Beşinci Gün

179 16 42
                                    

Güneş pencereden odaya doğru vururken birbirine sımsıkı sarılmış ikili tatlı tatlı uyuyorlardı.

Chuuya yüzüne vuran güneş ışığıyla kırpıştırdı gözlerini. Uyumak istiyordu ama uykusu çoktan dağılmıştı. Ona sımsıkı sarılmış, başını göğsünde hissettiği sevdiğine baktı. Uyurken ne kadar tatlı görünüyordu öyle...

Elini kestane rengi saçlara götürdü kızıl genç. Narin narin okşamaya başladı o ipeksi saçları. Sonra başına narin bir öpücük kondurdu.

Dazai o öpücükle hafifçe araladı gözlerini. Bakarken hayat bulduğu okyanus gözlerine baktı derin derin.

"Günaydın kızılım."

"Günaydın herşeyim."

Sevgiyle bakarken birbirlerine yaklaştıklarının farkında bile değillerdi. Dudakları narince birbirine değdiğinde mutluluk kapladı hala ateşlerde yanan bedenlerini.

Sabah öpüşmelerini bitirdikten sonra yataktan kalktılar. Giyinip odadan çıktılar.

Aşağı inip yemek masasının yanına gittiler. Karşı karşıya oturdular. Bu onlar için bir ızdırap gibi geliyordu adeta. Yan yana olmak istiyorlardı daima. Ama kimsenin sevgili olduklarını anlamaması için şimdilik böyle olmak zorundaydı.

Dazai gözleriyle Atsushi ve Akutagawa'yı aradı. Sonra asansörün kapısı açıldı ve tatlı bir sohbet içinde geldiler. Atsushi Dazai'nin, Akutawa Chuuya'nın yanına oturdu.

"Atsushi dün söylediğim laf için özür dilerim. Biraz abarttım sanki."

"Hayır Dazai-san özür dilemenize gerek yok. Ben bu konuyu biraz düşüneceğim."

"NEY?"

Dazai öğrencisine afallamış bir şekilde bakarken Atsushi sessiz kaldı.

Bir daha o sessizlik bozulmadı. Herkes geldiğinde kahvaltı yapıldı. Bittiğinde herkes ayrı bir yere dağıldı. Masada sadece Dazai ve Chuuya kalmıştı. İkisi de ne yapacağını düşünürken sessizliği bozan Chuuya oldu.

"Oteli turlayalım mı?" Hem belki gitmediğimiz yerlere gideriz."

"Hmm... Haklısın bebeğim ama odamıza mı çıksak? Hem bu otelin her yerini gezmeye kalkarsak boşa zaman kaybetmiş oluruz. Ne dersin?"

"Eh.. Peki madem senin dediğin olsun."

Asansör beklemekten sıkılıp merdivenin basamaklarını tek tek tırmandılar. Sonunda 17 numaranın önüne geldiler ve odalarına girdiler. Dazai biraz yatakta uzanmaya karar verdi. Chuuya ise balkona çıkıp dışarıyı seyretmeye başladı. Bir anda arkasında beliren Dazai'yi fark etmedi bile. Taa ki nefesini omzunda hissedene kadar.

"Ananı sikeyim senin. Öyle yaklaşılır mı hayvan! Ödüm koptu."

Dazai ellerini Chuuya'nın beline koydu.

"Ama neden öyle dedin ki şimdi?"

Sonra başını boynuna gömdü ve boynuna küçük bir öpücük kondurdu. Sonra yavaş yavaş ellerini Chuuya'nın belinden çekip yavaş yavaş Chuuya'nın organına götürüp bastırdı.

"Ihm... Dazai yapma şöyle şeyler!"

Dazai bunun üzerine daha çok bastırdı. Hissetmek istiyordu kalkışını.

"Ihm... Lan bak! Yapma!... Ihm ulan... "

Yavaş yavaş şahlanmaya başladığında Dazai yüzüne piç bir sırıtış yaydı.

"Ops! Neler oluyor öyle!"

"Lan zorla hormonlarımı harekete geçirme! Sanki ne olduğunu bilmiyorsun... Ihm lan bastırma!"

17 Numara (Soukoku) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin