GERİ DÖN(ME) 2

387 24 33
                                    


Dikkat;

Bu bölümü okumadan önce bunun birinci kısmını okusanız olayı daha net anlayabilirsiniz.

Önceki bölümün adı yine aynı şekilde budur. Birkaç bölüm aşağılarda.

İyi okumalar,

***


"Ya sen sürekli müdürün odasında ne yapıyorsun?"

Oğulcan'ın fikirleri ve istekleri her dakika dolup taşsa da bunu bir türlü dışarı vuramaması onu rahatsız ediyordu. Süsen pek isteksizdi onun isteklerine, sesini çıkarmıyor sadece her söylediğini onaylıyordu. Olumsuzlara da tamam diyordu, olabilecek olanlara da. Onu eğlendirmesi de artık bir işe yaramıyordu sanki kıza bir şey olmuştu ve hiçbir şekilde düzelmeyecek gibiydi. Hafta içinde birkaç kez müdürün odasına gittiği gözüne çarpmıştı arkadaşının ama sormamıştı. Belki bir sorun vardır diye irdelememişti işte. Ama bugün neredeyse dördüncüye gidiyordu. Ve merak duygusu da epey bir artıyordu.

"Bir şey değil ya," diye geçiştirdi Süsen, kantine inmek için merdivenlere yöneldi. Oğulcan'da peşindeydi.

"Yani bu okula biraz geç geldik ama," Dudaklarını büzdü, "Seni az buz tanıyorum ve neredeyse hiç müdürün odasına tek başına gittiğini görmemişimdir. İlla ben mi girip sorayım yani." Arkasını dönüp indiği yere çıkmaya başladı, Süsen durdurdu onu. "Valla önemli bir şey değil, görürsün zaten."

Anlamadı, "Neyi göreceğim ki?"

Süsen cevap vermedi, inmeye devam etti. Oğulcan bir şeyler olduğunu seziyordu ve öğrenmekte kararlıydı. Hızla basamakları atlayıp arkadaşının önüne geldi ve iki kolundan tutup kendine bakmasını sağladı.

"Bak, biz birçok şeyi paylaştık seninle." Suyuna gitmesi daha olanaktı. O yüzden insanları kandırabildiği bakışını takındı." Sana karşı bütün komedi malzemelerimi kullandım, geceleri de dertleştik, sıra arkadaşımsın ve arada bir bana kopya veriyorsun okey ama bu benden bir şeyi gizleyebileceğini düşündürtmesin sana. En iyi arkadaşlar birbiriyle sırlar paylaşır bunu bilmiyorsan söyleyeyim. Ha Ömer'e söyleyeceğimi falan düşünüyorsan da şuraya düşer bayılırım. Adamın ağzını burnunu kırdım tekrar konuşacak yüz var mı bende bir bak bakalım. Varsa şurada en adi şerefsizim."

Süsen pek uzun olmasa da Oğulcan'ın yüzüne baktı. Ciddi olduğunun farkındaydı ama her yaptığını birine söylemenin doğru olduğunu düşünmüyordu. Hem kendini bahane ederek gereksiz gereksiz konuşmak istemiyordu. Bu hayatta önem vermesini istediği tek insan yani Ömer ona değer vermeyince kendini değersiz hissetmesi onu insanlardan uzaklaştırıyordu. Şu anlık Oğulcan'la arkadaş olsa bile bu değişmiyordu.

"Ondan değil ya. Cidden önemsiz şimdi anlatsam, konuşsak sıkıcı yani. Göreceksin diyorum daha ne anlatayım?"

"Ama herkesle beraber görmem bir şeyi değiştirmiyor. En yakın arkadaşın olamıyorum. Ayrıca da yani sırada benim planım var sakın benden habersiz bir şey yapmaya kalkışma ben halledeceğim dedim."

Oğulcan'ın uyarı dolu sesini duyunca bir karşılık vermedi öylece baktı.

"Tamam mı?" diye sordu tekrar, emin olmak adına.

Cevap vermedi ama usulca başını salladı. Ama bu yine Oğulcan'ı rahatlatmaya yetmedi. İçindeki kuşkunun daha da artmasına sebep oldu. Daha çok yalnız kalırlarsa bunu çözeceğini düşündü ama kızın öylece merdivenlerden indiğini görünce bir şey yapamadı. El mahkum arkasından indi ve bugüne kadarki becerileriyle yüzünden bir şey anlamaya çalıştı.

BULUT (SÜSÖM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin