"Hay sikeyim seni."
Yataktan kalkmaya çalışıyordum ama vücudum yatağa yapışmıştı sanki. Asla kımıldamıyordu. Kolumun üstüne yattığım için ağrıyordu, hiç kalkamıyordum. Kapının 3. Defa çalınması ile kapıda ki kimse gitmeyeceğini anladım, kendimi zorladım ve kalktım.
Ayağa kalktığımda başım döndü düşecek gibi oldum, gözlerim hâlâ yarı kapalıydı. Şuan burada düşsem kafamı vursam kimsenin haberi olmayacaktı.
Ev halkı köye gitmişti yazın gelmesi ile, 2 gündür evde tektim ve öğlene kadar yatmayı da huy edinmiştim. Bu yüzden sabahın köründe kalkınca böyle afallıyordum. Düşüncelerime ara verip kapıya doğru ilerledim. Sabahın köründe kimdi bu şimdi amına koyayım?
Kapıya doğru yöneldim ve yavaşça açtım. Kapıda gördüğüm beden ile gözlerim açılmıştı adeta, gerçek mi yoksa hayal mi görüyorum diye dikkatlice süzdüm. Maalesef gerçekti, beynime kan sıçradı. Anında kaşlarım çatıldı, sinirle bakmaya başladım.
"Ne işin var lan senin burada?"
Karşımda ki beden hafifçe sırıttı, gözlerimin içine bakarak konuştu.
"Çok özledim seni, görmeye geldim."
Orusbu çocuğu, ağzını açtığı gibi yüzüm buruştu. Huzurumu bozmak için gelmişti bu dünyaya adeta piç.
"Tamam bensiz yapamıyorsun biliyorum ama şimdi siktir git yoksa dayak yersin."
Sözüm bittiğinde hafifçe kahkaha attı ve elini omuzuma koydu, kendimi geriye çekmek istesemde hayvan gibi gücü vardı piçin. Yüzüme iyice yaklaştı.
"Şimdi sana iki soru soracağım, ya içeri geçip götünü sikerim ya da bütün mahalleyi başımıza toplarım. "
Söyledikleri ile yüzümün kızardığını hissettim, ulan dokuz aydır görüşmüyoruz geldiği gibi isteğine bak. Dokuz ayın hırsını çıkaracaktı piç. Asla izin vermeyecektim.
"Siktir git lan, sabahın köründe senle uğraşamam. "
Kapıyı kapatmak için hamle yaptığımda kapıyı tuttu.
"Meriç beni sinirlendirme, kaç aydır bu günü bekliyorum ben. "
"Bir kaç gün daha beklersin aslan, bir şey olmaz."
Dediğim şey ile kaşları sinirle çatıldı, damarları ortaya çıktı iyice. Anlamsız bir şekilde onu sürüyordum, sonuçta kaç aydır görmemiştim. Saçlarını kesmişti, çizik attırmıştı. Üstünde yine polo yaka bi' tişört vardı. Halâ bu tarzdan vazgeçememiş belli. Altında ise klasik siyah pantolon.
Konuşması ile irkilmiştim.
"Hayırdır, ne süzüyorsun öyle çok mu özledin?"
Dediği şey ile bu sefer gülen ben oldum.
"Çok özledim, özlemimden kafayı yiyorum."
İkimizde birbirimize sinirle bakmaya başladık. Artık gerçekten gitmesi gerekiyordu çünkü gözlerim kapanmaya başladı.
"Söyleyeceklerin bittiyse siktir ol."
"Akşama ben geldiğim için gençler kendi aralarında eğlence hazırlamış. Özellikle bekliyorum gelmezsen vururum seni."
"Bakarız işim olmazsa gelirim."
"Meriç götünü sikerim."
"Tamam be gelirim."
Sırıttı ve en sonunda ellerini çekip son bi' bakış atıp arkasını dönerek yürümeye başladı. Tam kapıyı kapatacakken bağırarak söylediği şey ile ona baktım.
"Sana aldığım pezevenk gömleğini giyin öyle gel."
Dediği şey ile gülmeden edemedim. Kapıyı hafifçe kapatıp odama doğru gidip direkt kendimi yatağa doğru bıraktım. Belli yorucu günler beni bekliyordu iyice dinlenmem gerekiyordu. Umarım akşama kadar uyumam yoksa bu piç evime gelip siker beni.
Gözlerim yavaşça kapandı ve uykuya daldım.