𝟒. 𝐁𝐨̈𝐥𝐮̈𝐦 - 𝐃𝐞𝐧𝐢𝐳𝐝𝐞 𝐁𝐞𝐬̧ 𝐆𝐞𝐦𝐢𝐥𝐢 𝐏𝐮𝐬𝐮

2 1 0
                                    

  İki hafta yeni görevlerle geçiyordu.

Kaleki krallığının etrafındaki klanlardan aldıkları haberleşme, kara ve deniz canavarları keşfi ve avlanma görevlerini üstlenmişlerdi. Üç gemiye sahip olduklarından, haberleşme için üç gemi ayrı yerlere gidiyor, avlanma ve keşif görevlerinde ise genellikle sadece iki gemi kullanılıyordu. Üçüncü gemi gerekmiyorsa başka görevlerle ilgileniyordu. Böylece Mey hala daha hızlı görevleri hallediyordu, ancak gemileri birbirinden çok uzak görevlere göndermemeye özen gösteriyordu. Çünkü gemileri canavar ya da korsan saldırılarından korumak istiyordu.

İkinci haftanın sonuna geldiklerinde Kaleki krallığına doğru yolculuğa çıktılar. Ufak işlerle uğraşan gezgin gemileri iki haftadır Mey hala'yı izliyorlardı. Çünkü üç gemisi olan bir kadının bu kadar çok mürettebatla haberleşme görevlerini yapması sinirlerini bozmuş, iki haftada çok az iş yapmalarına sebep olmuştu.

Mey hala ve mürettebatına bir ders vermek istiyorlardı, ama onların gemilerini yakalamak zordu. Bu yüzden Kaleki krallığı yoluna beş gemi ile pusu atmışlardı.

Tabii ki, Mey hala onların buna sinir olacaklarını ve rahat durmayacaklarını tahmin edebiliyordu. Bu saldırılarına karşı onlara çok güzel bir sürprizi vardı.

Son işin parasını aldıktan sonra, Kaleki krallığına gidecek elli paralı asker Mey hala'ya gelerek Kaleki krallığına gidecek gemi aradıklarını ve parayla saldırı durumunda güvenlik sağlayabileceklerini söylediler. Mey hala biraz pazarlıktan sonra kabul etti.

Mey, Linda ve Dayo'yu Olaf'ın ve Mark'ın gemisine göndermişti. Onlar başka bir yoldan Kaleki krallığına önden gideceklerdi. Boramir'i de gönderecekti ama o saklanmıştı, bulamayınca Olaf'ı ve Mark'ı gemiyle önden gönderdi. Bu olayda annesi olarak gördüğü Mey hala'sına bir şey olmasını istemiyordu ve onun yanında mürettebatı olsa da yanlız bırakamazdı.

Krallığa yarım gün kala beş gemi Sohu adasına demirlemiş, bekliyorlardı. Kısa süre sonra Dormak'ın gözcü gemisi yanlarına gelmiş, Mey'in gemilerden birinin yaklaştığını söylemişti. Bunu duyan kaptanlar "𝐘𝐞𝐥𝐤𝐞𝐧𝐥𝐞𝐫𝐢 𝐢𝐧𝐝𝐢𝐫𝐢𝐧, 𝐝𝐞𝐦𝐢𝐫𝐢 𝐜̧𝐞𝐤𝐢𝐧! 𝐇𝐞𝐬𝐚𝐩 𝐬𝐨𝐫𝐦𝐚 𝐳𝐚𝐦𝐚𝐧ı!" diye bağırmışlardı. Mürettebat hemen söylenenleri yaparak biraz açıldıktan sonra yollarının önüne demir attılar.

Kısa süre sonra ileriden gelen bir gemi gözükmeye başladı. Mey hala hemen onları farketti ve paralı askerlere dönüp "𝐁𝐢𝐳𝐞 𝐯𝐞𝐫𝐝𝐢𝐠̆𝐢𝐧𝐢𝐳 𝐬𝐨̈𝐳𝐮̈ 𝐭𝐮𝐭𝐦𝐚𝐲𝐚 𝐡𝐚𝐳ı𝐫 𝐦ı𝐬ı𝐧ı𝐳? 𝐎̈𝐧𝐮̈𝐦𝐮̈𝐳𝐝𝐞 𝐩𝐮𝐬𝐮 𝐯𝐚𝐫!" dedi. Paralı askerler ileri bakıp gemileri görünce "𝐇𝐚𝐳ı𝐫ı𝐳!" diyerek kılıçlarını havaya kaldırdılar. Tam o sırada dürbünle bakan kaptan gemide çok sayıda insan olduğunu gördü; kılıçlar havadayken tedirgin oldu ve hemen diğer kaptanlarla istişare etti. Yeni planları, yanlarına kadar gelmeleri ve eğer sandıkları kadar fazla değillerse kancalarla gemileri tutarak Mey hala'nın gemisine atlamaktı.

Mey hala, fazla kişi gözükürlerse cesaret edemeyeceklerini düşünmüştü. Bu yüzden diğerleriyle konuştu: ya çok kişi gözüküp saldırmalarına engel olacaklardı, ki bu bir ihtimaldi, ya da askerler geminin altında saklanacak, işaret verildiğinde ortaya çıkacaklardı. Askerler kararlarını vermişti, askerler de savaşmak istiyordu.

Mey sevinsede askerlere "𝐙𝐨𝐫 𝐝𝐮𝐫𝐮𝐦𝐝𝐚 𝐤𝐚𝐥𝐦𝐚𝐝ı𝐤𝐜̧𝐚 𝐨̈𝐥𝐝𝐮̈𝐫𝐦𝐞𝐦𝐞𝐲𝐞 𝐜̧𝐚𝐥ı𝐬̧ı𝐧," dedi. Bunu demesinin sebebi hem ailelerinin olabilmesinden dolayı hem de her gezgin gemisi belirli krallıkların himayesinde olmasındandı. Eğer hepsi ölürse krallıklar bundan hoşlanmazdı. Sadece birkaç gezgin birliği krallıklara bağlı değildi, onlardan biri de Mey'in kurduğu birlikti: Kırbaçlı Gezginler Birliği, ismini Mey hala'nın belinde silah olarak kullandığı kırbaçtan almasıydı.

Kara Korsan EFSANESİWhere stories live. Discover now