Genel olarak kitaplarda, filmlerde veya dizilerde ana karakterler yakışıklı ve güzeldir. Ana karakter olan kız erkeğimizi gördüğünde içten içe görünüşüne düşer ama genel olarak bunu pek dile getirmez. Kişiliğinden ve benzeri sebeplerden.
Çocukluğumdan itibaren hep böyle şeyler yaşayacağımı düşünürdüm. Genel olarak hoşlantı hissettiğim erkekler bile gerçekten yakışıklı insanlar olmuştu.
Onlardan hoşlanma sebebim bile dış görünüşleri iken onların kalbimde kalıcı olmadığının farkındaydım. Fakat o farklıydı, ben onun kalbine vurulmuştum. Görünüşü ilk hoşlandığım gün bile umrumda olmamıştı.
Onun yüzünü en detaylı incelediğim günü hatırlıyorum da...
26 Ekim 2023
Ortak arkadaşımız olan yakın arkadaşım ile SoloTürk gösterisine gidiyorduk. O da gelecekti. Aslında benim gitme niyetim olmazdı. Ama arkadaşımın ilgisini çeken bir şeydi ve tek gidemezdi. Bende o gün ekmediğim okulu ekmiş ve onunla birlikte gösteriye gitmiştim. Hem arkadaşımı mutlu ettiğim için hem de o orada olacağı için heyecanlıydım.
O gün arkadaşımla biraz geç kalmıştık, bu yüzden sırf onu yetiştirmek için yüzlerce insanın içinde umursamadan alana koşmuştum. O da utansada peşimden gelmek zorunda kalmıştı. Sonunda onu güzel bir alana ulaştırdığımda durmuş ve gösteriyi yapacak uçağı izlemiştik. Gerçekten güzel bir an olmuştu benim için.
Dönüşünde bir anda onunla karşılaştığımızda heyecandan kalbim yerinden fırlayacak gibi olmuştu.
İşte tam o sıra onun yüzünü tam olarak incelemiştim... arkadaşım ile konuştu esnada.
Onun çirkin bir erkek olduğunu tabii ki söylemiyorum ama asla benim tipim olan birisi değildi. Orta tipli bir erkekti, kimine göre yakışıklı, kimine göre yakışıklı değildi. Onun yüzüne baktığımda bunları hissetmiştim fakat odaklandığım bir başka şey daha vardı.
Giydiği tişörtün ona ne kadar yakıştığı... esasında önemli olan sevmekti, sevince herkes güzelleşirdi.
Gönül sevmişken görüşün ne önemi vardı? Gönül zaten onu sevgisiyle güzelleştirmez miydi zaten?
Kendisinden biraz bahsetmek isterim.
Arkadaşımdan, kendisinin ilişki istemediğini ve ileride mesleğine kavuşup ailesine destek olmadığını öğrenmiştim. Bu üzücüydü doğru ama hoşuma gitmişti.
Kendisini ne zaman görsem düşüncelere dalmış bir şekilde buluyordum. Güldüğünü gördüğünde mutlu oluyordum. Ya aşırı içine kapanık oluyordu ya da aşırı dışarı dönük. Yürürken veya başka ortamlarda etrafına bakan birisi değildi. Ya başı eğik geziyordu ya da dümdüz önüne bakıyordu.
Kibardı, herkese karşı. Ama bunu kullanmıyordu, yapısı böyleydi. 2 kadın tarafından (annesi ve ablası) yetiştirildiği belliydi.
Üstte de dediğim gibi etrafına pek bakan birisi olmadığı için ona sürekli bakan beni görmüyordu. Hatta bu yüzden ondan vazgeçme aşamasına çoğu defa gelmiştim. Sonuçta 12. sınıftım, aşk acısı çekmek beni yıpratır ve hayatımından 1 sene alabilirdi. (Mezuna kalma ihtimali)
Sonra aniden bir şey oldu.
Beni görmeye başladı. İlk başlarda ben bakarken göz göze gelirken bir anda ben bakmayıp o bakınca göz göze gelmeye başladık.
Bakışları çoğu insan normal bulur fakat bu farklıydı. Kendisi insanlara pek bakan birisi değildi ama bana bakıyordu. Buna tek şahit olan ben değildim, okuldaki arkadaşlarım defalarca onu bana bakarken yakalıyordu.
İlk başta kimse bana baktığına inanmamıştı, arkadaşlarım kafamda kurduğumu söylüyordu. Hatta bir arkadaşım vardı o kadar acımasızdı ki tüm her şeyi yüzüme vuruyordu.
Sonra hepsini şok edecek şeyler bir bir yaşanmaya başladı.
İlk arkadaşım, onun bana bakışını otobüste görmüştü. Ardından günlerce benzer bakışları görmeye devam etmiş ve bana inanmıştı.
Dediklerimin doğru olduğunu diğer arkadaşlarıma söylediğinde ikinci arkadaşım, "Ben de görmek istiyorum." diyerek benimle onların sınıfına geldi. Birlikte onun sınıfa gittik ve ben onunla ortak arkadaşımın yanına otururken ikinci arkadaşım hemen önüme oturdu. O esnada benimki hemen arkamızda sıraya uzanıyordu.
Biz sohbet ettik, ardından zil çalınca oradan ayrıldık. Sınıftan çıkınca ikinci arkadaşımın dönüp bana söylediği ve duyunca heyecandan kalbimin sıkıştığı sözler şunlar olmuştu.
"Sen konuşmaya başlayınca başını kaldırdı sana baktı bir süre. Sonra geri uzandı. Sonradan sen gülünce yeniden başını kaldırdı ve seni izledi."
Siz olsaydınız böyle bir durumda ne hissederdiniz?
Üçüncü yani aşırı gerçekçi arkadaşım bunları duyunca onun bana baktığını kendi gözleri ile görmek istemişti. Bu şekilde de bu sefer onunla başka bir gün onların sınıfına gitmiştik.
Kendisini koridorun başında görmüştük. Yüzüne bakamamıştım, utanmıştım ve yanından geçip yakın arkadaşımın yanına gitmiştim.
O esnada o beni izlemişti. Bunu da üçüncü arkadaşımdan öğrenmiştim. Bir süre beni izlediğini, ardından ben bakmayınca bakışlarını benden çektiğini söylemişti.
Bunlar en çok beni ve arkadaşlarımı çok heyecanlandırmıştı. Kimseye bakmayan çocuk gözlerini benden alamıyordu...
Yakın dönemlerde kötü şeylerde yaşanmıştı ama sadece güzel şeyleri anlatmak için buradayım. Onlardan bahsedip tat kaçırmak istemiyorum.
Ama merak etmeyin, gidip sevgili falan yapmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutulmak İstenmeyenler
RomanceZihnimden silinip gitmesinden çekindiklerimi döktüğüm bir köşe. Kiminin gerçekten hissetmemiş olduğu o duygunun yolculuğu... Benim tanımımla aşk: