Zehra, Galatasaray da doktor olarak işe devam ettiği bir günde Florya Metin Oktay tesislerine vardi ve odasina cikti. Zehra, şimdiki zamanın güneşli bir sabahında kulubun önündeki avluya girerken, uzun saçlarını topuz haline getirdiğini fark eder. Gözleri etraftaki insanlar arasında, yakışıklı ve çekici olduğu bilinen Nicolo Zaniolo için arar. Ancak onu göremez. Bununla birlikte, gülümsedi ve işine devam etti. Bugün, yine yoğun bir gün bekliyor gibi görünüyordu... Saat henüz on ikiye on vardı ve Zehra saatine baktı. O günü geçirirken hızlı zaman geçiyordu. Birkaç saat önce işe başlamıştı ve çoktan mola vermeye ihtiyacı hissediyordu. Ancak, o henüz mola veremeden, Nicolo Zaniolo, o koridordan geçiyordu. Zehra, Nicolo yaklaştığını fark ettiğinde kalbi hızlanmaya başladı. Gözleri onun kaslı koluna ve yakışıklı yüzüne takıldı. Kaskatı kesilmeden önce kendini çabucak toparlamak için derin bir nefes aldı. Nicolo yaklaşırken, Zehra gülümseyerek,
"Merhaba Nicolo"
Dedi. Nicolo gülümsedi ve gülümseyerek Zehraya yaklaştı.
"Hey Zehra, nasıl gidiyor?"
Zehra, Nicolo'nun yakışıklı yüzüne ve kibar gülümsemesine baktı. Heyecanlı hisseder ama aynı zamanda rahatlamaya çalışır. Onu görmesi onu her zaman mutlu etti.
"Her zamanki gibi, yoğun bir gün.''
Zehra hafifçe gülümseyerek cevap verdi. Nicolo'nun karşısında olmaktan her zaman rahatlamak için, ona karşı bir çekimine sahipti. Onun yakışıklı ve yetenekli bir futbolcu olduğunu biliyordu, ama aynı zamanda iyi bir insan olduğunu da biliyordu. Nicolo anlayışlı bir ifadeyle başını salladı.
''İyice anlayabiliyorum. Doktor olmak hiç kolay değil.''
Nicolo, Zehranın yoğun iş yükü hakkında hafifçe şaka yaptı. Zehra nazik bir gülümsemeyle karşı çıktı.
''Her gün insan sağlığı uğruna çalışıyoruz. Bunun kolay olduğunu kim söyledi?"
Zehra, Nicolo ile flört edercesine flört etti. Nicolo, Zehra'nın flört etmeye çalıştığını fark eder ve ona aynı şekilde karşılık verir.
''Doğru söylüyorsun, kolay değil. Ama seni gördüğümde her şey daha da hafifliyor gibi hissediyorum."
Zehra şaşırmış bir ifadeyle Nicolo'ya bakışlarını döndürdü. Gözleri şaşkınlıkla açıldı. Nicolo'nun sözleri içinde uyandırdığı duygulara rağmen gülümsedi.
''Ne güzel sözler bunlar Nicolo. Sen her zaman böyle mi konuşursun yoksa sadece benimle mi?"
Nicolo hafifçe güldü ve Zehra'nın gözlerinin derinliklerine baktı.
"Doğrusu, sadece seninle öyle konuşuyorum. Beni böyle hissettiriyorsun."
Zehra, Nicolo'nun sözleri karşısında kaskatı kesildi. Gözlerini kırpıştırdı, bir yandan da gözlerini Nicolo'nun yakışıklı yüzünden alamadı. Onun sözleri, içini titreşimler halinde doldurmuştu.
"Cidden böyle düşünüyorsun?"
Nicolo, biraz gülümseyerek Zehraya doğru eğildi. Gözleri onun gözlerine dikilmişti. Nicolo'nun yakışıklı yüzünün Zehralık, her zamankinden daha yakındı. Nicolo hafif bir gülümsemeyle konuştu.
"Belki yaparız birazdan..."
Zehra, Nicolo'nun yakınıp, sözleri karşısında bir kez daha kaskatı kesilmişti. Gözleri Nicolo'nun yakışıklı yüzüne odaklanmıştı. Nicolo'nun yakışıklı yüzünün Zehralıkla ne kadar yaklaştığını fark etmişti. Nicolo'nun sözleri içini sarstığından onun dudaklarına bakmamak için kendini zorladı. Gözleri Nicolo'nun kibar gülümsemenin odak noktasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
football players one shoots
Fanfictionkafama veya isteklere gore yaziyorum isteee, 🫶💋🫧