"Niye sabahın köründe uyanmak zorundayız? Herkes uyuyor bu saatte."
"Sensei uyandırdı Edgar,uzatma gel işte."
Gece geç saatte odasına gitmişti Edgar,ve Fang sabahın baya erken saatlerinde onu kaldırıyordu.
Kıyafetleri giyip esneyerek odasından çıktı Edgar ve Fang ile Senseilerin yanına gittiler.
"Edgar,bu Tara Sensei. Bugün onunla beraber bir arkadaşını ziyarete gideceksin."
'Ama neden ya?' Diye geçirsede oğlan,karşı çıkamazdı. Kafa sallamakla yetindi ve Kenji hocanın verdiği tuhaf kıyafetleri giydi. (Hızlı sılahsor edgar bır de yanındakı tara adını unuttum)
"Vaaay,uyuma bak be!"
"Fang,sen gelmiyor musun?"
"Hayır ben Belle hoca ile gideceğim beraber gitmiyoruz."
Fang oğlanın burnuna işaret parmağını koydu.
"Özle beni Ed,tamam mı?"
"Bakarız."
Edgar ve Tara yoldaydı fakat Tara yol boyu Edgar'a hiç bir şey söylemedi. En sonunda Edgar beklediğini göremeyince sordu.
"Sensei..."
"Efendim Edgar?"
"Şey,ben hala anlamış değilim. Nereye gidiyoruz ve gittiğimiz yerde ne yapacağız?"
"Yol boyu konuşmadın bir an hiç sormayacaksın sandım."
Tara boğazını temizledi ve devam etti.
"Şu an bir arkadaşıma gidiyoruz adı Byron,kurstaki bütün öğrencileri çok sever ve hepsiyle tanışmışlığı var senin dışında. Her sene böyle ziyarete öğretmenlerinin ya eşine,ya arkadaşına ya da ebeveynlerine 1 gün ziyarete gideriz. Aynı günün akşamı tekrar kusa döneriz ama tabii."
"Anladım..Peki şu Byron nasıl biri? Kaç yaşında?"
"O yaşlı.. 51 yaşında bir adam olsada turp gibi ayakta hala. Gerçi 51 öyle yatalak bir yaş falan da değilde,neyse. Kendisi genelde panzehirler,ilaç ve bitki karışımları ile ilgilenen biri. İşinde öyle usta ki,vampirleri insana bile dönüştürebilir."
"Vampir mi?"
"Bilmiyor musun?"
"Neyi? Anlamadım?"
"Edgar sen Japonya'da büyümedin değil mi?"
"Evet,Japon olsamda Çin'de büyüdüm buraya geçen sene geldim."
"Belli. Japonya'da 3 yıl önce vampirler hakkında bir sürü vaka vardı. Bunlar tamı tamına yaklaşık 13 yıl sürmüş ve 3 yıl önce sona ermiş. Bunları Japon'lar dışında kimse bilmiyor. Hala yaşanıyor fakat olaylar çok nadir görünür."
"Anladım..."
"İşte geldik."
Kapıyı tıklattı Tara,biraz sonra kapı açıldı ve saçı sakalı beyaz ama turp gibi bir adam çıktı ortaya.
"Hoş geldin Tara! Ve sende küçük bey."
"Adım Edgar,bay Byron."
"Hoş geldin Edgar!"
"Hoş buldum efendim."
"Hoş bulduk."
"Hadi içeriye geçin. Ev biraz dağınık kusura bakmayın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
apathy samurai / Fadgar
FanfictionApati hastalığına sahip olan çocuğun,samuraylık eğitim kursuna düşeceği hiç aklına gelir miydi?