Uykum vardı. Hemde deli gibi hiç uyumadan soru çözmüştüm. Poyraz'ın uyu demelerine rağmen hangi akla hizmet o kadar saat uyumadan soru çözmüştüm ben de bilmiyordum üstüne üstelik ne kadarı verimliydi onu bile kestiremiyordum.
Bünyem arada bir uykusuz kalmaya alışıktı ama ilk defa bu kadar sallandığımı hissediyordum. Belki de ilk defa soru çözerken uyumadığım için olabilirdi. Beynim sanki bir dakika boş kalsa bütün düşünceler hücum edecekmiş gibi hissetmiştim ve sonucu da uykusuz bir gün olarak bana patlamisti.
Otobüste uyuya uyuya geldigim yetmezmiş gibi bir de şoförün anı freniyle oturmama rağmen yere kapaklanıyordum. Ne olurdu sanki bugünlük babam arabasıyla bıraksaydı. Okulun önündeki durağa gelmemizle düğmeye basıp indim. Sabahın soğuk ayazı belki uykumu biraz dagitirdi.
Ders başlamasına yarım saat vardı. Bu surede normalde soru çözüyordum ama tüm gece soru çözdüğüm için bugünlük uyuyabilirdim.
Sınıfım son kattaydı ve bundan nefret ediyordum Allah aşkına zaten eşek yüküyle kitabımız vardı giriş katta olsa ölürler miydi?
Sonunda sınıfa o dağ yokuşu merdivenleri çıkıp gelebilmistim.
Sınıflar genel olarak yirmi beş otuz kisilikti en kalabalık sinif otuz kişiydi o da bizdik gözler yaşlı. Kalabalık sinif bir yönden avantaj bir yönden de dezavantajdı ama ben birazcık daha az olmamızdan yanaydim. Ahir gibi sinif mi olur canım. Sınıfın içi buram buram kahve kokuyordu. Şuan sıcacık bir kahve çok iyi giderdi acilirdim ama tekrar o kadar katı inmeye gözüm yemiyordu. Cam kenarındaki orta kesimlerde olan siramin yanına yürüdüm.Çantamı alelacele bırakıp hemen uyumak istiyordum. Masanın yanına yaklaştığında masada karton bardakta bir kahve ve sarı not kağıdında bir not vardı. Notu alıp okudum.
"Şekersiz, soru çözme iç ve ayıl; afiyet olsun :)"
Poyraz.Dudaklarımda anlamsız bir tebessüm belirdi beni düşünmüştü. Beni beni koçu olduğu kişiyi. Bu gerçek bir an beni yıktı sadece kocumdu sonuçta böyle düşünmesi normaldi.
Nasıl içtiğimi bilmesi beni şaşırttı. Sanki kahvenin acı yanını tatlandirmaya çalışınca kahveye haksizlik yapıyormuş gibi hissediyordum. Gerçi çoğunluk kahveyi Şekersiz icerdi zaten belki buna bakarak ya da kendi de Şekersiz içiyordu belki de ondan öyle almıştı. Kurduğum umutları bir kere daha kendi ellerimle parcalamistim.
Daha fazla ayakta dikilmek istemediğimden sırama geçip oturdum ve masanın üzerindeki kahveyi alıp bir yudum içtim. Güzeldi normal kahveyi ama çok güzeldi artık anı kutumu boylayacak bir eşyam daha vardı.
Kahveden bir yudum daha alıp ceketimi cebindeki telefonu çıkarıp Poyraz'a yazmaya başladım.
acelyagumuss: Teşekkür ederim
poyrazekinci: Ne için?
acelyagumuss: kahve için
poyrazekinci: önemli değil.
acelyagumuss: Şekersiz kahve çok severim gerçekten tam ihtiyacım olan şeymiş
acelyagumuss: bu arada Şekersiz içtiğimi nerden bildin
poyrazekinci: bilirim ben ;)
Telefonumun ekranını kitleyip kollarımı masanın üstünde birleştirip başımı yasladım. Bu pozisyonu evde kurup yatsam hiç rahat gelemezdi ama okulda bir ayrı zevk veriyordu. Derin bir nefes alıp derin bir uykunun kollarına bıraktım kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKIŞIKLI KOÇ | Texting
Teen FictionOkulun zekisini YKS koçu olması için ikna eden Açelya başına geleceklerden habersizdir. Yks senesinde aşka düşmek doğru karar mı? Akademik başarı mı, aşk mı, yoksa ikiside mi? ♡♡♡♡♡♡♡♡ acelyagumuss: O BU DEĞİLDE SEN NASIL...