Şelale

5 1 0
                                    

Endişelenerek sordum,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Endişelenerek sordum,

"Sorun nedir?"

"Rahip ölen kadının bir hayvan saldırısı sonucu öldüğünü söylemişti ya hani?"

"Evet?"

"Köylüler bu ölümün sebebinin bir cadı olduğu hakkında konuşuyorlar."

"Neden bu konuda endişeleniyorsun teyze? Biz bir şey yapmadık."

"Evet Cecilia, ama yarın rahip ve gardiyanlar köydeki her eve girip araştırma yapacakmış. Rahibin incil okuyarak cadıyı bulacağını söylüyorlar."

"Merak etme sevgili teyzecim rahibin uyduruk duaları bende işe yaramıyor."

"Kapa çeneni Cecilia. Bu ciddi bir konu evde herhangi cadılıktan kalma eşyaların var mı?"

"Hayır, hepsi annemle beraber yakıldı." Dediğimde teyzem bir sessizliğe büründü ve benim de nedensizce gözlerim doldu. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.

"Ben biraz hava almaya gidiyorum."

Dedim ve evden çıkarak köyün şelalesine gittim. Orayı seviyordum çünkü köydeki kimsenin ilgisini çekmiyordu ve orada yalnız kalmak bana çok iyi geliyordu. Annemin ölümünden sonra çok az cadılık çalışması yapmıştım çünkü teyzem beni buna zorlamıştı. Fakat bu şelalede en azından kendimi dinleyebiliyordum.

                                            - 

Şelaleye geldiğimde taşların üzerine oturdum, ayakkabılarımı çıkardım ve suya soktum. Berrak suyun soğukluğu vücuduma yayıldı. Hava çoktan kararmıştı, hiç bu saatte şelaleye gelmemiştim. Daha doğrusu bu saatte dışarı bile sayılı kez çıkmışımdır.
Çünkü bizim köyümüzde genç kızların geç saatlerde dışarıya çıkması -özellikle de yalnızlarsa- büyük bir ahlaksızlık olarak kabul edilirdi. Daha sonra da doğrudan kiliseye günah çıkarmaya giderlerdi. Ben hiç günah çıkartmadım. Çünkü beni ben yapan şey günahlarım.

Ani bir düşünceyle suya girmek ve kendimi suya teslim etmek istedim. Bu düşünceye yenik düşüp kıyafetlerimi çıkardım ve sadece iç çamaşırlarımla kalınca kendimi yavaşça soğuk suya bıraktım. Bir kaç kere başımı soktum ve çıkardım, kendi kendime kıkırdadım. Bugün yaşadığım olaylara bakılırsa, oldukça neşeli görünüyordum. Suyun içinde gözlerimi kapattım ve suyun sesini dinlemeye başladım...

Bir şeyler yanlıştı. Suyun içinde döndüm ve sırtımın üzerinden arkama baktığımda suyun içinde sıçrayarak ellerimde vücudumu örtmeye çalıştım.

"Rahip Augustus?"

Rahip kaşlarını kaldırarak arkasını döndü. Onun bana baktığını görmüştüm. Üzerinde rahip kıyafeti değil de günlük kıyafetleri vardı. Arkası dönük bir şekilde konuştu.

"Senin burda olduğunu bilmiyordum."

"Genellikle su kenarında kızları dikizler misiniz?"

"Ne? Hayır, hem sen bu saatte burada ne
yapıyorsun?"

Zaten köyde dönen bir cadı dedikodusu vardı o yüzden rahibi şüphelendirmek istemedim.

"Temizleniyordum. Ya siz?"

"Ben her zaman bu saatlerde buraya gelirim."

Hala arkası dönük bir vaziyetteydi. Cesaretimi topladım ve söyledim.

"Sudan çıkacağım, kıyafetlerimi uzatma şansınız var mı?"

Rahip bu sözümün üzerine yavaşça eğildi ve kıyafetlerimi aldı. Ağır bir şekilde önünü döndü ve bende sudan çıktım. Rahibin bir kez olsun vücuduma olan bir bakışını yakalamamıştım, tamamen gözlerimin içine bakıyordu. Buna çok şaşırmıştım, sonuçta o bir erkekti ve hayatım boyunca erkeklerden ilgi görmüştüm fakat bu ilgi benim hiç bir zaman hoşuma gitmemişti, çünkü niyetlerini biliyordum. Ama Augustusun bir bakışını, bir sözünü, bana karşı ilgisini istiyordum. Nedensizce. Belki de sadece merak ediyorumdur ya da bu bir hırsdır. Bilmiyorum.

Rahibin eline uzanarak kıyafetlerimi aldım. Ve aklıma gelen şeytani düşünce aklımı ele geçirdi. Düşüyormuş gibi yaptım ve kendimle birlikte Augustus'u suya çektim. Refleks olarak rahip düşerken beni belimden tuttu.

Suya düştüğümüzde rahip şaşkın bir şekilde ağzını araladı ve kaşlarını kaldırdı. Hala elleri belimdeydi ve benim ellerim belimi tutan kollarındaydı. Yüzlerimiz çok yakındı. Kumral saçları ıslanınca koyu bir renge bürünmüştü ve cildindeki ıslaklık onu çok daha iyi göstermişti. Gözlerim boynundaki haç kolyesine ilişti. Rahip bakışlarını aşağı indirerek ellerini nereye koyduğunu fark etti.

"Bu çok yanlış."
"Yanlış olan nedir Rahip Augustus?"
"Bu, Cecilia." Dedi ve ellerini belimden çekerek hızlı bir şekilde sudan çıktı. Daha sonrasında elini bana uzatarak çıkmamı işaret etti ve rahibin yardımı ile sudan çıkıp kıyafetlerimi giymeye başladım, rahip tekrar arkasını döndü.

"Giyindim."

Rahip tekrar önüne döndü.

"Bir daha bu saatlerde dışarıya çıkmamanı öneririm Cecilia. Ya karşına çıkan kişi ben olmasaydım? Neler olabileceğini aklın alıyor mu? Etrafta başı boş dolaşan bir cadı olma ihtimali var."

O cadının ta kendisi karşısında duruyordu oysa. Konuşmaya devam etti.

"Evin nerde? Seni tek başına gönderemem."

"Ormanın biraz içinde şelalenin solunda."

"Tamam gidelim, yolu göster."

Rahip bunları kızgın bir şekilde söylemişti, benim için endişelendiği belli oluyordu ve bu benim hoşuma gitmişti. Rahibin önünde yürürken sırıttım çünkü şu anki durumumuz çok gülünçtü ikimiz de ıslaktık. Ayrıca yanlış anlaşılmalara da aşırı müsaitti. Fakat evim ormanın içinde olduğu için kimse bizi göremezdi.

O anda ağaçların ardından bir çalı sesi duydum ve bir silüetin koşarak uzaklaştığına şahit olduk. Bir kadın silüetiydi bu. Rahip ellerini başına götürdü.

"Kahretsin."

"Bir sorun mu var?"

"Her neyse, evin bu mu?"

"Evet."

Evime gelmiştik. Rahip başını salladı.

"İyi geceler Cecilia, bu bir daha tekrarlanmasın." Ve bana bir adım yaklaştı.

"Bu olayın aramızda kalmasını istiyorum."

Bir şey demeden başımı salladım ve rahip bana son bir bakış atıp yanımdan ayrıldı. Ben ise eve son derece sessiz bir şekilde girmeye çalıştım, teyzemi uyandırmamak adına. Eve girince fark ettim ki, teyzem evde yoktu.

Rahibin GünahıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin