Bölüm - 1

19 2 1
                                    

İSİMSİZ YAZAR (22.05.2024)

Evrene kıyasla bu küçücük dünyamızda iki büyük güç vardır. Bunlar, saf iyilik ve saf kötülük. Aslına bakarsanız ikisi de pek iyi sonuçlar vermez.

Saf iyilik adının da belli ettiği gibi saflıktan başka bir şey değildir. Herkese koşulsuz şartsız inanmak ve kendini düşünmeden hep başkalarını düşünmektir. Tanımadığınız biri için ölmek ve yeri geldiğinde yaşamaktır. Sizin için, kendi isteğinizin olması başkalarını mutlu etmekten önemsiz hale gelir. Bu da sadece saflıktır.

Saf kötülük öyledir ki insanın kendi benliğin önüne egosu ve hırsı geçer. Saf kötülüğün tadına bir kez varınca beyninizi öldürme isteği kaplar, kalbinizin önüne ise siyah bir duvar çekilir. Korku yoktur, endişe yoktur, üzüntü yoktur ancak en önemlisi neşe yoktur. Onların yerini sinir alır, kibir alır, bencillik alır ve hatta öldürme arzusu alır. En sonunda saf kötülüğe erişmiş olan kişi mutluluk nedir, endişe nedir, korku nedir, neşe nedir unutur. Ne kadar çabalasa da eski haline geri dönemez.

Üç büyük saf kötüyü neredeyse tüm dünya tanır. FAWK, TARGET, RPH... Gerçek saf kötüler bu üç örgüttür. Daha doğrusu bu üç örgütün kurucuları. Onların yaşlarını dahi öğrenmek imkansızken isimlerini öğrenmek doğa üstü yetenek gerektirir. İnsanlara kendilerini öyle iyi tanıtırlar ki hiç şüphe çekmezler ancak bugün imkansız başarılmış ve ufacık da olsa bir bilgi sızdırılabilmiştir. Şu anda bunu sizinle her ne kadar paylaşmak istesem de zamanını beklemeliyim. Belki bir gün belki bir ay belki bir yıl belki de bir asır sonra bu bilgiyi sizinle paylaşabileceğim. Bildiğiniz üzere bu kimliğini gizli tutmaya niyet etmiş olan yazar belirsizlikte kaybolmayı çok seviyor.

Sizleri, yani okuyucularımı özleyeceğime hiç şüpheniz olmasın. Bir sonraki habere kadar hoşça kalın.

Evimiz benim kahkahamla dolup taşmıştı. Kendimi tutamayacağım kadar gülüyordum. "Neymiş, bilgi sızdırmışlar." derken hala gülmekten kendimi alamıyordum. "Ay, şimdi kesin bunlar saç rengimizi falan bulmuşlardır." Ağabeyime bakıp ondan onay bekledim. Karşımda oturuyordu ancak beni duymuyor gibiydi. Telefonuna gömülmüştü.

"Bora." A harfini uzatarak adını söylediğimde kafasını telefondan kaldırmadan bana cevap verdi. "Efendim." dediğinde endişeli bir sesi vardı.

"Bir sorun mu var?" diye sordum. Yüzünü tam olarak göremesem de hareketlerinden bir problem olduğunu anlamıştım. "Yok desem inanacak mısın?" Ağzımdan "-ı" harfini hayır anlamında iki kez tekrarladım. En sonunda Bora ağzından dışarıya hava üfleyerek of sesi çıkardı ve sorunu anlatmaya başladı.

"RPH kimliğimizi bulmaya çalışıyor ve yakında bulacak gibi." dediğinde kendimi oturduğum kanepeye bastırdım. Ne zaman böyle sıkıntılı durumlarla karşılaşsam tavana uzun uzun bakarak derin düşüncelere dalardım ve şimdi de aynısını yapacaktım. İki elimle saçımı karıştırırken tavanı izliyordum.

RPH tıpkı bizim gibi bir örgüttü. Polisler suçluları basit bir hapis cezasıyla cezalandırırken onlar suçlu ne suç işlediyse ona göre bir ceza veriyordu. Örneğin suçlu birini öldürdüyse aynı cezayı o da alır ve idam edilirdi ya da tecavüz suçundan aranıyorduysa ona da aynı şekilde tecavüz edilirdi. Böylece suçlulara kendi yaşattıkları yaşatılır ve suçlunun başka suçlar işlemesinin önüne geçerlerdi.

"Ne yapacağız." dediğimde dudaklarını birbirine bastırarak kafasına sağa sola salladı bilmiyorum dercesine. Ona bir fikir sunmak ve gözüne girmek istiyordum bu yüzden fikir üretmeye çalıştım.

"Peki ya onlara yanlış kişiyi buldurtsak nasıl olur?" diye bir fikir sunduğumda yüzü biraz olsun gülmüştü. Başka seçeneğimiz olmadığı için bu fikri uygulamak zorundaydık. RPH böyle basit numaralara düşecek bir örgüt değildi ancak bu plan onları biraz olsun oyalamaya değerdi.

SAF KÖTÜLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin