saat 00.52
"çıldıracağım gerçekten!" mavi içeri bağırarak girmişti. ryo ile gözleri buluştuğunda ryo'ya bağırmaya başladı içindeki korku ve sinirle.
"hani gelirdi? bıraksaydın bu saate kadar arardık ve şimdiye belki bulurduk! neden engelliyorsun!"
ryo anlamsız bakışlar attı, "ben mi dedim gelme diye? ne yapabilirim? ne bağırıyorsun deli gibi?"
mavi, ryo'nun yakasına yapıştı, "seni keserim"
odaya ash'in girmesi ve mavi'yi tuttuğu gibi yere fırlatmasıyla gerginlik son buldu.
"mavi, ne yaptığını zannediyorsun?"
mavi sinirle konuştu, "sevgilin yüzünden acele edip onu bulamadık!"
ash, ryo'yu da yanına alıp dışarı çıktı. mavi yatağa oturdu, sinirden düşünemiyordu bile.
☆
tam bir hafta olmuştu, bir haftadır kimsenin haberi bile olmamıştı, herkes merak ediyor, sadece onu bekliyordu ama halen kimse gelip gitmemişti. herkes merakla bekliyordu ama kafa dağıtmaları lazımdı, fakat kimse buna vakit dahi ayıramıyordı.
"rudy ben çıkıyorum, son antrenmanımı yapacağım, bundan sonra mülakata girip artık polis olarak görev yapabileceğim biliyor musun... bu benim için fazla hayati bir durum. gece geç gelirim, diğerlerine söylersin."
suji, rudy ile sabah konuştu biraz. ardından hazırlanıp çıkmıştı. herkes salonda durgun bir şekilde oturuyordu. zolita etrafa bakındı, suji'yi göremediğinde ortaya laf attı.
"bir de çok arıyor diyorsunuz, suji nerde peki? bir haftadır deli gibi adam arıyoruz ama o dışarı mı çıkıyor?"
rudy, "bugün son antrenmanı var, bundan sonrası hayati falan dedi. gitmesi gerekiyordu."
zolita, "hadi ordan be, biz enayi miyiz burda?
rudy, "çocuk hayati dediği bir şeyi bıraksın mı zaten 1 haftadır arıyor?"
sonrasında ash çıktı, "peki onun rahatlığı sizi şüphelendirmiyor mu? her olayda fazlasıyla rahattı, sanki bir romandaki 3. tekil kişi gibi davranıyordu. dışardan her şeyi izliyor ama tepki dahi vermiyor, veyahut az veriyor. hep yardım peşinde. mesela, o gün çatıda nasıl boynu çizilebildi? madem hiçbir şey yoksa bu nasıl mümkün oluyor? ya kendi yaptıysa? veya, suji genellikle geceleri çok lavaboya çıkar, mavi'nin çalışmasını silmediği ne malum? tuhaf davranıyor, tamamen tuhaf."
rudy, "ne saçmalıyorsun ya? iyi misiniz siz?" rudy korkmaya başlamıştı.
ryo, "sende ona yardım ediyorsun değil mi? beraber yapıyorsunuz her şeyi. o gün evde sadece soul olduğunu biliyordun, tüm suçun ona kalması için kendine zarar verdin, öyle değil mi?"
rudy'nin gözleri dolmaya başlamıştı, kendini ifade edemiyordu bir türlü, herkes karşısındaydı. ardından gözleri doldu, elleri boşaldı, sakin ve sessizce ağlamaya başlayarak odasına gitti.
poi, "sizce de fazla üzerine gitmediniz mi? saçma sapan sebepler yüzünden birbirimizi sıkıştırmaya gerek yok, şu an hepimiz gerginiz sağlıklı düşünemiyoruz ve birbirimize suç atmak yaptığımız en kötü ayıp olur yine birbirimize karşı, biliyorsunuz."
soul, "ah, poi haklı. biraz sakinleşmeyi beklesek iyi olur."
carlisle, "aramızda çıkan kavgaya bak, şaka gibisiniz ya! bu poş gerizekalı mı 2 yıl sonra hiçbir şey yokken kendine zarar verip hastanelik etsin? çocuk kafasını kaldıramıyor! suji bir haftadır mateo'yu bulmak için her yolu deniyor, sizin yaptığınız ve söylediğiniz bu mu cidden? hiç mi utanmanız yok!"
soul, carlis'in kolunu tuttu "sakinleş lütfen."
ardından soul oradan ayrılarak yukarı çıktı.mavi, "ryo bu rahatlık nerden geliyor?"
herkes gözünü mavi ve ryo'ya dikmişti.
"gece olunca gelirmiş, hani? ona bir şey yaptın ve bugün içinde sakladın değil mi? o yüzden geceye kadar beklememizi söyledin, zekiceydi, ama tahmin edilmez mi sanıyorsun?"
ryo şaşırdı, mavi'ye sesini yükseltti, "saçmalama! bende onu aradım gün boyu, haksız mıyım? bana böyle iftira atamazsın!"
mavi, "diğerleri kadar en az sende şüphelisin artık, biliyorsun."
ryo, "kes sesini ya..." diye söylenerek ayağa kalktı ve odasına geçti. herkes sinirlenmişti bu gece. herkes birbirinden şüphelenmeye başlamış, gerilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lights out | dream
Übernatürlicheskapının ardında neler oluyor? veyahut o sesler nereden geliyor? aralarından birinin yapmış olma olasılığı var mıydı? ☆ 10dream