***
"Potter,
Bana verdiğin bu sırrın büyüklüğünün umarım farkındasındır yaralı kafa.
Yaşadığım şok ve utanç yerini rahatlamaya bıraktı, inkar edemeyeceğim. Uzattığım eli reddedişinin de bende bıraktığı hezimetin karşılığını, kendime göre, en uygun şekilde huysuzlaşarak verdiğimde daha on bir yaşındaydım. Bu safkan safsatalarının yersizliğini anlayacak yaşa geldiğimde pek çok şey için çok geçti. Korumam gereken itibar, bana ait değildi ama ne yaparsın? Bazı şeylere mecburuz ve bu mecburiyet halini anladığını biliyorum. Sen de mecbursun. Ve senin koruman gereken itibar tüm büyücülük dünyasına karşı, ya da karşıy-dı, mı demeliydim? Anlattıkların tahmin edersin ki kafa karıştırıcı. Düşüncelerini sıraya koyup yazsan daha anlaşılır olabilirdi ama yine de sana inanmamak için bir sebebim yok. Tek bildiğim hayatımı tehlikeye atıyor olduğum şu an. Ancak, dediğim gibi, yazdıkların Potter, daha önce yaşanılanların daha da tehlikeli olduğunu anlamam için yeterli.
Büyü, alımlı bir kadın, benim tabirimle en azından. Alımlı, dostane, oyuncu, biraz yosma. Bazen de tam bir sürtük, hatta durduk yere intikamcı bir paçoz, argomun kusuruna bakma. Ama çoğunlukla oyuncu. Sana olanlar, bana yazdıkların, bunun kanıtı niteliğinde. Ayrıca bu zamansal atlayışınla alakalı kafamda dönen bir düşünce var. Şimdilik bir şey demeyeceğim ama normal bir büyücü için bile imkansız olan bir şey yaşıyorsun şu an. Daha fazla bilgi edindiğimde seninle paylaşacağım.
Planlarını tüm netliğiyle anlatmak istememeni anlıyorum. Sırlar içinde yaşamaya alışkınım. Bilmem gerekenden fazlasını sormamak öğretildi bana. Ve anlattıklarını bilmek bile tarifi mümkün olmayan bir şekilde zamanında reddettiğin elimi bu sefer kendi isteğinle kavramışsın hissi veriyor. O yüzden teşekkür ederim.
Annem ve benim için güvenlik sağlayacağını okumak kadar beni özgürleştiren bir şey yaşamadım. Zamanı geldiğinde kendim olabileceğimi biliyorum. Ne planladıysan başaracağına inanıyorum. Ne de olsa, ne halt edersem edeyim her seferinde beni tufaya getiren şanslı pisliğin tekisin. Bundan ne kadar nefret ettiğimi keşke anlatabilsem. Seninle uğraşmak beni anda tutan ve hayattan biraz da olsa keyif almamı sağlayan bir hobi gibi, o yüzden her yaz tatiline girdiğimde gerçekten üzülüyordum.
Her neyse. Dediğini yapacağım. Annemi alıp beni saklayacağın yer neresi ise oraya gitmeyi kabul ediyorum. Dobby'nin bana seni emanet edecek kadar güvenmesinin karşılığını da mutlaka göreceksin. İhtiyacın olduğunda bana ulaşman için bir yolun varsa ulaştır, yoksa eğer ben bir çaresini düşünürüm.
Ve aptal herif, sakın öleyim deme!
Draco Malfoy."
***
En son ne zaman bu kadar gülmüştüm acaba diye düşünmekten kendini alamadı Harry. Bir önceki hayatında D.O için yaptıkları sahte paraları düşünerek eline aldığı galleonu evirip çevirirken biraz daha ciddileşti.
Draco'nun bir dahaki yaz ortadan kaybolması, Lucius'un hayatını tehlikeye atabilirdi. Dobby'nin anlattıklarına göre babasına ne olduğu, olacağı umurunda değildi Slytherin'in sahte zorbasının, ama Harry emin olamıyordu.
Dobby odasında bayağı bir değişiklik yapmıştı, orada burada hala daha bazı düzeltmeler yapıyordu, yatağı daha rahattı, nevresimleri temizdi, kırık olan eşyaları artık eskisinden daha sağlam göürünüyordu. "Dobby, zaten gidiyoruz buradan, bütün bunları yapmak zorunda değildin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hereditem (Drarry)
Fanfic(time jump + fluff + comedy + smut + angst) Bir kukladan ancak kukla ustasının iplerinin ucunda sahte bir hayat yaşaması beklenebilir. Kimse kullanın cana gelip o ipleri kesmesini beklemez. Hatta bazı kimseler de bu iplerin ucundaki kuklayı oynatmay...