Episode 12: The Woman Who I Loved

113 23 14
                                    

Banyodan çıkıp yatağımı toplamaya başladığımda kapı çalınıp açıldı ve içeri tahmin ettiğim kişi girdi.

"Erkencisin?" demesiyle "Hep bu saatte kalkıyorum ama sen evde olmadığın için bilemezsin tabii." dedim.

"Bana laf sokmadan duramıyorsun sanırım." deyip gülmesiyle omuzlarımı silktim. "Belki."

Yorganı düzeltip ona dönmemle yanıma gelip yanağımı okşadı. "Çok güzel görünüyorsun."

"Her zamanki halim." dememle yanağımı öpüp geri çekildi.

"Hadi hazırlan."

Kaşlarımı çatıp "Neden?" diye sormamla "Gidiyoruz." dedi.

"Nereye?"

"Baş başa olacağımız bir yere." demesiyle kaşlarımı kaldırdım. "Sadece ikimiz mi?" Başını sallayıp beni onayladı ve "Sadece ikimiz." dedi.

"Peşimizde adamların olmadan?"

Gülüp başını iki yana salladı. "Tch, kimse olmayacak. Sadece sen ve ben."

Yalnız dışarı çıkma düşüncesi kulağa güzel geliyordu. Onunla baş başa olmak da öyle.

"Bütün gün beraber mi olacağız?"

"Aynen öyle." demesiyle başımı salladım. "Tamam, hazırlanayım ben o zaman." Yeniden yanağımı öpüp dışarı çıktığınde gülümsedim ve dolabı açarak bir kot pantolon ve beyaz bir tshirt giyerek saçlarımı salık bırakıp birazcık makyaj yapıp parfümümü sıktım ve odadan çıktım.

...

Geldiğimiz sahil kenarıyla gülümseyip etrafa baktım. Bizden başka kimse yoktu, bu yüzden dalgaların ve rüzgarın sesi kulaklarımı dolduruyordu. Denizin muhteşem kokusunu içime çektiğimde yüzümdeki gülümseme büyürken rahatlamış hissediyordum.

Jungkook belime sarılıp boynuma öpücük bıraktığında gülüşüm büyümüş ve gözlerimi açıp karnımdaki ellerinin üzerine ellerimi koymuştum.

"Çok güzel burası... çok sessiz, huzur dolu."

"Bütün gün buradayız." demesiyle "Denize girmek istiyorum." dedim.

"Gireriz." deyip yeniden boynumu öptüğünde yüzümü ona çevirdim. "Teşekkür ederim... üç buçuk ay sonunda beni dışarı çıkarttığın için."

"Yine laf soktun."

"Hakediyorsun."

"Tamam, bir şey demeyeceğim." dedi derin bir nefes alıp.

"İyi edersin." dememle elimi tuttu ve eve doğru ilerlemeye başladı. "Önce yemek ye, sonra denize gireriz."

"Yine tabağımı tıka basa doldurup yememi beklemeyeceksin değil mi?" dedim yüzümü buruşturup.

"O günleri geride bıraktık. Başta yemiyordun bir şey, o yüzden yapıyordum."

"Korktuğum ve beni orada kalmaya zorladığın için olabilir mi?"

"İyiliğin içindi."

"Kafama silah dayadın?"

"Hina cidden..." deyip bana döndü ve "Bunları tekrar mı konuşacağız?" dedi cümlesini tamamlayıp.

"Aklımdan çıkarmak kolay değil."

Derin bir nefes alıp "Özür dilerim." dedi. "O zaman mantıklı düşünmedim. Seni tam tanımadığım için senden şüphelendim ama içten içe senin olmamanı umuyordum. Pişmanım, yapmamam gerekiyordu ama zamanı geri alamam. Bundan sonrası için sana söz veriyorum bir daha öyle bir şey yaşanmayacak. Sana zarar vermeyeceğim, başkasının zarar vermesine de izin vermeyeceğim. Beni affet artık?"

House Of Cards - Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin