Dikkat! Bu kitapta psikolojik olarak tetikleyici unsurlar vardır. Etkilenecek kişilerin okumasını tavsiye etmiyorum.
Bu kitap gerçek hayattan uyarlamadır.
Yıldızı parlatmanızı ve bol bol yorum yapmanızı her şeyden çok isterim ❤
Bu bölümü her zaman bana destek olan, yaptığım her işte arkamda duran cansuKorkmazzzzz'a hitaf ediyorum.
Keyifli okumalar
❤
~Şahane Hayatımdan Bir Gün~
Elimdeki aptal kağıt parçasına bakarken yüzüm ifadesizdi. Her zamanki gibiydi yıl sonu notum: 100 Daha fazla bakmaya gerek duymadım ve sınıf öğretmenimizin o çok meşhur konuşmasını dinledim. "Hepiniz bu okula iyisiyle kötüsüyle renk kattınız..." tamam, daha fazla dinlemeye gerek yoktu.
Sıramdayken tırnaklarımla oynamaya başladım. Ardından her zaman toplu olan saçlarımı çözüp tekrar topladım. Bunların hepsi çok sevgili hocamızın konuşmasını çok çabuk atlatmak içindi.
Sıkıntıdan göğsümü çokça şişirecek bir nefes aldım. Fakat göğüslerimin çok fazla şiştiğini görünce hemen aldığım nefesi bıraktım. Etrafa baktım bakan biri var mı diye. Yoktu. Herkes hocayı dinliyordu.
Gözlerim hocayla kesişince ne diyeceğini anlayıp bakışlarımı başka tarafa çevirdim. Zaten bildiğim sınıfı bir kez daha incelerken yaşına rağmen hala çok dinç bir şekilde çıkan sesinden benim ismim dökülünce sıkıntıyla gözlerimi yumdum. "Ve Simal, her sene olduğu gibi gel bakayım yanıma."
Her sene olduğu gibi.
Demek ki hiçbir sene kendim olamamıştım.
İstemeye istemeye sıramdan kalktım ve artık eni boyundan daha fazla olan sınıf öğretmenimizin yanına gittim. Hep unutuyordum şu kadının adını. Neydi sahi? Neriman'dı sanırım.
Gidip yanında durduğumda göğüs hizama geliyordu kafası. Burnunun ucuna gelen numara gözlüğünü geri ittirdi. Bir de kocaman bir gıdığı vardı. Bu hocayı her gördüğümde annemin bana söylediği şey geliyordu aklıma.
"Çok zayıfsın. Neden yemiyorsun? Erkekler seni beğenmez o zaman diye mi? Yiyeceksin. Kilon normalin üstüne çıkasıya kadar yiyeceksin!"
Başımı iki yana sallayıp annemi aklımdan kovmaya çalıştım. Yanımda daha doğrusu aşağımda olan kadını dinlemeye odaklandım. "Her zamanki gibi." dedi ve bana doğru bir onur belgesi ve başka bir belge uzattı. Her sene bana özel çıkarıyordu bu belgeyi. Üstünde ise kocaman harflerle GURUR BELGESİ yazıyordu.
Kendi uydurduğu saçma bir kağıt parçasıydı işte. Sınıftan bir çocuk konuştu. Erkek olduğu için dönüpte bakmadım. Sanki annem beni izliyormuş gibi hissediyordum. "Allah'ım şu kızın zekasından bir kırıntı bile versen yeter."
Bir başka erkek sesi duydum. "Kırıntıya gerek yok. Allah'ım koklatsan o da yeter." dediğinde sınıfta birtakım gülüşmeler duyuldu. Ama ben ne başımı kaldırıp baktım ne de herkes gibi güldüm. Sadece yerime geçip oturdum. "Üniversite öncesi son yaz tatilinizi iyi geçirin. Bol bol gezin. Üniversite için depolayın kendinizi," diye gereksiz laflarını sıralıyordu ki hoca, bir çocuk onun lafını böldü.
"Hocam benim tatil 1 yıl fazla." dedi ve hocanın sorgulayan bakışlarına cevap olarak "Ben üniversitenin yanından geçemiyorum ki." dedi. Sınıfta bu sefer sadece birkaç kişiden kıkırtılar duyuldu. Bu konuşan Serdar'dı. Hep benimle konuşmaya çalışmış, arkadaş olmak istemişti. Ama tabiki erkek ve arkadaş kelimeleri benim olduğum cümlede bile yer alamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSEYE GÜVENME (yarı texting)
Fiksi Remaja26.06.2024 Simal Ada Korkmaz, babasının işkolik birisi olması ve annesinin üzerindeki yoğun erkek baskılarından ötürü başta kendisi olmak üzere herkese ve her şeye karşı güvenini yitirmiştir. Üstelik yeni değil çocukluğunda başlamıştır bu duygu tük...