Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın ki bu yolda yalnız olduğumu düşünüp vazgeçmeyeyim❤️Keyifli okumalar❤️
🫀
COUROSSO
günümüzSonbaharın serin havası iyiden iyiye Courosso'yu vururken çöken geceyle birlikte hava daha da soğumuştu. Üzerine çektiği yorganın altından elini çıkarıp sıkı sıkı elinde tuttuğu telefonundan saate baktı.
22.42
Tuttuğu nefesi geri bırakırken üzerindeki yorganı yavaşça itip yatağından kalktı genç kız. Zamanı gelmişti. Yatağında bıraktığı boşluğu yastıkla doldurup yorganı yastığın üzerine örterken öyle sessizdi ki, nefes almaya bile korkuyordu. Hemen yan tarafındaki yatakta uyuyan kardeşini uyandırmayı gerçekten istemiyordu. Yataktaki işi bitince parmak uçlarında yürüyerek dolabının yanına gidip yavaşça kapağını açtı ve önceden hazırladığı postallarıyla şişme monutunu ve sırt çantasını dolabından alıp, aynı yavaşlıkta geri kapattı. Adımları kapıya doğru giderken attığı bir adımda üzerine bastığı, zemindeki şişmiş parkelerden birisinin gıcırtısı onu durdurdu. Çıkan sesle tüm bedeni gerilirken nefesini tutmuştu genç kız ama ne yazık ki kardeşini uyandırmıştı bile. "Crystal?" diyerek yattığı yerden doğrulan küçük kardeşine dönüp gülümsedi. "Üzgünüm Mia. Seni uyandırmak istememiştim."
Sekiz yaşındaki kardeşi, minik elleriyle gözlerini ovuştururken esnedi. Bu sevimli görüntü karşısında daha da gülümsedi Crystal. Kardeşi onun bu dünyadaki tek dayanağıydı. En azından son iki yıldır, anne ve babalarını kaybettikleri o trafik kazasından beri.
"Gidiyor musun?" diye sordu Mia uykulu bir sesle. Kısık gözlerinden uyku akıyordu. Parmak uçlarında durmaktan vazgeçip normal adımlarla yürüdü kardeşinin yanına ve yatağın yanında dizlerinin üzerine çöktü. Yüzünün önüne gelen ince saç tutamlarını kulağının arkasına doğru itip yanağını okşarken "Evet." diye mırıldandı. "Vakit geldi."
Duyduğundan hiç hoşlanmayan Mia, yüzüne göre iri olan gözlerini daha da irileştirip kaşlarını çattı ve "Gitme..." dedi yalvarırcasına bir sesle. Küçük kalbinin endişeyle çırpınışını duyuyordu neredeyse Crystal. Uzanıp kardeşinin alnından öperken onu yavaşça geriye doğru itip yeniden yatmasını sağladı. Tombul yanaklarını okşarken "Ama gitmem gerek..." diye mırıldandı. Kardeşinin ikna etmenin yolunu iyi biliyordu. "Eğer gitmezsem Samantha haklı çıkar ve kazanır. Onun kazanmasını ister misin?"
Başını şiddetle iki yana salladı Mia. Yüzü hoşnutsuz bir ifadeye bürünmüştü şimdi. "Samantha'nın kazanmasını istemiyorum." dedi küçük ama dolgun dudaklarını kızgınlıkla büzerek. Mia Samantha'dan hiç hoşlanmazdı, tıpkı Crystal gibi.
Ama sonra ablasına bakan gözlerine hüzün ve biraz da korku yerleşti. İri yeşil gözlerinin içi titrerken "Ama senin de gitmeni istemiyorum Crystal. Bugün öğlen haberlerde gördüm, iki gün önce kaybolan kızlardan birinin ölmüş bedenini bulmuşlar, diğer ikisi hâlâ kayıpmış. Korkuyorum." dedi. Göz bebeklerinden ses tonuna kadar hissettiriyordu korkusunu küçük Mia.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEKLERİN KATLİAMI (+18)
FantasyMelekler, evrenin en güçlü yaratıkları... Bembeyaz kanatlarından akan asaletin karşısında durabilecek tek bir ırk bile yoktu. Hayatlarını Dünya'nın huzuruna ve barışına adamışlar, dengeyi korumak için yaşıyorlar ve gerekirse bu uğurda savaşıyorlardı...