İsrail kendini koltuğa bıraktıktan sonra yüzünde ciddi(!) bir ifade ile konuşmaya başladı. "Türkiye'nin nasıl kaybolduğu ile ilgili bir teorim olabilir." Gürcistan ve Azerbaycan'ın ona boş boş baktığını farketti. Sözlerine devam etti. " Bence üçümüz de bu kişiyi tanıyoruz. Bu kişiyi de bir an önce Birleşmiş Milletler ve NATO'ya bildirmemiz gerekiyor."
"Neden boş boş konuşmak yerine söylemeyi denemiyorsun, İsrail?" dedi Gürcistan."Değerli zamanımızı boş sözlerle çalma. Haksız mıyım, Azerbaycan?" Yüzünde sinirli bir ifade oluşmuştu. Azerbaycan ona şaşkın bir şekilde baktıktan sonra "Haklı olduğunu biliyorum, Gürcistan ama mence(Azerbaycan dilinde yazılmıştır) İsrail'e bu kadar sert davranmalıydın." dedi.
Gürcistan, İsrail'e "Peki... Sana kötü davranmamalıydım. Hadi sen de şu şüphelendiğin kişiyi söyle." dedi. İsrail yüzüne memnun bir tavır yerleştirerek "Rusya." dedi. Azerbaycan'ın gözleri kocaman açılmıştı. Rusya'nın, Türkiye'nin en iyi arkadaşlarından biri olduğunu biliyordu. Her ne kadar ondan nefret etse de Rusya'nın bunu yapamayacağından emindi. " Emin misin? Tamam, Rusya'yı sevmiyor olabiliriz. Ölümüne düşman da olabiliriz ama o Türkiye'nin dostu değil mi?" dedi. Bir yandan bu fikir onu ürpertiyordu.
İsrail kocaman bir kahkaha attı. Daha sonra başını eğerek Azerbaycan'a "Bu kadar saf olduğuna inanamıyorum. Kendi kardeşine kötülük eden bir ülkeden bahsediyoruz. Kardeşine bunu yapan dostuna neler yapmaz?" Ayağa kalkıp ikilinin ortasına oturdu. Kollarını onların boynuna doladıktan sonra "Dikkat edin. Sıradaki üçümüzden biri de olabilir." diye fısıldadı. Daha sonra ayağa kalktı."E o zaman size iyi geceler. Ben kaçtım." dedi. Mantosunu alıp Gürcistan ve Azerbaycan'a el salladı.
***
*1 Hafta Sonra*Rusya , dolabına bırakılan mektupları okuyordu. Çoğu kendisine gelen nefret içerikli mektuplardı. Bunları her zaman gülerek okurdu. Bugün farklıydı. Çünkü mektupları okurken çoğunluk yanında Türkiye olurdu.Fakat o yoktu. O yüzden gülmüyordu.
Bir hafta geçmesine rağmen dostunu özlüyordu. Öyle ki Türkiye'nin ona verdiği nazar boncukları artık masasında duruyordu.
Mektupları masanın kenarına doğru itti. Bıkkın bir halde oh çekti. Morali daha fazla bozulmasın diye odasından çıkıp Çin'in yanına gitmeyi düşündü. Ayağa kalktığı gibi Kazakistan'ın kapıyı açması bir oldu. Hemen arkasından Türkmenistan gelmişti. Doğruyu söylemek gerekirse bu ikiliyi görmek moralini düzeltmişti. Onlar varken genellikle yüzü gülerdi. Bu sefer de öyle olmuştu.
"Çocuklar?" dedi. Dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı. "Türkiye'ye dair bir gelişme var mı?" Türkmenistan kapıyı kapattıktan sonra Rusya'nın masasının yanındaki sandalyeye sanki ciddi bir insan edasıyla oturdu. " Pek bir bilgimiz yok." dedi Türkmenistan.
Rusya'nın sevinmek üzere olan yüzü birden asılmıştı. Hızlıca sandalyesinin üzerine düştü." O zaman neden buradasınız?" diye sordu. Kafasını masanın üzerine bıraktı. Gözlerini kapattı. Kazakistan sevinçle "Ama küçük de olsa bir gelişmemiz olabilir." dedi. " Ormanlık bir alanda Türkiye ile ilgili sinyaller elimize ulaştı. Hem de dün akşam..." Rusya hızlıca ayağa kalktı. İkisini de kollarından tuttu. Üçü beraber asansöre doğru yol aldı. Kazakistan "Sorun ne?" dedi. Asansöre binince Rusya "Acele edelim, Türkiye'nin yardıma ihtiyacı olabilir." dedi.
***
Orman yolunda Azerbaycan durmadan Rusya'ya şüpheci bakışlar atıyordu. Rusya da bunlara hiç bir anlam veremiyordu. Derken diğerleriyle bir anda durdular. Karşılarında son model arabası ile Amerika Birleşik Devletleri vardı. Rusya onu görmezden gelerek yoluna devam etti. Amerika yanından geçen Rusya'ya bakarak " Dua edelim de onun katili sen olmamış ol." diye fısıldadı. Rusya gözü dönmüş bir şekilde Amerika'ya yumruk savurmak için yeltendi ama sonra kötü duruma düşmemek istediğinden bundan vazgeçti. Amerika sözlerine devam etti. "Aferin sana , buz adam." Rusya'nın göğsüne şakacı bir yumruk attı.
Rusya sinirle ilerledi. Herkes onun gerisinde kalmış, Amerika ile muhabbet ediyordu. Hepsi bir an için Türkiye'yi unutmuştu. Rusya'yı kızdıran da bu olsa gerekti.
Önüne bakmadığı için Rusya bilmediği bir şeye takılıp düştü. Gözlerini açtığında karşısında bir kurt sürüsü vardı. Korkuyla ayağa kalktı. Birden gözleri kırmızı saçlı birine takıldı. Yüzü gülmüştü. Çünkü bu... Türkiye Cumhuriyeti'ydi.
Türkiye'ye sarılmak için koşmak istedi. Lakin önünde duran kurt sürüsü bunu istemiyordu. "Türkiye!" diye seslendi. Daha sonra diğerlerine sesini duyurmak için " Türkiye! Türkiye burada!" diye seslendi.
Türkiye onun yanına gelerek "Lütfen bağırma, Rusya. Bu onları ürkütüyor." dedi. Sesi soğuk kanlı bir şekilde çıkmıştı. Rusya , ona sarılmak için yeltenince de "Lütfen. Lütfen bana sarılma Rusya. Şu anlık bunu istemiyorum." dedi. Rusya'nın kalbi kırılmıştı. Normalde Türkiye o sarılmadan ona sarılırdı. Fakat Türkiye tamamen duygusuz gözüküyordu. Kurtlardan birinin başını okşarken " Eve gidelim." dedi.
Daha sonra biri koşarak Türkiye'ye sarıldı. Bu Azerbaycan'dı. "Menim canım abim!" dedi. "Men senin için çok endişelendim. Ama sen artık yahşisin,değil mi?" Türkiye soğuk bir tavırla Azerbaycan'ı itti."Benim yanımda asla ama asla Azerice ve Rusça konuşulmayacak!" dedi. Azerbaycan ve Rusya onun bu tavrı karşısında donup kalmıştı.
Amerika'nın yanına gelerek "Telefonunuz varsa Almanya'yı benim için arayabilir misiniz , beyefendi?" dedi. Herkes şaşkınlıkla onu izliyordu. Türkmenistan Rusya'nın yanına gelerek "O iyi mi?" dedi. Rusya "Bilmiyorum." dedi.
Türkiye'nin neden böyle davrandığını kimse anlayamamıştı. Ne olmuştu da o bu hale gelmişti?
Yeni bölüm böyleydi. Türkiye'nin neden garip davrandığı hakkında fikri olanları yorumlara bekliyorum.💞💞🐣
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Countryhumans - Bir Dünya İki Taraf
FanficTürkiye Cumhuriyeti, Dünya'daki tüm ülkelerin çalıştığı bir şirkette bulunmaktadır. Türkiye burada çalışan ülkelerle iyi anlaşmaktadır. Hayatındaki her şey normal yolunda gitmektedir. Taa ki bir gün Türkiye kendisini sebepsiz yere odasına kilit...