8

893 78 48
                                    

"Oğuz. Kalk lan çabuk"

Oğuz başında söylenen oğlanı savuşturmak için elini kaldırıp sağa sola salladı. Bu oğlan hep uykusunun en tatlı yerinde gelip musallat oluyordu. Can yatağın başında dikilse de yüzünü diğer tarafa çevirip uyumaya devam etti. Kalkmak istemiyordu.

"Lan seninki geldi oğlum içerde bekliyor. Kalksana acele"

Can bu defa şiddetle bağırdığında Oğuz duyduğu seninki lafı yüzünden hızla gözlerini açtı. Aniden sekip uykulu bir halde yatakta oturur pozisyona geldiğinde "yemin et" dedi. Niye panik yaptığını da bilmiyordu. Çağın gelmiş olamazdı. Ama aldığı karşılık bu defa yüksek sesli bir kahkaha oldu.

"Ulan iki saattir kaldırmaya çalıştım. Seninkini duyunca nasıl da açtın gözleri. Sen de istemem yan cebime koyculardansın"

Arkadaşı dibinde kahkaha atmaya devam ederken, zaten uykudan kalkmanın siniri ile eline yastığı aldı. Bu şerefsizin de maskarası olmuştu. Ne kadar heyecan yapmış olsa da yastığı kafasına vurup "siktir git şerefsiz" Diye bağırdı. Can ondan kaçıp kapıya koştu.

"Salak okula gideceğiz Kalk hadi. Ulan bir gün de sen kalkıp kahvaltıyı hazırla da beni uyandır. Ama ihtiyacın olmayacak gerçi. Canım eniştem senin için özel çalışanlar tutar. Hadi yine şanslı çıktın köpek seni"

Can bir söylenip bir gülerken Oğuz bu defa yastığı kapıya doğru fırlattı ama o çoktan kapıdan çıkmıştı. Tamamen kaçan uykusu yüzünden sinirlense de okul diye bir gerçek vardı. Ve bugün farklı olacaktı. Çağın'ın şirketine gidip neyin ne olduğuna bakacak ve ne yapması gerektiğini öğrenecekti.

Dizlerini kendisine çekip kollarını doladı. Durduk yere yine heyecan yapıyordu. Gaza gelip onun şirketinde çalışmak istedi ama henüz bilgisi bile sınırlıydı. Hem onun yanında olmak garip olacaktı. Nasıl bir ortama gireceğini bilmiyordu ve gerilmeye başladı. Zaten başına ne geliyorsa hep bu inadından ve gaza gelmesinden oluyordu.

"Oğuz çayları koydum bak. Kalk lan artık. Sıçacağım ha senin keyfine"

İçeriden duyduğu bağırtı ile sırıtıp "Geliyorum lan bağırma it gibi" Diye karşılık verdi. Bu oğlan da olmasa öğlene kadar yatacaktı. Yüzündeki sırıtış yerini korurken yataktan kalkmak için hamle yaptı ama telefona gelen bildirimle duraksadı. Sabahın köründe kim ona mesaj atardı bilmiyordu.

Uzanıp hemen yan tarafından aldığında ekranda gördüğü isim bir an kalbinin teklemesine neden oldu. Ondan ayrılmadan önce numarasını alıp kaydetmişti ve planı bile yapmışlardı. Sertçe yutkunup mesajı açtı.

Çağın: günaydın nasılsın? Uyandın değil mi?

Çağın: bugün için öğlen dersim bitiyor demiştin, gelip seni alabilir miyim?

Okuduğu mesajlarla bir kaşları çatıldı bir sırıttı. Manyak adam mesajda bile kibardı. Vurduğu için kendisine kızmaması da garipti.

Oğuz: günaydın. Sabahın körü ama kalktım arkadaşımın sayesinde

Oğuz: hayırdır niye geleceksin ben gelirdim okuldan çıkıp

Çağın: öğlen aram olacak birlikte yemek yiyelim sonra gideriz şirkete yanında olmak istiyorum Oğuz

Çağın: hem yapılacakları konuşuruz olmaz mı?

Oğuz: yani olabilir aslında

Oğuz: sana zahmet olmasın diyeceğim de gerçi okul senin

Çağın: saçmalama Oğuz niye zahmet olsun geleceğim bekle beni lütfen

Oğuz: iyi tamam. Bu arada burnun nasıl oldu?

İNATÇI AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin