Konuşma

29 5 0
                                    

Ve kapnın önünde bekliyordu kapı açıldı içeriden bir kaç takım elbiseli adam çıktı. Chaerin içeri girdi amcasının hemen karşısında ki koltuğa oturdu. Lafına hızlıca başladı.
-Müsait misin amca?
-Evet ama anlaşılan vazgeçtin.
-Hayır anlaşma yapmaya geldim.
-Ne anlaşması?
-Bak her ikimizde bu bağımsızlığın bu şekilde inatlaşma ile ilerleyeceğini biliyoruz. Bu yüzden gel bir sonuç bulalım.
-Ne yapıyım şirketteki tüm kuralları mı kaldırıyım.
-Hayır onun yerine bizim gibi bağımsız müzik yapmak isteyenler kuralları kaldır.
-O nasıl olucak?
-Belli bir sözleşme üzerine her iki tarafında çıkarları amaçlı.
-Maddeler ne?
-Biz müziği yapar senin diğer çalışanların gibi çalışırız sen bize payımız verirsin ve bize hiçbir şekilde kural koyamazsın bizde senin diğer çalışanlarını engellemeyiz.
-Diğerleri bunu kabul ediyor mu?
-Orası benim işim sen düşün bende onlara danışayım. Tamam
-Peki küçük hanım öyle olsun.
-Ama sen sonradan sözünü tuttmazsın işte bu yüzden biz tüm şartlarımızı belirleriz yarın karşına çıkarız sende kendi şartlarını belirler çıkarsın karşımıza.
-Tamam o konuda oldu bir sözleşme yaparızda biz derken?
-Biz liderler.
-Sen iyice havaya girmişsin.
-Tabi amca ne sandın karşında ki CL.
-Hadi git çalışıcam.
-Kovuluyorum yani.
-Kovuluyorsun yani.
-Ben kovulduğum yerde durmam.
Chearin ayağa kalktı ve amcasının masasına yaklaştı yaklaştı eğildi amcasının gömleğindeki kırışıklığı gördü. Ve bağırdı...
-Koskoca şirket sahibi olmuşsun ama halen kırışık gömlek giyiyorsun.
-Kırışmış olamaz mı? Hem sen neden halen burdasın kovulduğun yerde durmazsın.
-Iyi gittik .
Chearin odadan dışarı çıktı ve koşarak aşağı kata indi ve aşağı katta gördüğü manzara onu şok etti.
Ve saniyeler içerisinde dolan gözlerini durduramıyordu. 
Ve aradan geçen son birkaç saniye sonra birbirlerinden en azından birazda uzaklaşan ikiliye baktı ve odadan çıktı.
Peşinden bağırarak koşsa da Jiyong ona yetişememişti. Kiko'ya baktı ve
-Ben geliyorum bekle.
Dedi ve koşarak Chearine yetişti. Kolundan tuttu ve benim küçük Chaerinim nasıl yanlış anlarsın beni dedi.
Chearin kafasını Jiyonga doğru çevirdi ve gülümsedi benlik birşey yok dedi.
Sanki saniyeler önce gözleri dolmuş şekilde odadan çıkan Chaerin değildi de bir başkasıydı. Jiyong duraksadı ve Chearin'i tuttu ve kenarda duran koltuğa oturttu.
-Konuşalım daha demin gördüğün şeyi açıklayayım.
-Açıklamana gerek yok ben anladım seni.
Jiyong bu sözün üzerine duraksadı ve sinirli bir şekilde oturduğu yerde bağırmaya başladı.
-Ne anladın bana da Söylesene he ne anladın gerçekten  merak ediyorum.
Chearin sakin tavırını bozmadan.
-Onunla olmak istiyorsan onunla ol ben seni beklerim eğer onunla olmak istiyorsan söyle benim için önemli değil ben beklerim.
Jiyong duyduğu sözler üzerine iyice sinir küpüne dönmüştü. Ve ağzından çıkan sözcükleri kontrol edemiyordu. Aniden bağırmaya başladı.
-Chaerin senin beni beklemene gerek tamam mı? Benim seni beklediğim yetmiyor gibi bir de sen mi beni bekeleyeceksin ha? Bunun neresi mantıklı.
Chearin ayağa kalktı ve
-Sence bu yaşadıklarımızın neresi mantıklı sen ve ben ... Ya ne saçmalıyoruz ki!
Jiyong daha da bağırmaya başladı.
-Neden bana hep bunu yapıyorsun. Bir yaklaşıyoruz bri uzaklaşıyoruz neden.
Chearin biraz daha bağırmaya başladı ve
-Bak bizim olayımız bağımsızlık ne istiyorsan onu yap bizde kural yok.
Jiyong ayağa kalktı ve daha bağırdı

-İşte bu iş öyle değil küçük hanım anlıyor musun! Sen hep bana bağımsızlık diyorsun da bu öyle değil. Sen benim için öyle değilsin sen benim için sanki bir hapishanesin. Nereye dönsem sen... Nereye baksam sen... Kaçmaya çalıştım kaçamadım... Alışmaya çalıştım bağımlılık yaptın... Öyle değil işte Chearin sen benim için öyle değilsin işte beni kendine çektin ,çektin ve şimdi de bağımsızsın diyorsun ama bir insan hapishanede ne kadar özgür olabilir ki?

Chaerin duraksadı ve Jiyong'a baktı..
-O zaman neden orada öpüşüyordunuz?
-Ben onu öpmedim ki! O beni öptü.
-Onunla nerden tanışıyorsunuz?
-O benim eski...
Chaerin Jiyong'un lafını kesti ve
-Bir de eski sevgilin! Ben Kris'i öpsem nasıl olur.
-Onu neden öpücüğüne bağlı?
-Yapma Jiyong öpmenin bir nedeni mi olur?
Chearin arkasına bakmadan yürümeye başladı ve .
-Bir de kendini haklı çıkarmaya çalışıyor.
Kafasını kaldırdığında kna bakan Kri'i gördü.
-Sana söylemiştim.
-Yine ne saçmalıyor bu aptal.
-Laflarına dikkat et küçük hanım.
-Yoksa ne olur beni tekrar mı kaçırırsın,
-Chaerin beni sinirlendirme.
-Ne yaparsın?
Kris Chaerin'in üstüne yürümeme başladı ve
-Beni unutmuş olmalısın. Sinirlendiğimde ne yaptığımı...
Chaerin bir k saniye duraksadı fakat bir şey bulamadı. Düşünüyordu fakat Krise ait her şeyi silmişti çoktan artık Kris yerine Jiyong vardı .
Kris chaerinin üstüne doğru ilerlemeye devam etti ve
-Zaman doldu hatırlayamadın dimi.
-Neyi ?
-Ahh Rin böyle yaparak olmaz ki.
-Ne olduğunu anlamıyorum.
Chaerin geriye doğru adım atmaya başladı çünkü Kris ona gittikçe yaklaşıyordu.
-Şey.. Dedi ve bir ses onları böldü.
Bu Kris'in kafasından gelmişti. Kafasına biri bir şey atmıştı her ikside şok olmuştu. Jiyong onlara doğru  geliyordu.
-Aahhssh seni aptal bir adamın sevgilisine sevgilisi yanındayken böyle şeyler yapılmaz.
Chaerin kafasını Jiyong'a doğru çevirdi ve tam ağzını açacak iken Jiyeon kolunu Chearine attı ve
-Dimi sevgilim?
Chaerin  sakince ona doğru bakıyordu ve susutu.
Kris duraksadı ve
-Siz ikiniz birlikte misiniz?
-Evet ne olmuş?
Dedi Jiyong ve sustu.
Kris sinsice bir gülümseme kondurmuştu yüzüne ve
-O zaman Kiko.. Hani şu Japon kız.
Jiyong yutkundu ve
-Ahhh geçekten yattığım kızların listesini tutmalısın. Hani o Japon kız seninle birlikte olup beni aldatmıştı ya.
Chaerin bu cümle üzerine kafasını Jiyonga çevirdi ve burun buruna gelmişlerdi.
Jiyong'un nefesini hissedebiliyordu. Yutkundu ve gülümsedi. Elini Jiyeon'un yüzüne koydu.
-Büyük bir suç işledin küçük bey.
Jiyong duraksadı ve kolunu Chaerin den çekti iki yana açtı ve
-Ne yaptım şimdi ya?
Chaerin gülümsedi ve
-Müebbet cezası aldın da ondan. Nedeni aşırı dozda aşk.....
Jiyong gülümsedi ve rahatlar şekilde gözlerini kapattı. Bir anda gözlerini açmıştı çünkü Chaerin ona sertce sarılmıştı.
Arkadan gelen bir ses ile bölündüler.
Bu Bom unni idi.
-Ya siz ikiniz ne yapıyorsunuz orada?
Chaerin  geri çekildi ve
-Şey hiç hiç bir şey.
-Ne gibi?
-Unni ben amcam ile konuştum.
Bu sözü ile tüm konuyu değiştirmişti.
-Ne hakkında?
-Bizi şirketine alacak fakat bize kural koymayacak bize hakkımız olanı verecek. Bizde normal bir şekilde kendi konserlerime çıkıp kendi müziğimizi yapıp kendi kurallarımızı koyacağız.
Bom büyük bir çığlık attı  bu bir sevinç çığılıydı.
-Sonunda ünlü olabilecek miyiz?
-Yah unni biz zaten ünlüyüz.
Jiyong bu söz ile büyük bir kahkaha attı.
-Ne var? Küçük bey.
-Şey sadece..
Bom araya atladı ve
-Neyse hadi bunu kutlayalım.
Koşarak yan odaya doğru gidiyordu.
Jiyong chaerinin kulağına eğildi ve
-Sadce bunu söylerken çok tatlıyıdın.
Chaerin utanmıştı. Kafasını yere eğdi ve kızarsan yanaklarını kapatmak için sırt çantasından maskesini çıkardı. Maskeyi yüzüne taktı ve
-Hadi gidelim.
Jiyong gülümsedi ve
-Şunu takmasan olmaz mı?
-Neden?
-Sadece sinirimi bozuyor.
-Ya neden kötü mü duruyor?
Jiyong kafasını yere eğdi ve
-Şey açık sözlü olmak gerekirse evet.
Chaerin kafasını yere eğdi ve içeri girdi.
-Unni maske kötü mü duruyor?
-Hayır çok tatlı olmuşsun unni.
Kafasını kaldırdı ve Jiyeon'a doğru baktı. Jiyong yutkundu ve sessiz sedasız oturdu.

****30 dakika sonra ****
Çoktan TOP'ın kafesine gelmişlerdi. Büyük bir kutlama olsun istiyordu hepsi. Bu yüzden müzik falan vardı.
Jiyong sessizce sigarasını yakmış bir kenarda oturuyordu ve chaerinin de oturuşunu gördü kalktı ve chaerinin yanına geçti.
-Hanginiz haklı? Bom mu sen mi oppa?
-Lanet olsun ki Bom haklı o maske sana çok yakışıyor fakat problem şu ki o bakanda kıyamadığım ama bakmadan da yaşayamadığım o yüzünün bir kısmını kapatıyor bende bunu istemiyorum bu yüzden takma ı istemedim.
Chaerin kafasını kaldırdığında yer bakan Jiyong'un farkına vardı.
-Ya Oppa bunu o zaman niye söylemedin?
-Şey söyleyemedim. Ama şimdi söylemek zorunda kaldım çünkü üzüldün.
Chaerin Jiyong'un uyandığın farkına varmıştı ve gülümsedi.
-Sen neden kızardın?
-Şey ya .. Ben... Yani....
Jiyong bir şey söylememişti. Sadece saçmalıyordu. Off dedi ve sustu.
Chaerin gülümsedi ve
-Tamam anladım.
-Bunu nasıl yapabiliyorsun?
-Neyi?
-Aptal gibi bir şey söyleyemediğim zamanlarda bile beni anlayabiliyorsun.
Her ikiside anid. Gelen ses ile korkmuştu.
Daesung koltuğun arkasından ikisinin tam ortasına girmişti.
-Ahh siz bunu nasıl yapıyorsunuz? Bizden bu ilişkiyi nasıl saklıyorsunuz?Haa?

Uzun süre oldu biliyorum ama beni de anlayın ben Teog öğrencisiydim bu yüzden yazmadım. Bağışlayın lütfen..

Seul CaddesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin