***
Kovuk her zaman ki gibi kaos, gürültü ve bolca neşe içindeydi. Hermione bile çok alakası olmasa da Ginny'nin fanatikliğine karşı koyamamış, heyecana kaptırmıştı kendini. Harry ise içinde kendi kaosuyla savaşıyordu. Dostum dediği ikiliden hiçbir zaman hiçbir şey saklamamıştı. Her savaşa beraber atılmışlardı. Pek çok kez birbirlerinin hayatını kurtarmışlardı. Şimdiyse çok fazla çekincesi vardı. Belki daha önce dikkat etmediğinden, aklı her zaman meşgul olduğundan, etrafındaki karakterleri tam anlamamış gibiydi.
Anın içindeyken göremedikleri gözünün önüne farklı objektiften izliyormuş gibi gelip dururken Ron'a eski samimiyeti bir türlü gösteremiyordu. Adı Ateş Kadehi'nden fırladıktan sonra Ron'un kıskanç karakteri ve söylemlerini bilmesi şimdiden canını yakıyordu. Hermione bile o dönem Ron'un gazabına uğramamak için Harry'yi yapayalnız bırakmıştı. Gerçi "bile" demek garip geliyordu şimdi. Tekrar oynat butonuna basılmıştı hayatında, görüyordu ki en yakını olan ikili onu çoğu zaman Seçilmiş Çocuk olarak görüyorlardı. Hermione'yi önceden olduğu gibi kabullenmişti ama şimdi her bilmişlik kokan hareketi ve konuşması batıyordu Harry'ye. Herkes kendi doğrultusunda, kendi doğrusuna göre yargılayıp mahkum etmişti, Luna hariç. Draco belki bu sene o rozetleri yine yapacaktı, yapmasa bile tüm okulun ve rakip okulların aldatılmışlık hissine karşı tek başına göğüs gerecekti. Üstelik özellikle kendi binası, şimdi fark ediyordu ki, en dönek kalabalığı oluşturuyorlardı. Götümün sadık dostları diye acı acı sövdü içinden. Ejderhanın elinde ölümden dönmese, kendi cahil inatçılıklarından asla geri dönmeyebilirlerdi de hatta.
Herkes odalarına çekilip, Ron anında uykuya dalınca, Harry kalkıp tekrar salona indi. Çocukluklarında biraz olsun kendi incinmişliğinin aynısını gördüğüne inanmıştı Ron'da. Ama hayır, ondaki vandalize edilmiş bir çocuk hüznü değildi. Fakirlik, elden düşme kıyafetler giyiyor olması ve diğer kardeşlerinin biri kadar bile yetenek sahibi olmamasıydı onu ezip büzen. Çok sevdiği evin salonunda oturmuş, ikizlerin ince sazlık parçalarından yaptığı iki Quidditch çöpadamlarının, çöpten süpürgelerini uçmak yerine birbirlerini dövmek için kullanmalarını izliyordu bunları düşünürken. Fred bir yanına, George bir yanına oturduğunda gülümsedi.
"Turnuva heyecanı mı?-"
"Anlıyoruz Harry. Biz de uyuyamadık ve-"
"Bazı fikirlerimiz üzerinde çalıştık. Kusturan pastilin antidotu yerine geçecek şekerleme için sonunda bir karışım bulduk."
"Yani bulduğumuzu sanıyoruz. Gerekli malzemeyi alabildiğimizde test yapabileceğiz."
Harry kahkaha attı ve arkasına yaslanıp, "Eh, sizden de bu beklenirdi zaten. Bu arada size bir teklifim var."dedi.
Fred ve George bir birlerine baktıktan sonra onu ablukaya alarak, "Nedir, nedir?"
"Eğer edepsiz birşeyse Ginny'nin bizi sağ bırakacağını sanmıyorum."
Harry onlara sırıtıp, "Mehh, merak etmeyin, öyle olsaydı bile Ginny'nin edepsiz tekliflerde bulunduklarıma zarar vermeye hakkı yok." dedi, aklına platin saçlar düşünce de hızla kafasını sallayıp, kovaladı. Hatta öyle bişey aklından geçmedi olarak adletti.
"Geliştirdiğiniz işlere yatırımda bulunmak istiyorum. Daha fazlasını, Zonko'dan bile daha yaratıcı ürünler yapabileceğinizi biliyorum. Sizin işlerinize karışmayacağım ama gelecekte çok iyi kazanacağınıza eminim. Yüzde on payla yatırımcı ortağınız olmayı teklif ediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hereditem (Drarry)
Fanfic(time jump + fluff + comedy + smut + angst) Bir kukladan ancak kukla ustasının iplerinin ucunda sahte bir hayat yaşaması beklenebilir. Kimse kullanın cana gelip o ipleri kesmesini beklemez. Hatta bazı kimseler de bu iplerin ucundaki kuklayı oynatmay...