Yeni bölümle karşınızdayım.
İyi okumalar dilerim.
-------------------------------
Kapıyı yavaşça çaldık. Kraliçenin içerden gelen onaylı sesle içeriye girdik. "Oo benim torunum gelmiş." kucağımda ki Elkanı kucağına aldı. Barkana imalı bakışlar attım. Odada olan daha önce Barkanla beraber uyuduğumuz koltuğa attı kendini.
Hemen yanına oturdum bende. "Bu gün Elkan sizde kalsa." dedim ve onay vermesi için yanımda duran saçımla oynayan adama döndüm. Kaş göz yaptım ama şu an sarmaşıklarıma daldığı için cevap veremiyordu.
"Bir problem yok ama değil mi?" ne diyecektik. Biz Elkana kardeş yapıcaz sende kalsın falan mı? Yardım etmesi için Barkanı cimciklediğimde anca kendine gelebildi.
"Yok anne işlerimiz var biraz." dediğinde öksürük krizine girdim. Aptal kocam benim öyle mi söylenir.
"Yani odada tadilat falan." diye durumu toparlamaya çalıştım ama daha da batırmıştım galiba. Yanımda ki koca adamın kahkahaları kulaklarıma doldu. Kolumdan tutup kendine çekti ve sert bir şekilde öptü.
"Tamam tamam ben bakarım siz işinizi halledin." kraliçenin gülerek söylediklerinin ardından Barkan kalktı ve elimden tutup odadan çıkarttı. Adeta koşarak odaya doğru giden bir kocam vardı.
"Sevgiliim." dediğinde kısa bir an durup bana baktı. "Ben acıktım." dediğimde yüzünde ki yenilmişliği gördüm. "Lütfeen." dedim gözlerimi kırpıştırarak. Tekrardan aynı hızla beni peşinden koşturdu.
Mutfağa girdiğimizde içeride çalışanlar eğilerek referans yaptılar. "Davet odasına iki kişilik yemek alıcaz." başlarıyla onayladılar.
Davet odasına doğru yürümeye başladık. Büyük yemek masasına karşılıklı oturduk. Oturur oturmaz masaya servis açılıp yemekler konmaya başlamıştı bile. Önüme konan püreden hemen tabağıma aldım.
Baya acıkmıştım. Çorbadan da kaşıklarken karşımda ki adama baktım. Elini masaya dayamış beni izliyordu. "Bakma öyle." dedim cilveyle.
"Şu an seni öpmemek için zor duruyorum yemeğini ye hadi." bu tavırlarını o kadar hoşuma gidiyordu ki.
"Sen de yesene."
"Seni mi karıcım." arsız adam. Dudağında arsız bir sırıtış oldu.
Daha fazla uzatmadım ve önüme gelen yemekleri yedim. Karnımı tıka basa doyurdum. "Yemeğini yediysen gidelim karıcım." başımla onayladım ve yanıma gelip elimi tuttu ve odamıza doğru gitmeye başladık.
Hayat ne garipti. Şundan beş ay önce ki halimi hatırlıyorum. Bir de şimdi ki. Olmaz dediğim şeyler oluyordu. Bu hikayenin sonu nasıl bitecekti?
Odamıza geldiğimizde Barkan kapıyı açıp hemen beni içeriye çekti. Hızla kapıya yasladı ve kapıyla arasına aldı beni. Hızla dudaklarımı öpmeye başladığında ateşin içine atmıştık kendimizi.
Nefes almamız için kısa bir boşluk verdi. Aklımda olanları söylemek için fırsat olmuştu "Sevgiliim." dedim ellerimle yüzünü avuçlarken. "Biliyorsun yeni doğum yaptım ve hassasım bilgin olsun diye söylüyorum."
Elini belime atıp kendine çekti. "Eğer istemiyorsan.."
"Hayır, istemiyorum demedim sadece yavaş ol dedim." dediğimde bacaklarımdan tutup kucağına çıkarttı. Bacaklarımı beline sararken yatağa doğru ilerledik. Öpüşümüzü kesmeden. Yatağa yatırdığında kızıl saçlarım yayılmıştı. Bacaklarımı tutup daha sıkı bir şekilde sardığında kendisini bacak arama yerleştirdi.
Elleri acelece korsemin iplerine gittiğinde yaklaşık on saniyenin ardından "Bu siktiğimin ipi neden açılmıyo!" sert sesleri kulağıma dolduğunda güldüm ve bacaklarımı çekip oturur pozisyona geldim. Arkamı döndüm ve açması için bekledim. Korseyi tek başına giymek nerdeyse imkansızdı. Çıkarmaya nazaran. Barkanın bu aceleciliği yüzünden açmayı zorlaştırıyordu.
Saçlarımı çekti ve biraz oyalandı. Korse kollarıma düştüğünde Barkan elini arkadan belime sardı. Sırtımı bedenine yasladığında saçımı tek omzuma attı ve dudaklarıyla minik ve kışkırtıcı öpücükler bırakmaya başladı.
Bedenimi Barkana doğru döndürdüğümde kafasını göğsüme gömdü dediklerimi hatırlamış olacak ki öpücükle işi kapatmıştı. Ellerim sırtına gitti önce tutunmak amacıyla. Kucağında düşmeyeceğim bir şekilde durduğumda Barkan ellerini belime doladı. Parmaklarım yavaşça gömleğinin düğmelerini açtı ve üzerinden çıkarttım.
Birbirine yaslanan çıplak bedenlerimiz yatağa devrildiğinde Barkanın soluksuz öpücüğüne mağrus kaldım. Çenemden boynuma doğru yol çizen öpücükleri yetmiyormuş gibi altıma giydiğim pantolonu yavaşça çıkardı.
Açıkta kalan göbeğime bıraktığı öpücükle belim yay gibi gerildi. Barkanı omzundan tutup yana attım ve üstüne çıktım.
----------------------------------------
Dışarıdan gelen demir sesiyle gözlerimi açtım. Üstümde uzanan çıplak adamın hala uyuduğunu gördüm. Bağırış sesleri gelmeye başlayınca sıçrayarak gözlerini açtı.
Merakla birbirimize baktığımızda kapı çalmaya başladı. Üstüme çarşafı çektim Barkanda oturur pozisyona geldi. "Gir!" demesiyle Anastasia içeriye girdi.
Bizi görünce bakışlarını yere eğdi. "Efendim Karun krallığı savaşa geldi." dediğinde şokla birbirimize baktık.
"Saçmalama Anastasia, benim burada olduğumu bilmiyorlar mı!"
"Efendim durum farklı toprak için değil." sabrımız taşmaya başlamıştı. Babam savaşa gitmiyordu ama kapıya dayanmıştı.
"Ne için söyle artık!" Barkanın sinirli çıkan sesiyle yerinde titredi.
"Prensim, prenses Elçimi almaya geldiler." ne saçmalıyordu bunlar. "Prensim sizin zina yaptığınız ve kanunu hiçe saydığınız için."
İynem olayı öğrenilmişti. Birbirimize baktık.
Bizim hikayemiz mutsuz sonla bitmişti.
------------------------
Kıyamet koptu.
Ateş yandı ve bizimkiler bu ateşe odun oldular.
Kendinize iyi bakın.
Diğer bölüm görüşmek dileğiyle.
Sağlıcakla kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜBRE
Teen FictionBir evlilikte en önemli şey nedir? Aşk ,saygı, sadakat. Peki bir evlilikte bunlar yoksa , bu evlilik olur mu ya da buna evlilik denir mi. HAYIR ! koskoca bir hayır. İşte bu da benim "evliliğim". Meyin krallığının tek erkek varisi, zekası, yakışıklıl...