dark ocean / Jenkook

ten

Son bir kaç dakikadır oturduğum sandalyeyi kıracak kadar sinirli bir şekilde oturuyordum.

Kıskançlığımı ilk kez iliklerime kadar çok fazla hissediyordum, telefonumu masanın bir köşesine fırlatıp başımı yüzüme yasladım.

Sinirlerim bozulmuştu, sözde iş konuşmak için gelen 2 kadın ve bir adam vardı salonda, sarışın olan Jungkook'un ağzının içine düşecekti ama ben buna izin vermeyecektim.

Eğer kendine hakim olmazsa saçına yapışmaktan da çekinmeyecektim.

Herkese birer kahve götürme bahanesiyle içeriyi kontrol etmeye karar verdim.

Kahveleri hazırlayıp yüzüme yapmacık bir gülümseme yerleştirdim, ve içeri adımladım.

Büyük adımlarla içeri dalıp bakışların bana dönmesini sağladım.

Jennie:yorulmuş olabileceğinizi düşünerek sizlere kahve getirdim, malum bayan arkadaşlar konacak dal arıyor.

Hepsi normal bir şekilde bakarken son cümlemle Jungkook bian bana dönüp, misafirlere çaktırmadan tek kaşını kaldırdı.

O kaşlarını yolmak istedim, ama kendime çok zor hakim oldum.

Jungkook:hayatım, gördüğün gibi çalışıyoruz.

Hayatım, misafirlerin garipsememesi için söylediği kelime, bu gerçek içimi çok kötü burktu.

Jennie:anladım, gidiyorum zaten.

Jungkook:kahve için sağol, eline sağlık.

Jennie:rica ederim, afiyet olsun.

Dişlerimin arasından sinirle konuşup mutfağa gittim, zıkkımın kökünü için.

Bir kaç saat daha mutfakta oyalandım, yapacak birşey bulamıyordum zaten canım sıkkındı.

Dolapta ne var diye bakerken gözüme alkol şişeleri çarptı, ani bir hırsla elime alıp bardağa doldurdum ve kafama diktim.

Bunlar Jungkook'undu, bu yüzden fazla ağırdılar, ama ne kadar sinirlendiysem bu bana koymadı.

Bir kaç saat daha geçmişti, Ne kadar daha içtim hiç bir fikrim yoktu, ama çok fazla olduğunun farkındaydım.

Kapı sesi duyulunca elimdeki alkol bardağını masaya bıraktım, misafirler gitmişti sonunda.

Birisi adımı sesleniyordu kim olduğunu bildiğimden ses çıkarmadım, mutfağa girdi fakat şaşkınlıkla bir bana birde bitmiş olan 3 alkol şişesine baktı.

3 mü? Gerçekten o kadar içmişmiydim? Hmm.

Jungkook:Jennie? Sen, neler oldu burada?

Yavaşca yanıma adımladı ve boş bardağıma baktı, ardından bana bakıp iyi olup olmadığımı kontrol etti.

Jungkook:bunlar çok ağır, nasıl içtin bu kadar? Tanrım hasta olacaksın.

Elimi boş şişeye uzatıp içine baktım, gözlerim tam açılmıyordu, ve başım dönüyordu.

Jennie:sanırım biraz kalmış, koysana.

Elimden şişeyi hızla alıp çöpe attı.

Jungkook:saçmalama, birde koy diyorsun şaka mısın sen?

Jennie:yoo.

Dedim umursamazca, sinirle elini saçına geçirip diğer şişeleride çöpe attı.

Daha sonra kolumdan tutup beni saldalyeden kaldırdı, baş dönmesi yüzünden bedenimi kontrol edemedim ve biranda göğsüne savruldum.