Mezar Taşı Ve Sıcak El

23 6 11
                                    

Bölüm şarkımılarımız:Farkında Değildin,Sen Evlisin,Altüst Olmuşum,Zaten Mutsuz Sevmiştik

Umut'tan...

Parla'nın ölümünün ardından bir hafta geçmişti.Her gün mezarlığının başında duruyor ve akşama kadar orada onunla konuşuyordum.Cenaze günü ruhsal bir çöküş yaşamıştım.Ve asla kendime gelememiştim.Cenaze sonrası ise evime gidip gördüğüm her şeyi kırmaya,yumruklamaya başladım ellerim kanayana kadar devam ettim.Beni oradan kurtaran Barış'tı, evime beni kontol etmeye gelmişti.Durumumu görünce ne kadar hastaneye götürmek için uğraşsada onu net bir şekilde red etmiştim.

Belli etmesede onun durumu benden farklı değildi.Sadece güçlü durmaya çalışıyordu.Ama bir işe yaradığı söylenemezdi.

Arya ise...tedavi görmeye başlamıştı.Psikologa gidiyordu her gün ve daha sonra mezarlığa...

Şimdi yine mezarlıktaydım.Mezar taşında yazan ismi her gördüğümde içim daha fazla acıyordu.

Parla Sanrı

17.06.24

Belki Parla farkında değildi fakat beni o değiştirmişti.Ruhsuz adamı o mutlu adama dönüştürmüştü.Fakat şimdi Parla gitti ve o ruhsuz adam geri döndü.

Şimdi kavuşmamız imkansız olmuştu...Belkide bu bizim kaderimizdi.Parla'nın gidişinden sadece iki gün sonra babası vefat etmişti.Bu gidiş beni üzmemişti Parla'nın canını yakan adamdan bahsediyorduk! Annesi ise...çok kötüleşmişti o da sabahları mezarlığa geliyordu.Kimlerin mezarlığa geldiğini çok iyi biliyordum çünkü ben günlerimi burada geçiriyordum ve asla şikayetçi değildim.Akşamları karanlık olan mezarlık Parla sayesinde artık karanlık değildi.Belkide canlı olarak yanımda değildi ama yinede ışık saçmaya devam ediyordu.

'Parla seni seviyorum,ne kadar yanımda olmasanda ve belkide sana aşığım.Ama bu hiçbir zaman değişmiyecek inan bana.' dedim ve sanki Parla'nın elini tutuyormuş gibi mezar taşına dokundum.Ve o an kesinlike Parla'nın elinin sıcaklığını hissettim.Ve her gelişimde olduğu gibi gözyaşlarım akmaya başladı...

Bizim sonumuz buydu...asla biz diye birşey olmamıştı belkide?

Kulağımda tek bir cümle yankılanıyordu...

'Başınız sağ olsun.'


Kan,ter içinde kalktım.Barış yanımdaydı ve beni kendime getirmeye çalışıyordu.Ona ne olduğunu sorduğumda ise doktorun cümlesinden sonra donduğumu söyledi.Tepki vermediği söyledi.Ben ise belkide geleceği görmüştüm...

O anda yaşananları hatırlamaya çalıştım...

'Hastayı kaybettik başınız sağ olsun.'

Asla inanmamıştım bir cümlenin hayatımı karartabileceğini,beni derinden üzebileceğini.Ama şuanda en derinini yaşıyordum.Parla gitmişti...Ve şimdi anladım zamanın,günlerin ve belkide yılların ne kadar değerli olduğunu.Düşünüyorum da keşke Parla ile daha çok vakit geçirseydim.Keşke Parla ile daha fazla gezseydim.Keşke Parla'ya duygularımı daha erken açsaydım.Keşke Parla'ya daha fazla sarlsaydım.Şimdiden özlemiştim onu...koca bir ömür ne yapacaktım?

Arya durumu daha yeni algılayabilmişti.Ve aramızdan en duygusalda oydu.Tabii bu olaydan sonra bende Arya kadar duygusal olacağıma emindim ama ağlamak istemiyordum.Sanki Parla beni ağlarken gösürse üzülürmüş gibi hissediyordum.Arya ilk olarak doktora yalvarmaya başladı bu süreçte bende dengemi kaybetmiştim dengemi sağlamamı sağlayan Barış'tı.Fakat hemen Arya'nın yanına gitmişti çünkü Arya'nın durumu hiç iyi değildi.En son Arya için hatırladığım hemşirelerin ona sakinleştirici vermesiydi.Barış ise bana Arya'ya bakıp geleceğini söyledi.Gelmesine gerek yoktu fakat başımı salladım.

Umudun ParlarWhere stories live. Discover now