❅ 15. bölüm

353 76 97
                                    

Tender, Trouble

ON BEŞİNCİ BÖLÜM
💎

İdmanları olduğu için dersler tek geçiyordu ve bu odaklanmam için çok iyiydi. Ta ki, ikinci teneffüsün sonunda Sadie yanıma gelene kadar.

"Naber?" dedi, gözleri parlayarak. Çok canlıydı, eski hali gibi. Sanırım doğruyu söylemek ve özellikle de Elina'nın kabullenir gibi olması onu rahatlatmıştı.

"İyi. Sen?"

"İyiyim. Daha iyi olabilirim." diyerek sona doğru heceyi uzattı. "Eğer benimle idmanı izlemeye gelirsen. İzin alabiliriz, ikimiz de eksiği halledebilecek seviyedeyiz. Ayrıca Elina kabul etmiyor. Sen edersin belki?"

Sesimi alçalttım. "Maximilian'ı sadece uzaktan görmek için dersi mi asacaksın?"

"Evet."

"Abartmıyor musun sence de?"

Sırıttı. "Diğer yaptıklarıma kıyasla hayır, bu hiç abartı değil." Kaşlarını çattı. "Sen Bast'ı görmek istemiyor musun?"

"Onu görmeden bir ömür yaşayabilirim." diye mırıldandım.

Şaka yapmışım gibi güldü. "O zaman dün baya tatmin ediciydi."

Boğazım anında tıkandı. Dudaklarımı birbirine bastırarak, kitaba odaklanmak istiyormuş gibi yaptım.

Kolumu iki eliyle tutup sıktı. "Lütfen. Lütfen."

"Sadece bir ders."

"Harika!" diye bağırarak yanağımı öptü.

Ayağa kalkarken, sol tarafta duran Garcia'nın, oturduğu yerden burayı izlediğini fark ettim.

Koridorda yürürken "Garcia bir şeyler biliyor." dedim.

Omuz silkti. "Herkes biliyor ama kimse ses çıkarmıyor. Oyun sanıyorlar."

"Zaten oyun."

"Ama istekli bir oyun Rooox." dedi. "Ayrıca böyle çok daha hevesli. Gizli olması yani."

"Gelecek düşünmüyor musun?"

"Son sene zaten. Sonra açıkça çıkmaya başlayacağız." Kaşlarını çattı. "Max geçenlerde bir keresinde beş sene sonra istediğimizi yapabileceğimizi söylemişti. Belki üniversite de böyle olur. Bilmiyorum. Takmıyorum."

Ona bakarken tenim ürperdi. Dün Leonid'in beş sene daha dayanamam dediğini hatırladım. Bunun Sadie ile hiçbir alakası olduğunu düşünmüyordum. Grubun beş sene beklediği bir şey olmalıydı. Şey gibi... Diploma? Ama niye?

"Aynı üniversiteye mi gitmeyi planlıyorsunuz?"

"Evet. Aynı bölüm hatta. Ben avukat olmak istiyorum, o da hakim. Ama sanırım Knox da yatırımcı olmak istiyor. Aynı babaları gibi." İç çekti. "Eminim olurlar. Babalarından avantajlılar."

"Ne güzel." dedim, gerilirken. "Maximilian yüzü hakkında sana ne dedi?"

"Kapıymış."

"Emin oldun mu?"

"Bilmiyorum ki. Kendinden çok emin konuşuyor. Ezbere bir şey okusaydı ancak bu kadar istikrarlı olurdu." Bana baktı. "Bu arada, buzlarından birini ona verdim. Yüzü için. Geri alıp vereceğim ama."

"Gerek yok. O buzu kullanacağımı düşünmüyorsun herhalde."

Kaşlarını çattı. "Torbanın dışını birkaç kez yıkadıktan sonra kullanırsın."

Doğru diyordu. Normalde yapardım ama şu an ekstra pimpirikli bir haldeydim.

Tribünlerin en önüne oturduk. Çoktan koşuşturmaya başlamışlardı. Gördüğüm kadarıyla sahada Knox ve Miles, bir de yedekler ile takım arkadaşları vardı. Koç Tina'nın eşliğinde oynuyorlardı. Maximilian kenarda yatıyordu. Sebastian ise oturuyor ve onunla konuşuyordu. Daha terlememişlerdi bile, omuzlukları ve kaskları kenarda duruyordu. Bu yüzden, oyuna henüz dahil olmadıklarını düşündüm.

ELDENCORD TANRILARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin