~8~ Düzyazı + texting

87 9 40
                                    

Biz geldikkk!
Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur.
Keyifli okumalar!

+++++

Açelya'dan

Yaklaşık bir haftadır Kerem ile aynı evde -namı değer saray-  ev arkadaşıydık. Ben onun evinde kalıyordum.

Sanat odasını da bu yüzden yapmış demek ki. Herşey planlı gibi.

Ulan Açelya sendeki şans kimde var be!

Ne şansı lan?

Oğlum numara salladın mafya çıktı. Üstelik zengin, kibar, beyefendi birisi. O Allah'ın emri- dediği an verdik gitti diyeceğim.

İçses ne saçmaladın yine ya. Ayol bir dur. Sadece ev arkadaşıyız be. Ne yaptın sende.

Aklını çalıştır kaçırma ayağına gelen zengin fırsatı.

Yasak Elma'daki Asuman gibi konuşuyorsun.

6 sezon yasak Elma izledim de.

Bi bu eksikti zaten. Her neyse. Bu sabah ta erkenden uyanıp ellerimi ve yüzümü yıkadım. Ardından kahvaltı için salona ilerledim.

Hizmetliler biz uyurken hazırlayıp gidiyorlardı. Ayrıca biz evde yokken temizlik yapılıyordu.

Zengin la bu.

Salonda bir adet Kerem beklemiyordum şahsen. "Ne zaman uyandın? Söyleseydin bende gelirdim."

"Merak etme biraz önce geldim bende. Odana girdim. Yatağında göremeyince lavaboda veya salonda olabileceğini düşündüm buraya geldim. Hadi gel kahvaltı yapalım."

Başımı aşağı yukarı sallayıp kahvaltı masasına doğru ilerledik. Her şey harikaydı.

Uzun bir kahvaltı faslının ardından Kerem işe gitmişti. Bende evde kendimce takılıyordum. Ama ne yapsam bilemiyordum.

Kerem'in gitmesi üzerinden 2 saat geçmişti. Ben boş boş otururken ne yapsam diye düşünüyordum.

Afra'yı çağırıp dedikodu yapsak diyeceğim de muhtemelen dedikodunun konusu Kerem olacaktı. Kendi evinde dedikodusunu yapmayayım ayıp olmasın diye düşündüm. O yüzden başka bir şey bulmam lazım.

Kerem'in yanına gitsem? Ne olur ki?

Adamları beni şirkete götürür nede olsa.

Bu fikri onaylayıp odama gittim. Üzerime kırmızı dar bir elbise giydim. Makyajımı ve saçımı da yaptıktan sonra hazırdım.

Çantamı da alıp aşağıya indim. Adamlardan birisi benim bahçeye çıktığımı görünce direkt yanıma gelip,

"Yeng- ay yani Açelya hanım bir yere mi gideceksiniz? Hemen bırakalım sizi." dedi.

Yenge mi diyecekti o?

"Evet. Beni Kerem'in yanına götürür müsün? Sabah şirkete gidiyorum diye ayrılmıştı evden." diyen bendim. O ise başını aşağı yukarı sallayıp,

"Evet şirkete gitti. Buyrun bu taraftan bırakalım sizi." dedi.

Fazla uzun sürmeyen bir yolculuğun ardından şirkete varmıştık. Adamlara teşekkür edip şirketten içeriye girdim.  Danışmaya yaklaşıp,

"Kerem'in odası nerede acaba? Yardımcı olur musunuz?" diye sordum. Danışmadaki kadın önce beni baştan aşağıya uzunca süzdü. Sert bir şekilde bana '' neyi oluyorsunuz? Kerem bey misafiri olsa bana haber verirdi.'' dedi sanki çok önemli bir konumdaymış gibi.

OTİSTİK - YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin