Semih'in evine varınca motoru park edip onun evine girdik. Kafasında ki kaskı çıkarttıktan sonra saçları dağılmıştı, ki bu çok tatlı görünüyordu.
Dayanamadım ve başına bir öpücük kondurdum. O da gülümsedi ve yanağıma bir öpücük verdi.
"Evde içki var mı, Güneşim?"
"Yuh, yavaş. Daha eve yeni girdik."
Dedi ceketini askılığa asarken,
"Ayrıca ne içkisi, imanlı bir insanım ben."
Ona 'cidden mi' bakışlarımı attım.
"Mutfakta, buzdolabının en alt köşesinde."
Dediğiyle sırıttım ve mutfağa girip buzdolabını açtım. En alt köşeye baktım, birer şişe rakı, bira ve şarap vardı.
"Ne içersin, rakı, şarap, bira?"
"Bu da sorumu, tabi ki rakı."
Dedi salona doğru yürürken, hemen rakı ve şarap şişesini çıkartıp rakı ve şarap bardaklarını aldım. Rakı bardağını koyarken üstündeki yazı dikkatimi çekti,
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Alındım ama!"
Dedim elimdeki bardağı havaya kaldırarak. Semih oturduğu koltukta başını arkasına çevirdi ve bardağa baktı. Sonra kıkırdadı,
"Alınma güzelim, bilmiyordum ki o zaman bu bardağı aldığımda senin hayatıma gireceğini."
Diyince gülümsedim ve hemen bardaklara ikisinide doldurdum. Elimdekileri tepsiye koyup koltukta oturan Semih'in yanına geldim, tepsiyi sehpaya koydum.
O eline rakı bardağını aldı, bense şarap bardağını. Bacaklarımı kendime çektim, onun omzuna yaslandım ve koluna sarıldım.
"Bugünün şerefine?"
Dedi ve bardağını yukarı doğru kaldırdı. Gülümsedim ve bardağımı yukarı kaldırıp onunkiyle tokuşturdum.
"Şerefe!"
"Şerefe!"
O ilk yudumunu yudumlarken bende onun boğazını izliyordum. Kendi bardağımı ağzıma götürdüm ve bir yudum aldım, Semih'in adem elmamı izlemesi yanaklarımı yakıyordu.
Bir yudum daha aldım ve sağ elimi yukarı kaldırdım,
