SON UMUT

GÖREV

Şarkı önerisi: Edis : yalan

İyi okumalar

" Atmaca konuşuyor bütün ajanların dikkatine"dedim kulağımda ki kulaklığa elimle baskı yaparak hep bir ağızdan "dinlemedeyiz atmaca" dediler " operasyonu ben ve fırtına yönetiyoruz ben ve fırtınanın haberi olmadan asla hareket etmeyin aksi taktir de görevinize son verilecekctir" dedim yine hep bir ağızdan " anlaşıldı atmaca" dediler "atmacadan fırtınaya konum bildir fırtına" dedim
" fırtınadan atmacaya mini bar da oturuyorum " dedi
" anladım yanına geliyorum" dedim
" anlaşıldı" dedi

Maskeli bir baloya gelmiştik bu baloyu düzenleyen törör örgütlerinin liderleri ve bunu destekleyen yabancı devlet adamları benim adım Duygu Atmaca hayatla savaşım dogdugum gün başladı öldüğüm gün bitecek merdivenlerden indim mini barın tam önünde durdum sessiz olmaya dikkat ederek " kim olduğunu enseni kaşıyarak belli et fırtına " dedim çünkü önüm de on beş kişi vardı ve onu tanımıyordum en sağ da ensesini kaşıyan biri vardı ona baktım iki gözünü yumdu bu benim demekti herhalde üzerinde siyah bir takım elbise vardı sarı saçlı yeşil gözlüydü ama bunlar gizlenmek içindi yani gerçek fiziksel özellikleri degildi yakışıklıydı benim üzerimde ise siyah derin yırtmaçlı hafif göüs ve sırt dekoltesi olan bir elbise vardı siyah deri topuklu ayakkabı giymiştim saçlarımı altın sarı sına boyamıştım ve yeşil gözlü olmak için lens takmıştım kamera niyetine de kullanıyordum saçlarımı dağınık bir topuz yapmıştım gayette güzel konbin yapmıştım ve uyumluyduk yanına gittim gülümsiyerek " atmaca" dedi sorarcasına " ta kendisi fırtına " dedim gülümsiyerek " tanıştıgıma memnun oldum atmaca " dedi yanına oturdum bir viski aldım bir yudum içtim " bende fırtına toplantı saat dokuz gibi yapacaklar saat şu an sekiz yani bir saatimiz var toplantı yukarda ki salon da olacak ama sadece belirli kişiler girecek ve biz onlar değiliz o toplantiy dinlememiz gerekiyor o yüzden salonu dinleme cihazları ve kameralar koyacağız ama toplantıya son on beş dakika kala kontrol ediyorlar salonu yani plan yapıp on beş dakika için de dinleme cihazlarını ve kameralarını aktif hale getirmemiz gerekiyor " dedim ikimiz de beyaz bir maske vardı biraz düşündü ve viskisini yudumladı " tamam o zaman bir kaç ajan salonu konturol edecek adamlara karışsın biz de çift olarak toplantıya katılacak mira ve samet çiftinin yerine gireceğiz onlar bu işte yeni ve tanımıyorlar deşifre olabiliriz ama başka çözümü yok " dedi mantıklı bir plandı ama riskli başka çaremiz yoktu " tamam gel biz ikisini hal edelim " dedim kafasını salladı ikimiz de viski bardaklarımızı kafaya diktik ve kalktık kolunu bana uzattı koluna girdim biraz uzaklaşınca insanlardan kulağımda ki kulaklığa elimle baskı yaparak yılmaz yıldız ve ukde " dedim bunlar onların ismi değildi bazılarının soyadı yada kod adlarıydı isim kullanmıyorduk birbirimizi tanımıyorduk kimliklerimizi saklamak için hatta ilk defa diger ajanlarla görev yapıyorum genellikle yalnız çalıyordum ama emir büyük yerden seçim şansı yoktu " dinlemedeyiz atmaca " dediler aynı an da " koruma kılığına girip salonu siz kontrol edeceksiniz dikkat edin " dedim ve yürümeye devam ettim " anlaşıldı " dediler yine hep bir ağızdan mira ve samet çiftini gördük ve yanlarına gittik fırtına elini uzatarak " Aykut Yılmaz" dedi görev için sahte kimlikler ayarlamıştık samet bey de fırtınanın elini sıkarak " Samet Metin" diye kendini tanıttı fırtına kafasını salladı ve " tanıştıgıma memnun oldum samet bey bu hanım efendi galiba eşiniz " dedi mira hanımını göstererek samet bey" evet adı mira " dedi onu tanıtarak fırtına onun da elini sıktı ve gözler bana döndü fırtına elini belime yerleştirip beni kendisine çekti " Zara Yılmaz benim karım " dedi beni tanıtarak iyi de benim niye böyle bir şeyden haberim yoktu galiba kafasın da yeni bir plan vardı ben de hem samet bey hem de mira hanımın elini sıktım
" memnun oldum " dedim samet
" biz de zara hanım " dedi beraber sohbet ettik ve dışarı çıktık tenha bir yere geldik konuşmaya devam ederken fırtına işaret yaptı ve ben kadının boynunu kırdım aynısını fırtına da adama yaptı ve cebinde ki kartını aldı ben de kadının çantasında ki kartı aldım çünkü kart olmadan içeride ki salona giremiyorduk ikisini köşeye itip üzerlerini örtük üzerimizi sirkiliyip düzelttik kolunu uzattı koluna girdim ve binaya geri girdik son yirmi dakika kalmıştı üst kata çıktık kartı okutup salona girdik kimse yoktu ben çamtamda ki dinleme cihazlarını ve kameraları çıkardım ve yerleştirmeye başladık ve bitti hemen çıktık son on beş dakika kalmıştı içeriyi kontrol edip çıktılar

4 SAAT SONRA

Şu an kaçıyorduk çünkü mira ve samet çiftinin öldürdüğümüzü biliyorlar ve bizim ajan olduğumuzu anladılar ve peşimizden adam gönderdiler araba ıssız bir yere doğru gidiyordu ben ve fırtınayı sadece fark etmişlerdi diger ajanlar güvende ve dinleme cihazlarını ve kameralarını aktif hale getirmiştik yani görev başarılıydı arkada iki araba vardı ve saydığım kadar sekiz kişiler tekerlekleri vurdular durmak zorunda kalmıştık hemen elimize silahları aldık ve ateş etmeye başladık " Atmaca kaç tane şarjörün kaldı " diye sordu elimde ki son şarjördü o da bitmek üzereydi ve adamların dördü hala duruyordu onlara destekte geliyordu ve geldi tam sekiz adam geldi şimdi toplam on iki adam vardı ve benim sadece dört kere ateş edebilir " elimde ki son dört mermim kaldı sen de durum nedir ? " dedim " ben de sadece iki mermim kaldı ve adamlar çoğaldı bir fikrin varmı ? " dedi tamam yakanlanırsak b*ku yerdik ölürsek mis gibi şehit olurduk ama ölmemize izin vermezler ve bu görevden sağ çıkmamız gerekiyordu bize destek gelemezdi çünkü yurt dışındaydık evet biz berlin deyiz ve yakalanırsak diplomatik bir kiriz ortaya çıkardı yani bu adamları diğer dünya ya göndermemiz lazım tamam altı adamı indireceğiz diger altısını sonra düşünürüz " tamam b* ka battık altı adamı indireceğiz ıskalama fırtına yoksa bizim için pek parlak olmayan bir hayat var " dedim iki adamı indirdi ve kurşunu kalmadı bende indirdim benim de kalmadı ama daha altı adam var " atmaca diger altısıyla ne yapacağız bir fikrin var mı " dedi ve devam etti " altın günü yapmayı düşünüyorsan ben altın vermem haberin olsun yemek yemeye gelirim ve dedikodu yaparım " dedi bu adam çenesi düşük bence yani çatışmadayız adamın dediğine bak galiba çatışmaya girince çenesi düşüyordu " Fırtına öyle bir şey düşünmüyorum eğer yapmak istiyorsan sorgu odasın da yaparsınız tabi sağ kalırlarsa şimdi ki planımız ise el bombası atmak ve bir arabayı alıp kaçmak " dedim ve arabaya gidip bir kaç tane el bombası aldım ve yarısını fırtınaya verdim" güzel bir plan ben bombaya bayılırım izmir bombasını da çok severim " dedi bu adam tam bir kaçıktı neyse bir bombanın primini çektim ve attım bir kaç saniye sonra o mükemel ses duyuldu " BOM" fırtına gülmeye başladı ve o iki bomba birden attı bende bir tane daha aldım ve attım fırtına bana baktı sonra kendine gülmesi daha da artı " atmaca ilk defa birisiyle ortak görev yaptım ve ilk defa bir takım elbiseyle görev de çatışmaya girdim " dedi gülerek adam haklı yani biz de artık psikoloji diye bir kavram kalmamıştı "doğru söze ne hacet fırtına yani bana gelip ortak görev yapacaksınız dediler itiraz hakkımız yoktu ben de kabul etmek zorunda kaldım yoksa ben de tek çalıyorum ama bana demediler ki bir elbiseyle ayağında topuklu ayakkabıyla kafanda bir maskeyle çatışmaya gireceksin " dedim ve ağlanacak halimize güldük üstümüz başımız toz içindeydi " hadi yenileri gelmeden gidelim " dedim başını sallayarak beni onayladı arabaya binip güvenli eve geçtik

Bölüm sonu
Umarım begenirsiniz
Öncelikle size söylemem gereken bir durum var ben son umutu diger hesabım da yazmaya başlamıştım bazı nedenlerden dolayı telefonumu sıfırlamak zorunda kaldım ve wattpad hesabımın şifresi yoktu o yüzden eski hesabıma giriş yapamadım eğer okudusanız o kitap burdan devam edecek ve yazacak kişi aynı kurguyu biraz düzenlemeye aldım ordaki bölümlerle farklı ama kurgu aynı bilginize

Oy ve yorum yapmayı unutmayın !