Bölüm_8

156 14 9
                                    

Kendime yeni yeni geliyordum.
Nora...
Onu almama izin vermemişlerdi herşey o kadar ani olmuştu ki, yaşıyor mu onu bile bilmiyordum bunun şu anlık bir önemi yoktu çünkü yaşıyorsa bile orada yaralı yalnızdı.
Her ne kadar kabul etmek istemesemde gerçek buydu.
Ama dönecektim nasıl yapacaktım bilmiyorum ama bir an önce yapmalıydım.

Kafamı kaldırıp etrafa baktım,
Kimi kandırıyordum ki,
Nasıl dönecektim şuan nereye gidiyorduk onu bile bilmiyordum helikopterin içinde yanı başımızda silahlı adamlar bizi bir yere götürüyordu,
İyice hissizleşmeye başlamıştım Nora yoktu, keşke daha önce onu sevdiğimi söyleseydim, ya da hiç sevmeseydim, gerçi bu daha kötü olurdu onu kısa bir süre tanımıştım belki ama bana sanki yıllarca sürmüş, sanki hep yanımdaymış onu hep tanıyormuşum gibi hissettirmişti ve bu güzeldi.

Ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum ama helikopter inmeye başlamıştı.

Havanın kararmış olduğunu görmüştüm helikopter ağır ağır yere indikten sonra kapı açıldı ve yine yüzü maskeli elin de silah olan adamlar sırasıyla bizi hızla indirmeye başladılar tam inecekken Thamos'ın uyuduğu aklıma geldi geri dönüp uyandırmak istedim ama adam kolumu çekiştirip bana birşeyler söylemeye başlamıştı oldukça endişeli görünüyordu zaten Thamos'ı da Minho uyandırdığı için vakit kaybetmeden helikopterden indim adam koluma girmişti.
Koşarak beni diğerlerinin yanına büyük bir binaya götürüyordu etrafta gürültülü siren sesleri duyuluyor ve ışıklar yanıp sönüyordu sert esen rüzgara karşı güçlükle yürüyordum.

"Deliller geliyor çabuk olun!"

Tam net göremesem de ayakta zor duran garip sesler çıkaran muhtemelen insan olduğunu düşündüğüm fakat insana da uzaktan pek benzemeyen varlıklara ateş ediyorlardı nihayet içeriye ulaştığımda adam yeniden dışarı çıktı içerisi de dışarısı gibi bir o kadar hareketliydi en sonun da Thamos da içeri girince kapı kapandı, bizi yine bir yere götürmeye başladılar ve ben artık bu durumdan iyice sıkılmaya başlamıştım depo gibi bir yere bizi kapatıp kapıyı arkadan kilitlediler hiçbir şey yapamıyor oluşum yüzümden kafayı yakında yiyecektim aklım hâlâ labirentte kalmıştı şuan Nora yanımda olsa böyle endişeli olmazdım endişemin tek sebebi oydu.

Sıkıntıyla yere çöküp başımı duvara yasladım yanımda hissettiğim hareketlilikle bir saniyeliğine sağ tarafıma bakıp geri önüme döndüm Minho konuşmaya başlamıştı,

-Newt ben, gerçekten çok üzgünüm nasıl hissediyorsun?

Bu sorunu  cevabını bilmiyordum açıkçası

-Eksik
Diyebildim, 'garip aslına bakarsan bende nasıl hissettiğimi bilmiyorum Minho galiba iyice hissizleşiyorum'.

-Hayır hissizleşmiyorsun, bak; Nora yı oradan alıcaz ve geri dönücez

- İyi de nasıl, yaşıyor mu daha onu bile bilmiyoruz
Bu söylediğimi güçlükle söylemiştim dediklerim can yakıcıydı ama doğruydu gözlerimin dolduğunu hissettim zaten diğerleri bize biraz uzak kalmıştı yanımda Minho vardı ama bunu sorun etmedim ne zaman zor durumda olsam yanımda olurdu ve yine öyle yapıyordu.

-Bilmiyorum Newt ama bir şekilde yapıcaz hem belki de yaşıyordur iyi düşünelim şimdilik sakin kalıp akışına bırakarak olan biteni anlayalım olur mu?

Dediğini başımı sallayarak onayladım haklıydı şuanlık burda ne döndüğünü anlamalıydık buraya geldiğimizden beri dışarıdan garip ve hiç hoş olmayan sesler geliyordu.

Kapının sesi gelince ikimizde ayağa kalkıp diğerlerinin yanına gittik bir adam gülümsüyordu.

-Çocuklar hoşgeldiniz, gürültü için kusura bakmayın bir sürü ile uğraşmamız gerekti.

The MAZE RUNNER "İSYAN"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin