Ağıtlar yakıldı.
Yanan yandı.
Tek bir ateş herkesi yaktı.
Ama unutulmasın,
yakılan ateşte hep en sevdiğin yanar
Yakma yanarsa küller toplanmaz,
Acıtma
Acırsa kanar
Kanayan yara kapanmaz
Kabuk bağlayan yara emare bırakır
Emare ile yaşanmaz
O yarayı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Berzan temsili)
Uyusam,rüyamda sen Uyansam,hayalimde sen İnsan içinde olsam, gönlümde sen
Daima sen.Daima sen.
~Namık Kemal
****** Evin uyandığı an evden sesler yükseliyordu. Berzan'ın haber gönderdiğini anlamıştı. Kapı çalınarak açıldı . Geelen pek bir sevdiği(!) yengesiydi.
''Haydi kalk kızım kahvaltı edildikten sonra evdekiler akşama hazırlık yapacak bizde seninle akşam için elbise bakmaya çıkacağız''
Evin bunları ne için dediğini biliyordu ama yine de duymak istediği için sordu.
''Ne için yenge''
''Seni istemeye söz yapıp nişan kesmeye geliyorlarmış Berzan ağam öyle buyur etmiş ''
Evin tamam anlamında başını salladı bunun üzerine yengesi '' Çabuk ol haydi'' diyerek odadan çıktı.
Evin oturduğu yataktan kalktı banyoya geçip elini yüzünü yıkadı . Yıllardır hayal ettiği gün sonunda gerçekleşiyordu . İçinde yine o asla eskimeyen ve azalmayan heyecanı vardı ama umudu ve direnci azalmıştı .Hızla giyinip çıktı odasından . Asla oda olarak benimsemediği o yerden... Dört yanı taşlardan oluşan ,tavanı olan bir oda işte.... Bu evde hiçbir anı sevmezdi Evin küçücük şeylerle mutlu olan bir insan olsa bile. Bu evde - ev demeye bin şahit lazım- sadece Heja annesi ve Osman'ın gizlice odasına girip çekirdek çitleyerek muhabbet etmelerini severdi ya kuru kuru çitlerlerdi ya da karton bardaklarda asitli içecekleri olurdu. Mutfaktan birşeyler almak büyük bir sakınca içeriyordu çünkü ......
Kahvaltılar yapıldıktan sonra yengesi ile çarşıya çıktı Evin . Mavi fazla abartı olmayan bir elbise altına da ona en çok yakışan fazla yüksek topuğu olmayan topuklu ayakkabılar aldılar.
Eve geldiklerine saat henüz erkendi . Evin'in aklına Ali abisinin arkadaşları ile pikniğe giderken sürekli istediği kurabiye geldi . Bir gün Heja annesi sorduğunda ''Berzan çok seviyor sürekli yaptır hatırım için diyor ''demişti . Poşetleri odasına koyup mutfağa geçti tüm çalışanlar hatta yengesi ve babaannesi bile baklava var gerek yok dese de ilk defa kimseyi dinlemedi ve kollarını sıvayıp o kurabiyeyi yapmaya başladı . Kurabiye piştiği gibi mutfaktan ayrılıp hazırlanmaya geçmişti çünkü geç kalacaktı. Hızla hazırlanmış saçını nasıl yapacağına karar verememişti. Önden iki tarafran da tutam alıp arkada birleştirdi . BU Evin'in en sevdiği modeldi. Saçlarının ucuna maşa yapılsa daha da güzel duracağını tahmin etse de maalesef ki maşası yoktu. O an da kapı çaldı.
Evin''girin'' diye seslendi. İçeri giren Navin ile resmen dumura uğradı.
Navin içeri girip kapıyı da arkasından kapattı. Hiçbir şey söylemeden Evin'in arkasına geçip prize fişi taktı ve maşanın ısınmasını bekledi . Evin arkasında sakladığı şeyin maşa olduğunu görünce şaşkınlığı daha da arttı.
