Episode 7: Beautiful

386 42 189
                                    

Gözlerim Jungkook'un üzerinde gezerken yüzü kasıldı ve gözlerini kapattı.

"Vay, vay, vay. Bizde merak ediyorduk Jungkook nerelerde, uzun zamandır gelmiyor mekana diye. Meğer evine birini almış. Yalnız güzel kızmış, bana da verir misin?"

Adamın söylediği şeyle gözlerim büyürken Jungkook hızla ona doğru atılıp boğazını tuttu ve arkasındaki duvara yapıştırdı.

"Onun hakkında tek kelime edersen seni mahvederim. Aileni, sevdiğin, tanıdığın herkesi doğduğuna pişman ederim, anladın mı?" deyip kulağına yaklaşıp bir şeyler daha söylediğinde adamın bakışları beni buldu ve sonra Jungkook'a dönüp eline vurdu.

"Jungkook bırak kardeşim." Hâlâ adını bilmediğim en uzun boylu olan Jungkook'un omzuna vurup onu geri çektiğinde o, bana doğru dönüp yanıma geldi ve bileğimden tutarak beni yukarı çıkarmaya başladı.

Odama girdiğimizde bileğimi bırakıp sinirle bana döndü ve "Sana aşağı inme demiştim!" dedi.

"Ben silah sesi duyunca-"

"Duy Hina! Sana ne dedim ben?! Ne duyarsan duy aşağı inme dedim! Neden iniyorsun?!"

Söyledikleri kendimi tuhaf hissettirirken derin bir nefes alıp "Sen bağırınca, sana bir şey oldu sandım." dedim dürüstçe.

"Olsun! Sen aşağı inme-"

"Yeter! Bana bağırıp durma! Lanet olsun ki seni düşündüğüm için aşağı indim! Neden yaptım bilmiyorum ama yeniden vuruldun sandım işte! İçgüdüsel olarak geldim aşağı! Ama böyle tepki vereceğini bilseysim asla inmezdim! Beni çocuk gibi azarlayamazsın sen! Bana bağıramazsın! Ben senin hiçbir şeyin değilim anladın mı?!"

"Madem yanımızdan gitmek istiyorsun bir an önce, o zaman sözümü dinleyeceksin! Yapma diyorsam yapmayacaksın! Aşağı inme diyorsam inmeyeceksin!"

"Sen kimsin ya?! Kimsin de bana emir veriyorsun?! Kimsin de benim ne yapıp ne yapamayacağımı söylüyorsun?! Sen bana emir veremezsin anladın mı?! Sen bana hiçbir şey söyleyemezsin!"

"Öyle mi?!"

"Öyle!"

Bir şey söylemeden sadece gözlerime baktıktan birkaç saniye sonra hızla odadan çıkıp gittiğinde sinirle derin bir nefes aldım.

Onun için endişelenmem hataydı. Bananeydi ki vurulup vurulmamasından. Neden endişelenmiştim onun için?

Oflayıp yatağa oturdum ve gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Aptallık yapmıştım aşağı inerek, kendi aptallığım yüzünden bir de azar işitmiştim çocuk gibi. Gerçekten burada kalma sürem artarsa delirecektim en sonunda.

...

Odamın kapısı hızla açıldığında yataktan doğrulup sinirle ona baktım. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?!"

"Yürü gidiyoruz."

Söylediğiyle kaşlarım çatılırken "Nereye?" diye sordum. "Gitmek istediğin yere gidiyorsun sonunda, evine."

Yüzüm gevşerken şaşkınlıkla gözlerine bakıp "Gerçekten mi? Gidiyor muyum?" diye sordum. Ben burada daha günlerce kalacağımı düşünürken gidebileceğimi söylemesi beni gerçekten şaşırtmıştı.

"Evet, gidiyorsun."

"Konuştunuz mu o adamlarla?" dememle derin bir nefes aldı ve "Gidebileceğini söylüyorum Doktor. Çok istediğin şeyi veriyorum sana, neden bu kadar sorguluyorsun? Gitmek istemen yalan mıydı yoksa?" dedi.

Söylediği ve söyleyiş tarzı sinirimi bozarken gözlerine sinirle bakıp "İstiyorum. Buradan gitmek ve bir daha da yüzünü görmek istemiyorum." diyerek çantamı alarak yanından geçip odadan çıktım.

House Of Cards - Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin