3 | KANADI YIRTIK MAVİ KELEBEK

26 4 99
                                    

Sellam✨

Bölüme geçmeden önce yıldızımızı parlatmayı unutmayın olur mu? Bir de bol bol yorum istiyorum. Yorumlar benim için çok önemli 🫀

Yıldızımız da parladıysa sizi bölümle baş başa bırakıyor keyifli okumalar diliyorum💁🏻‍♀️

🫀

COUROSSOgünümüz;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

COUROSSO
günümüz;

Karanlık onları tamamen yuttuğunda, yalnızca bir adım kadar önlerini aydınlatan telefonun ışığı asla yeterli gelmiyordu. Crystal da kendi telefon fenerini açmaya yeltenmişti ama Evan onu durdurmuş hatta telefonunu kapatmasını söylemişti. Her ihtimale karşı... En azından birinin şarjı dolu durmalıydı.

Yan yana yürülerken kolları birbirlerine sürtünüyor, genç kızın rahat bir nefes vermesine neden oluyordu. Ne zaman o temas kaybolsa karanlık tarafından yutulacakmış gibi hissediyordu Crystal, her an diken üzerindeydi.

Sonunda sınırı oluşturan o duvara geldiklerinde genç kız bir an kalp krizi geçireceğini sandı. Kalbi öyle hızlı atıyordu ki... Bunun heyecandan mı yoksa korkudan mı olduğunu kestiremiyordu. Sanki ikisi de iç içe geçmiş, kalbinin etrafını kafeslemişti. Gözlerini bile kırpmadan ormana bakarken, o karanlığın içinden bir baykuşun miskin sesi yükseldiğinde bir an boş bulunup korkuyla irkildi.

Bunu anında yakalayan Evan, hafifçe gülüp "Bu kadar korkacaksan yalan söylememeliydin Crys." dediğinde, Crystal'in tüm dikkati sonsuz bir karanlığı andıran ormanda olduğu için, konuşurken düşünecek fırsatı bulamadan kelimeler dudaklarında sıyrılıverdi.

"Cezanın bu olduğunu bilmiyordum."

"Ha yalan söylediğini kabul ediyorsun yani?"

Crystal kırdığı potu Evan'ın sesinden dökülen bu soruyla idrak edebildi ancak. Ormana bakan gözleri önce irileşse de boğazına kadar çektiği şişme montu sayesinde ona çaktırmadan yutkunup kendini toparladı. Ardından mavilerini Evan'a çevirdi. Bir öpücüğün canını ne kadar yaktığını söyleyecek değildi elbette.

"Hayır..." dedi net bir sesle. "Yalan söylediğim söylenemez, ben gerçeği sakladım sadece. Arada incecik de olsa bir çizgi var ve o çizgi bu iki kavramı birbirinden ayıran en büyük etken."

Evan karmakarışık olmuş bir yüzle Crystal'e bakarken bıkkın bir nefes verip, "Sadece aklımı dağıtıp, konuyu değiştirmek için bu kadar uzun ve karmaşık cümleler kuruyorsun değil mi?" diye sordu. Bu soru üzerine dudakları kıvrılan genç kız, omuz silkip "Aslında gayet anlaşılır bir cümle kurdum. Sadece anlamak için yeteri IQ seviyesine sahip olmadığın için karmaşık geldi sana." dedi. Bunun üzerine yüzünü buruşturdu Evan. Bu konuyu Crystal ile tartışmak çok anlamsızdı, çünkü neredeyse her gün bir kitap bitirdiği için kelimelerle arası fazla iyiydi. Bu yüzden konuyu yine kendi istediği yere çekti ve dudakları serseri bir kıvrımla kıvrılırken "Pekâlâ etrafta kimseler olmadığına göre... Ne hissettiğini şimdi söyleyebilirsin sanırım." dedi. Utangaç bir Crystal demek, sessiz bir Crystal demekti. Ama dozu fazla kaçırdığınız zaman çok sinirlenir ve beyin hücrelerinizi yakacak kadar başınızın etini yiyebilirdi. O zamanlarda içinden küçük bir cadı çıkardı bu ufak tefek kızın.

MELEKLERİN KATLİAMI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin