14| bizim zamanimizda oluyordu

20 4 0
                                    

Kahvaltı için dedim bi sandviç alayım. Ordan da okula geçerim. O zaman giyinip çıkayım. Çok mantıklı.

Giyinmek için odaya girdim. Valla ne bulursam onu giyecem. Valizin üstünden aldım bişeyler.

Hop giyindim. Bugün hava yağmurlu. Tuvalette onlar çıktıktan sonra hava durumuna baktım.

Stüdyoya girdim. Hala müzik çalıyolar.

"Arkadaşlar. Ben gidiyorum. Hoşçakalın." Dedim.

"Görüşürüz." Dediler biri hariç. Jisung tabi. El salladılar ben de çıktım.

Şimdi haziranda olsak day yağmur yağınca hava soğuyo. Gömlek giymişim. Uzun kollu. Beyaz. Altına da buz mavisi kot.

Binadan çıkarken kulaklığımı içeride unuttum sandım. Sonra hatırladım ki onları markette unuttum aferin bana.

Won'un mesaisi bitmiştir. Belki.

Zaten uğrayacaktım iyi bari. Markete doğru yürüdüm. Tam markete yaklaştım. Wonbin marketten çıktı. Messisi bitti galiba.

"Wonie!" Buneydi simdi? Ona neden Boyle seslendim?

"Günaydın hyung." Dedi gülümseyerek ay.

Jisung bile bana hyung demiyor. Duygulandim.

"Gece kulaklığımı düşürmüş olmalıyım gördün mü?"

"Evet. Ben de sana nasıl iletebilirim diye düşünüyordum. Numaran yok bende."

"Telefonunu ver. Gireyim. Yeni değiştirdim."

Hiç tereddüt etmeden telefonunu verdi. Wuw. İpon 15. Güzelmiş.

"Arıyorum sen de benimkini kaydet." Diye telefonu elimden aldı ve aradı.

"Çalıyor. Tamamdır."

"Okula mı gidiyorsun?" Diye sordu. Evet canim. Biraz daha rezil olmaya. Her gün yeterince olmuyorum gibi.

"Senin mesain bitti sanırsam sen nereye?"

"Ev. Oradan da diğer işime. O uzak biraz."

"Biraz fazla çalışmıyor musun? Uyumaya vaktin kalıyor mu?"

"Pek değil. Burada 8 saat mesai yapıyorum. Diğer işimde 10 saat."

"Yaşıyor musunkine? Woa. Her neyse ben kahvaltı için yolluk alacağım."

"Bekliyorum o zaman. Birlikte yürüyelim."

"Evin yakın değil mi?"

"Yakın. Ama seninle yürümek istiyorum." Gülümsedim.

Onu bırakıp markete girdim. Bir iki sandviç ve meyvesuyu aldım çıktım. Bir baktım kaybolmuş.

Biliyordum. Erkeklere güven olmuyor.

"Hyung." Diye ses duyunca arkama baktım.

"Gittin sandım."

"Seni bırakıp nereye gidebilirim? Bağcıklarımı bağlamalıydım." Şairane bir ağzın var cocuk.

Sandviçimden ona uzatsam da almadı.

"Bu saatlerde yemiyorum."

"Hangi saatlerde yiyorsun?"

"Genellikle yemiyorum."

"Dayak istiyor canın." Dedim. Biz yakındık baya böyle dediğime şey yapmayın.

"Hayirrr."

"O zaman yemen gerek."

"Peki. Öğlen yiyeceğim."

"Aferin." Benimle daha ne kadar yürüyecek bilemiyorum.

Okula yaklaşıyoruz iyice.

"Wonbin."

"Efendim hyung." Bir ısırık daha alıp çiğnedim.

"Acaba bu yakınlarda kiralık bir ev var mı?"

"Hm. Olması gerekiyor. Patronum daha iyi bilir ona sorayım. Kaç oda?"

"Farketmez. Yuta salonda yatıyor zaten."

"Siz beraber mi yaşıyorsunuz?"

"Evet. Yakamı bırakmıyor."

"Ondan hala korkuyorum. O da beni dövmüştü."

"O seni niye dövmüştü ki?"

"Doğum gününde sana evlenme teklifi ettiğim, onu müdüre şikayet ettiğim ve polise ihbar ettiğim için."

"Haketmişsin."

"Hakettim."

Güldüm sonra. Sandviç boğazımda kalıyordu la. Ay. Yuta bizi duydu herhalde.

"Neyse. Dediğim gibi. Patronumla konuşup sana bilgi veririm."

"Teşekkür ederim."

"Ben de senden bir iyilik isteyebilir miyim hyung?"

Sandviç paketini büzüştürüp ilk gördüğüm çöpe attım.

"Ne olursa."

"Akşam benimle alışverişe gelebilir misin?"

"Gelirim tabi de. İşinle mi ilgili?"

"A yok. Birine hediye almalıyım. Bir erkeğe. Zaten avmde çalışıyorum. İşim bitmiş olur sen gelene dek."

"Peki. Yardım edebilirim." Kesin sevgilisi falan var.

Of ben de ne sanıyorum ya. Amaan.

"Bana konum atarsın o zaman sen. Buradan sonra yukarı çıkacağım sonra görüşürüz." Dedim şıp hiçbir şey demeden yönümü değiştirdim.

Beşyuz metre kalmadi zaten okula.

Peh.
—-

Saatime bi baktım. Abo. Wonbin mesaj atmış bir adresi. Atalı 1 saat olmuş. Shit kere shit.

"Jen!"

"Evet sieun hızlı ol!" Bir yandan toplanıyorum.

"Saat 11 de Minjeonglarda ol. Partiliyoruz."

"Oldu." Hızla sınıftan çıktım. Dersim biteli bayağı oldu ama bizimkilerle sohbet etmek için kalmıştım.

Fakülteden de çıktım. Sağıma soluma bakmamışım tam karşıya geçicem sağımdan laaaaaps bir araba.

Ben yere yuvarlandım. Çarpmadı da. Baya korktum ben.

"Lan gerizekalı! Yola atlanır mı öyle!"

Kim diye bir bakayım dedim. Benim kafayı kaldırış en son o sonra bayılmışım.
—-

Simariiikk"NominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin