Bölüm - 4

9 2 0
                                    

Sabahın erken saatlerinde güneşin gözüme girmesiyle uyandım. Dün ile ilgili hatırladığım tek şey mutfakta Okçu ile karşılaştığımdı, sonrasını hatırlamadığıma göre vodka almama izin vermiş olmalıydı.

Bunların hepsini bir kenara bıraktım ve gözlerimi iyice açıp yanımdaki komodinden telefonumu elime almayı hedefledim. Ancak yanımdaki komodin benim değildi, oda da benim değildi. Nerede olduğumu algılayamamış halde çift kişilik yataktan kalktım ve etrafta birinin olup olmadığını kontrol ettim.

Önce yatak odasından çıktım ve sonra daetrafa iyice bakındım. Salona geçtim ancak orada da biri yoktu. Teker teker tüm odaları kontrol etmeye başlamıştım. Nerede olduğumu hemen öğrenmeliydim.

En son odaya girdiğimde burasının bir spor salonu olduğunu fark ettim ancak beni şaşırtan karşımda gördüğüm Okçu'ydu. Daha da garibi üstünde şorttan başka bir şey olmamasıydı. Kızım ne garibi adam spor yapıyor, sen sporu pantolonla yapıyorsun sanki.

"Sen sus." Diye cevapladım kendi iç sesimi ancak onu dışımdan cevapladığımı fark etmemiştim. Kendi kendime konuştuğumdan Okçu'nun kınayıcı bakışlarına maruz kalmıştım.

"Neden buradayım?" Diye sormak aklıma gelmişti en sonunda. Okçu hala barfiks çekerken beni cevapladı.

"Sana içme demiştim." Diye beni cevapladı. Dün kece kesin aptalca bir şey yaptın Alev.
Of sus hiç aklına bile getirme iç ses.

"Ne oldu tam olarak?" Bu adam umarım benim sarhoşluğumdan yararlanmamıştır.
Kendini hazırla bu olasılığa bence.
Sus iç ses, sus. Ya acaba sana isim falan mı koysak? Su olsun hem uyumlu oluruz.
Ne uyumlusu asıl uyumlu Ateş'le Alev olur bence.
İlk defa mantıklı bir şey söyledin. Bunan sonra adın Ateş senin. Allahım delirdim sanırım, kendi iç sesimle tartışıyorum.

"Merak etme düşündüğün gibi bir şey olmadı." Diye kestirip attığında içim biraz olsun rahatlamıştı ancak ben daha uzun bir cevap istiyordum.

"Ne oldu?" Dediğimde derin bir nefes verdi.

"Vodkayı içmek için benden kaçtın ve ben de seni yakalamak için kovaladım. Sonra yağmurlu havaya aldırış etmeden ikimizinde ıslanmasına neden oldun. Ben de seni buraya getirdim gözümün önünde olup daha fazla içme diye. Oldu mu Alev hanım? Yeterli bir cevap mıydı bu sizin için." Çok rahatlamıştım.

"Ben gidiyorum, telefonum nerede?" Dediğimde "Yatak odasında olmalı." Dedi.

Hızla yatak odasına gittim fakat telefonum komodinde değildi. Yastıkların altını kontrol etmek istedim ve önce Okçu'nun yastığının altına baktım. Yastığın altında bıçağımla karşılaştığımda yüzümü bir gülümseme kaplamıştı. Benden korkması tam da istediğim türden bir şeydi. Bıçağımı cebime sıkıştırdım ve diğer yastığın altından telefonumu aldım. Çıkarken onu zorbalamak çok eğlenceli olacaktı.

Spor salonunun önüne geldim ve cebimden bıçağı çıkartıp ona gösterdim. "Benden bu kadar korktuğunu bilmiyordum." Dedim. Kendi kızaran yüzüne benim keyifli yüzüm eşlik etti. O tam bana bir cevap verecekti ki benim telefonumdan gelen zil sesi onu durdurdu.

Elimde bıçak ile duvara A harfinin çizgilerini çektim tıpkı bir ters V harfi gibi, daha sonra da bıçağımı tam ortasına sapladım. Daha sonra da cebimden telefonumu çıkartıp kimin aradığına baktım.

"Siktir." Ağzımdan kaçırdığım küfür ile Okçu'yu meraklandırmıştım. Abimden tam 73 cevapsız arama vardı. Sıçtık iç ses sıçtık...
Ben değil sen sıçtın, mal.
Ayı, ayıp.

Hızla abimin aramasını cevapladım. "Efendim abim." Diye onu biraz yumuşatmaya çalıştım.

"Nerdesin mal."

"Merak etme iyiyim, sonra konuşsak?"

"Olmaz, hemen eve geliyorsun."

"Gelemem."

"Bana seçenek bırakmadın."

"Abi dur tamam adamlarına aratma yerimi. Ben seni iki dakikaya arayacağım."

"Hızlı." Dediğinde telefonu yüzüne kapattım ve Okçu'ya ne yapacağız anlamında baktım.

"Ne oldu?" Diye sorduğunda ağabeyim aradı eğer gitmezsem ikimizde sıçarız demek istedim ancak ağabeyimin kim olduğunu öğrenmemeliydi.

"Abime sevgili rolü yapmak zorundayız." Dediğimde gözbebekleri büyümüştü. Sevgili gibi yapmazsak onu mezara sokardı. Tek çözüm yolu buydu, ağabeyim buna da kızacaktı ancak artık yirmi dört yaşında olduğumdan laf edemezdi.

Böyle bir şey beklemiyor olmalıydı Okçu.
Kızım tabi beklemiyordu adama sevgili olucaz dedin.
"Sevgili gibi olucaz dedim Ateş." Diye kendi iç sesimi cevapladım ancak bunu yine dışımdan yapmış olmalıyım ki Okçu bu sefer bana daha şaşkın gözlerle bakıyordu.

"Sen benim adımı nereden biliyorsun?" Dedinde resmen iç sesim ilk defa bana bir iyilik yapmıştı. Elbette onun adını bilmiyordum ancak gerçekten biliyor gibi davranmalıydım.

"Beni küçümsememen gerektiğini hep unutuyorsun." Diye kısa bir cevap verdim. "Ben adını saklayacağım sen de ağabeyime sevgilim gibi görüneceksin."

"Kabul." Dedi ve barfiks çekmeyi bırakıp elimdeki telefondan ağabeyimi aradı. Genelde telefonda isimlerimiz yerine ağabeyim, kardeşim, dostum tarzı lakaplar ile kaydederdik. Aksi takdirde ifşa olabilirdik.

Telefonumdan ağabeyim adlı kişiyi çaldırdı ve telefon ilk çalışta açıldı. "Merhaba." Diye kısa bir selam verdi Ateş.

Ağabeyimin iç çekme sesleri buradan duyuluyordu. "Siktir, kaçırdınız mı kardeşimi?" Aklına ilk gelen sorunun bu olacağını tahmin etmiştim.

"Hayır, yanlış anlamayın aslında kardeşiniz bana kaçtı gibi bir şey oldu." Aklınca dalga geçmeye çalışıyordu ancak ağabeyimi tanımıyordu.

"Ne diyor lan bu pezevenk? Alev hemen geliyorsun buraya." Dediğinde telefonu Ateş'in elinden aldım. Hoparlörü de kapatıp kulağıma götürdüm.

"Abi vallahi düşündüğün gibi bir şey yok."

"Ne diyorsun allah aşkına Alev."

"Abi az önce konuştuğun adam benim sevgilim." Dediğimde daha da sinirlenmiş olmalı ki sesi hiç duymadığım kadar yüksekti.

"Yarın buraya geldiniz geldiniz. Gelmediniz ikinizide diri diri gömerim." Söylediğini yapardı. Bu da beni çok korkutuyordu.

"Tamam abi, hangisine?" Hangi villaya gideceğimi sormuştum.

"12" dedi.

Telefonu kapattım ve Ateş'e baktım.

" Yarın abime ziyarete gidiyoruz." Kafasını aşağı yukarı sallayıp bana onay verdi.

SAF KÖTÜLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin