tebessümü gören kızda gülmüştü."airdrop'la yollar mısınız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
derine (gxg)
Teen Fiction"sen iyi bir ev arkadaşısın," dedi. aynen dedim içimden. ondan çok hoşlanıyordum ve onu ıslak rüyalarıma alıyordum. ben iyi bir ev arkadaşıyım. yetişkin içerik.