27. 👑

3.2K 577 371
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol.

Kış mevsiminin sonuna yaklaşılmasıyla yavaş yavaş ısınan havalar, tüm krallığa baharın esintisini müjdelerken; bereketin simgesi olarak kutlanan yağmurların artmasıyla tüm krallıkta bir mutluluk hakimdi. Eh, bu mutlulukta sonunda Veliaht Prens'in evleneceği haberinin de payını göz ardı etmemek gerekti.

"Huhuuu! Jeongin!" Birkaç kez tıklattıktan sonra ellerini geniş cama yaslayarak siper etti ve içeriyi görmeye çalıştı omega. Heyecandan yerinde duramadığı için sabah erkenden arkadaşının yanına gelmişti ancak fazla erken olabileceğini düşünememişti. Dudaklarını öne doğru büzüp camda ufacık bir yerin buğulanmasına sebep olduğunda neyse ki dükkanın içinde gözüken bedenle gülümsemesi tekrar yüzüne gelirken hafifçe geri çekildi.

"Jisung? Bu saatte hayırdır?" diye sordu Jeongin kapıyı arkadaşı için aralarken. Tek eliyle gözünü ovduktan sonra bakışları omeganın hemen arkasındaki generalle birleşti. General dudaklarını birbirine bastırıp bir baş selamı verdiğinde Jeongin de tekrar omegaya dönmüştü. Evleri hemen dükkanlarının üzerinde olduğundan şu an yataktan çıktığı gibi kapıya gelmişti ve havalanan saçlarını indirmeye çalışırken buna anında pişman oldu.

"Günaydın Jeongin! Bil bakalım kim evleniyor?!"

Jisung'un neşeli sesi dükkanda yanan mumların zayıf alevini bile titretecek cinstendi. Jeongin uykulu gözlerini açtı. "Veliaht prens?" dedi zaten bildiğini belli edercesine bir ses tonu hakimdi kelimelerine. Tüm meydan bunu konuşuyordu zaten, duymaması mümkün müydü ki?

"Ya hayır! Yani evet de, senin açından daha önemli biri evleniyor." dedi Jisung. Ağzı kulaklarına varıyordu oturduğu tahta sandalyede bacaklarını sabırsızca titretirken.

"Yoksa..." dedi Jeongin. Düşünürken birden aydınlanmış gibi gözleri kocaman olmuştu. "Yongbok mu evleniyor? Ay anlamıştım Changbin hyungun hemen evlenme teklifi ed-"

"Ya! Jeongin hayır, of!" Jisung dudaklarını büzüp kollarını önünde birleştirdiğinde betanın gözleri ise onun hemen arkasında ayakta duran generalin bıyık altındaki gülümsemesindeydi. "Jisung, söyle artık. Tüm gün burada duramayız." dedi Hyunjin, o da Jeongin'e bakıyordu.

"Ben evleniyorum ben! Veliaht prens benimle evleniyor." Omega alınmış gibi söylediğinde Jeongin önce şaşkınlıktan küçük dilini yutacak raddeye gelmiş sonrasında kahkahalarla gülmeye başlamıştı. "Ay! Hahaha! Jisung ya! Ne komiksin!"

"Ya! Jeongin! Gerizekalı! Ciddiyim şaka yapmıyorum! Bak!" Yanında getirdiği ve aslında buraya gelmesinde büyük rol oynayan krem rengi davetiyeyi betanın önüne biraz sert bir şekilde koyduğunda Jeongin gülmekten gözünde biriken yaşları silmişti. Davetiyeyi eline alıp üzerinde yazan isimlere baktı ve sağ alt köşede kendisine göz kırpan kraliyet mührünü gördüğünde ayağa fırladı.

"Ah, ikinizi de boğduracağım. Sinirlerimi bozuyorsunuz." Omega kafasını iki yana salladığında bu sefer "Jisung!" diye bağıran Jeongin'di. Hızlıca arkadaşına sarıldı. "Gerçekten mi? Cidden mi?" diye ikinci kez teyit etti. Bu sefer Hyunjin'e bakıyordu dolu gözlerle. General başını onaylarca sallarken Jisung da arkadaşının sarılmasına karşılık verdi.

"O zaman ikinci bir şok geliyor hazırsan." dedi Jisung. Bunu söylemek şu anda iyi bir fikir miydi emin değildi. Zira Jeongin; kalp krizinden ölebilirdi ama içinde tutabileceğini sanmıyordu.

"Ne?" dedi beta tekrar doğrulurken. Heyecanla ancak biraz da endişeyle bakıyordu omeganın yüzüne. Jisung dudaklarını birbirine bastırdı. "Hyunjin, Jeongin'in arkasına geç. Şimdi bayılır falan." dedi rahatça. General ciddiyetle onun dediğini yaparken Jeongin ise olanların hangi birine odaklanacağını şaşırmıştı. "Jisung, korkutmasana beni."

F*ck that nobility!//MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin