-8-

43 4 3
                                    

   Azerbaycan nefes almadan merdivenlerin ikişer ikişer çıktı. Gürcistan nefessizlikten sırtını duvara yasladı. Daha sonra aynı tempoda merdivenleri çıktı. Azerbaycan, Türkiye'yi görünce yanına fırlayıp ona sarıldı. Türkiye de ona karşılık verdi.

"Artık buradayım." diye mırıldandı Türkiye. "Yani babam tekrar bedenimi ele geçirmezse." Hepsi onun gülmesiyle beraber güldü. "Hadi eve gidelim. Sanki 10 fil kaldırmış gibiyim."

***
*1 hafta sonra*

   Gece olmuştu. Geceye baykuşların şarkı söylermişcesine çıkardıkları sesler eşlik ediyordu. Mezarlık her zamanki sakinliğindeydi. Mezar bekçisi son bir kontrol amacıyla mezarlığı geziyordu.

   Gözüne bir mezar çarptı. Garip bir şekilde mezar taşındaki haç işareti edilmişti. Onu düzeltmek istedi. Fakat ilerlediği sırada ayak bileğini bir şey kavradı. Aşağıya baktığında bu bir eldi. Bekçi korkuyla bağırarak mezarlığın çıkışına doğru koştu.

   Onu kiliseye ibadet için giden Vatikan görmüştü. Şaşkın bir şekilde bekçinin koşuşunu izledikten sonra kiliseye girdi.

   İbadet için hazırlandıktan sonra duasını etmeye başladı. Kapının çarpma sesini duysa da aldırmadı. Ansızın elektrikler kesildi. Dışarıyı, sigorta kutusunu kontrol etmeye gitti. Sorunu düzelttikten sonra tekrar kapının önüne geldiğinde kapının kilitli olduğunu farketti. Başka birinin ibadet ettiğini düşünürek fazla kurcalamadı. Yarın sabah İtalya'ya düzeltmesi için danışacaktı zaten.

***

   Sabahın köründe Türkiye ve Azerbaycan kendilerini ülke mezarlığında bulmuşlardı. Etraflarında onlarca polis vardı. Önlerinde de ağlayan Almanya vardı. Annesinin mezarının önündeydi. Fakat içinde annesi yoktu. Faşist İtalya ve Japon İmparatorluğu'nun mezarları da boştu.

"Ve benim babamın mezarı da darmadağın. Harika!" dedi Rusya Sovyetler Birliği'nin mezarının önüne gelerek. Ağlayan Almanya'ya baktı. "Güçsüz göründüğünün farkındasındır umarım." diyerek mırıldandı. Sovyetler Birliği'nin mezar taşındaki dağınık çiçekleri düzeltti.

  Kısa süre sonra Vatikan ve İtalya boş mezarların yanına gelmişlerdi. Vatikan boş mezarın başında diz çöküp ellerini yere doğru yumrukladı.

"Tanrım! Keşke kiliseye giderken o kaçan bekçinin neden kaçtığını merak etseydim! Buraya gelip mezarları kontrol etseydim!" diyerek sızlandı Vatikan.

   Türkiye elini onun omzuna koyduktan sonra "Bekçi dün neyden kaçıyordu?" diye sordu. Vatikan göz yaşlarını sildi. Buna rağmen küçük bir bebeğe benziyordu. "Mezarlıkta. Aslına bakarsan bu normal bir şey. Genelde bekçilerin çoğunun başına bu gelir."

"Normal mi?" Türkiye'nin gözleri kocaman açıldı. "Başka bir şey var mı?"

"Bir de dün ben kiliseyken elektrikler kesildi."

"Sonra?"

"Dışarıya kontrol etmeye gittikten sonra kapıların kilitli olduğunu farkettim."

   Azerbaycan'a bir şey anlatacak gibi baktıktan sonra  Osmanlı'nın mezarında bir gariplik farketti. Kaşları çatık bir şekilde mezarı inceledi. Polisle konuşan Birleşmiş Milletler'e dönerek "Babamın mezarının kazılmasını istiyorum." dedi. Birleşmiş Milletler önce yanlış duyduğunu düşündu. Türkiye söylediğini tekrarladı.

"Azerbaycan." Azerbaycan kendisine baktıktan sonra " Sen, Gürcistan ve Vatikan bu akşam klisede duracaksınız." Almanya'nın ağlaması bittikten sonra "Rusya, Almanya ve ben de burada olacağız."

Countryhumans - Bir Dünya İki TarafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin