8| Canım beni gerçekten yanlış anladın.

15 5 6
                                    

Bütün ev halkı gelene kadar sessiz sessiz oturduk. Yuta ve Sicheng birlikte gezmeye gitmişler. Bir de misafirimiz var. Marktan bahsetmiyorum.

Yuta,Win,Mark,Jaemin,Ben ve ev sahibi Johnny. Gelme dedim. Geldi. Ben söylerim dedim yok dedi.

Sessizlik bozulmamışken Jaemin'i bana bakarken yakaladım.

"ÖYLE DEĞİL DEDİM!" Jaemin aptallık ediyor şuan napim. Bağırdım. İyi yaptım.

"Beni ilgilendirmiyor sonuçta." Dedi kollarını önünde bağladı.

"Tamam seni ilgilendirmiyor olabilir ama bilmeni istiyorum tamam mı? Benim hakkımda bunları düşünmeni istemiyorum. Çünkü..."

Çünkü ne? Der gibi baktı.

Çünküsü yakışıklısın maşallah. Ev arkadaşıyız o kadar.

"Anlıyorum." Dedi.

"Konuya gelecek olursak." Johnny konuştu. Lütfen sus. Hepimizden uzakta oturur gibi yapıyordu. Gıcık.

"Evet seni dinliyoruz." Yuta bu adamla kavgalı. Sormayın niye.

"Kiraya zam yaptım. 15 K. 5 kişisiniz zaten."

"Hyung sabah 12 demiştin!" Diye bağırdım. Of bağırmaya çok müsaitim.

"O sabahtı. Sabahtan bu yana dolar zamlandı." Pic.

"Sen dolarla mı maaş alıyon la?" Yuta sinirlenince hoş olmuyor. Saldırganlaşıyor. Hrr.

"Evet."

"Harbi mi? Neyse. Biz 4 kişiyiz Mark misafirimiz. Biz 15K veremeyiz max 10k yapabilirsin." Onu da ödeyemeyiz de sen bilirsin.

"Yo ev benim."

Yuta buna dalmadan önceki 5 dakika.

"John siktirme belanı. Ev sahibi falan dinlemem bak. Hukuk var olum."

Bu cümleden anlıyorsunuz Yuta'nın son 2 senedir okulu bitiremediğini. Kibar değil. Herifte sakinlik diye bir şey yok. Akrep burcu zaten.

Ren'in burcu koçtu demi. Herhalde. Ben neydim lan?

"Yutacım. Bak sen üç senedir oturuyorsun zaten. Bu eve giren çıkan herkesten 500 tele alsan şimdiye bu evi satın alabilirdin."

Oha ne dedi.

"Ne demek istiyorsun sen şimdi?"

Saldırmaya son 3

"Sen bana or- ah ağzım varmıyor demeye." Eli ayağı titredi bi. Haksız da sayılmaz aslında.

Çok sevişken bir insandı geçen sene.

"Evet Hyung sana orspu diyo!" Mark bi dur balim sictin her seye simdi. Bu da az değil he. Ortalığı karistirmayi seviyo.

Son 2

"Paramparça edicem seni biliyorsun değil mi?" Dedi sakince önce. Sonra bileğindeki saatini çıkardı.

Son 1

"Gel gel kim kimden yerse." Öyle demesen iyiydi.

Hop Yuta bunu. Üzerine bi atladı.

Koskoca adamların hale bak. Yuta saldırgan biri tabi. Hiçbirimiz de tutmadık.

Pençe attı. Oha. Oha.

Bunlar mahalle kavgasına giren çingene karılar gibi birbirlerinin saçlarını yoldular baya. John hyung baya yapılı falan ama Yuta eskiden boks yapıyodu. Gerçi şuan bi anlamı yok herifin saçını çekiyor ama.

Kafasını ısırdı. Aferin.

Bi iki üç dakika sonra Sicheng zahmete girip Yutayı çekiştirmeye başladı.

"Hyung yakışmıyor sana bırak."

"Bırak!" Sicheng baya güçlüymüş lan Yuta'yı tuttuğu gibi kaldırıp omzuna aldı oha.

John bırakmıyor en son Onu da ben tuttum.

"Koskoca adamlarsınız yakışıyor mu size be!" 

Johny ayaklandı üstünü başını düzeltti.

"Yok. O yüzden hadi yallah." Dedi kovulduk mu şimdi.

"Ney?"

"2 iş günü içerisinde evi boşaltın almanyadan oğlum gelecek."

"Lan sen bekarsın." Dedi Mark. Senin varlığın şuan ayrı bi zevk katıyor ortama farkındasın inş.

"Almanyada oğlum var ama?"

Harbiden var bu arada. Bunun cins bir kedisi var. Almanyada şuan. Yangyang diye arkadaşında kalıyor.

"Sabır."

"Sabır çekme hadi yallah."

"Terbiyesizsin kizim! Mahkemede görüşeceğiz seninle!"

Evet evden atıldık. Yarraaaaaa. Ama hiç dert değil biliyo musunuz. Ama içimde kalsın istemedim.

Johnny çıkmadan viledayı aldım sapını söktüm.

Arkasından yaklaşıp sokacakken Jaemin tuttu.

"Yapma." Yapmadım tamam. Ya sokim nolur ya.

-

"Ne yapcağız şimdi?" Diye sordu Yuta çünkü en çaresiz o. Bir tane arkadaşı yok çünkü salağın. Grup olabiliriz ama dediğim gibi yuta yaşça büyük.

"Sanırım ben bir süre stüdyoda kalacağım. Minik bir odası var. Yine ev aramaya başlarım. Sizi bilmiyorum." Soğuk nevale.

"Ben de restoranın deposunda kalabilirim geçici bir süre." Dedi Sicheng.

İkisinin gidecek yeri var. Ama bizim... kızlar yurtta kalıyor. Diğerleri de rastgele yerlerde. Zaten grup bu kadar. Aaaaa.

Yuta ile birbirimize baktık.

"GİDECEK BİR YERİMİZ YOK HYUNG OTTOKE???!!"

Sonra karşılıklı sarıldık ve ben ağlamaya başladım. Evsiz kalmama ağlamıyorum tabi. Ev bulunur yani.

"Sorun yok. Şş. Birbirimize sahibiz sus. Ama benim de yok ki!" Sonra o da ağlamaya başladı.

Karşılıklı ağlaşarak sarıldık.

"Ottoke??" Sesim içime kaçmış gibi çıktı.

"Jeno. Birkaç gün benimle kalabilirsin. Tabi istersen." Dedi Jaemin ne? Ne? Ayy.

NE?

Yuta'yı bıraktım. Gözlerimi sildim.

"Ciddi misin?"

"Hm. Ama sadece birkaç gün." Yerim seni. Ney. Hayır. Saol.

"Teşekkür ederim. Sen bitanesin."

"Dediğin gibi. Seni yanlış anlamış olabilirim. Kendini açıklaman için ve arkadaş olabilmemiz için iyi bir fırsat olarak gördüm."

Saol kral.

Simariiikk"NominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin