Sellam✨
Bölüme geçmeden önce oy vermeyi unutmayın olur mu?
🫀
LES PYLLMONS
bir ay önceBin yıl... Tam bin yıldır Dünya, cadıların elinde çürümeye terk edilmiş bir haldeydi.
Melekler öldüğünden beri...
Anlatılan bir efsane vardır...
Meleklerin katliamında gökyüzü tüm yıldızlarını yeryüzüne saçmış. Saçmış ki o yıldızlardan daha parlak daha kutsal olan ruhları bağrında ağırlayabilsin.
Ve yeryüzü... Yedi asır ağlamış meleklerin gidişine... Gökyüzünden düşen yıldızların yaldızları bile mutlu edememiş onu. Cadıların onu öldüreceğinin farkındaymış çünkü...
Bu efsanelerle büyürdü her çocuk...
Her çocuğa meleklerin görkemleri ve kutsallıkları anlatılır, rüyalar bu efsanelerle şekillenirdi. Düzinelerce kitaplar yazılmıştı onlarla ilgili. Acımasızca katledilmiş olmaları onları unutturmaya yetmemişti hiçbir zaman. Bin yıl geçse bile, evrendeki her canlı hâlâ hayranlıkla bahsederdi onlardan. Öyle ki Les Pyllmons'un meydanını süsleyen havuzda bile bir meleğin heykeli vardı. Unutulmasın diye... Sonraki nesiller onları görsün, bilsin, tanısın diye...
Ve şimdi...
Logan Acy Stark artık yalnızca ölüme benzeyen ormanın ortasında durmuş, o ormanı varlığıyla yaşatmaya çalışan kızıl meşe ağacının altındaki kanatlı yaratığa bakıyordu. Kanatları, onlara anlatılanlar kadar beyaz ve parlaktı, her bir tüyü en değerli hazineden daha kıymetli görünüyordu. Üzerindeki kire, ise rağmen kanatların güzelliğine gölge düşürecek ufacık bir çizik bile yoktu. Ve saçları... Kitaplarda uzun uzun anlatılan beyaz saçları... Çamur içinde dahi olsa o beyazı seçmek hiç zor değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEKLERİN KATLİAMI (+18)
FantasíaMelekler, evrenin en güçlü yaratıkları... Bembeyaz kanatlarından akan asaletin karşısında durabilecek tek bir ırk bile yoktu. Hayatlarını Dünya'nın huzuruna ve barışına adamışlar, dengeyi korumak için yaşıyorlar ve gerekirse bu uğurda savaşıyorlardı...