7 🔥 hadise frikik

11 3 16
                                    

"Abi şakanın sırası değil." diye söylendi Hilmi. Neymiş efendim şakanın sırası gelince bana söyleyecekmiş, sik kırığı. İyice alıştı bu benimle dengiymişim gibi konuşmaya, içimdeki insan sevgisinden dolayı sustum. Tabii tek bakışımla olayı kavramıştı Hilmi, o da sustu.

"Brad abi, bizim acil Baejin'e gitmemiz lazım." Hilmi dayanamayıp tekrar konuşmuştu. Tek gözüm kısıldı sinirden.

"E gidin."

"Nasıl gidelim abi?"

"Siktirin gidin."

Yine gergin bir sessizlik, Hilmi'nin düşen yüzü, İstiklal Marşı ve kapanış. Yüzünü asık görmeye hiç dayanamadığımdan hemen bi makas aldım o baby faceten. Başımı 'O iş bende.' der gibi salladım, çok zeki çocuktu. Hemen anladı tek baş sallamamla ne demek istediğimi.

İş yine başa düşmüştü. Birkaç yıldır Hilmi'yle beraber saklanarak yaşıyorduk. Buralara kadar gelmek hiç de kolay olmamıştı. Vatanımızdan, sevdiklerimizden uzaktaydık. Gerçi, sevenimiz kalmış mıydı ki? Önce adımızdan vazgeçtik, sonra yüzümüzden. Ama sesimizi asla değiştiremediler. (Onun ameliyatları biraz tuzlu.)

Bu iki oda bir salon evde, gecemiz gündüzümüze karışmış halde yaşıyorduk. Tek sebebi ise Glow denen o kadındı.

"Abi daldın gittin yine, annemi mi düşünüyorsun?" Hilmi yaptığı rubik küpü bir kenara bırakıp yanıma oturdu. Rubik küp mü? Daha neler amınakoyim. Genzimden gelen acıyı bastırmaya çalıştım. "Başlatma şimdi annene, tek derdim o mu?" müneccim miydi bu çocuk? Her şeyi de bil ama. Evet doğru, tek derdim şu an Glow olabilirdi.

Glow ile 7 yıl önce anlaştık demiştim hatırlarsanız, Hilmi benim kimliğe yazıldı. O yüzden soyadı Yılmaz olarak değişti. Peki ya sonrası?

{ 4 SENE ÖNCE }

Gökyüzü kara bulutlarla kaplanmış, yağmur damlaları yavaş yavaş yere düşmeye başlamıştı. Buranın havası da ne boğucuydu, afedersiniz ama lağım kokuyordu. Yüzümü buruşturdum. Lüks otelin terasında, masanın başında otururken çevremdeki ihtişamı göremiyordum bile. Tek sebebi de akıl almaz bok kokusuydu. İmparator bu kokuyu alsa şüphesiz ki gözünden iki damla yaş akardı.

Karşımda Glow oturuyordu, gözüm birden eline kaydı. Gümüş alyansımıza. Buluştuğumuz günün ertesi günü evlenmiştik, öyle bir göt korkusu yani bendeki.  İmparator ve zebellah gibi olan iki adamı beni korkudan beşe yarmıştı.

Düğün ve kına aynı gün oldu. Biraz gelenekçiymişler, ben de sonradan öğrendim. Sabah 9.30'da başlayan kınamızda Baejin, Glow'dan fazla ağlamıştı. Baygınlık geçirecek dereceye gelmesi beklenmedikti tabii. O bayıldığı yerde iki seksen uzandı, biz de saçına gırgır şamata olsun diye kına yaktık. Neşe olsun biraz. Baejinin kelle kıpkırmızıydı, CİĞER gibi.

Akşamına, yani düğün zamanında Hilmi çoktan +2 yaş almıştı. Tutturdu, benimle aynı damatlıktan giyecekmiş. Sinirden üstümdeki gömleği yırtarken bayıldım. Bu sefer Baejin benim kafaya kına yakmış, uyanınca kıpkırmızıydım. CİĞER gibi.

"Oğlun Hilmi şu anda güvende," dedi Glow, sesinde gizli bir tehdit vardı. Ben yine dalıp gitmiştim anılara. Ne derler bilirsiniz, mutsuz insanlar geçmişte yaşar.

"Ama işler senin istediğin gibi gitmezse, onu bir daha asla göremeyebilirsin." Glow ekledi.

Bu sözlerle irkildim. "Ne demek istiyorsun? Hilmi'yi benden uzak tutamazsın!"

Glow derin bir nefes alarak arkasına yaslandı. "Bu senin elinde değil, Brad. Artık oyun benim kurallarıma göre oynanacak."

O anda, Glow'un adamları tarafından zorla tutulmuş olan Hilmi odaya getirildi. 15 yaşındaki oğlan, korku içinde etrafa bakıyordu. Glow'un gözleri parladı ve soğuk bir sesle devam etti. "Hilmi dün gece evdeki tüm yataklara işedi, o da yetmezmiş gibi gitmiş İmparator Yengeç babamın yatağına sıçmış."

Elime tutuşturduğu belgeleri incelediğimde, gözlerime inanamadım. Hilmi'nin kamera kayıtları vardı bazı sayfalarda, eyvah dedim içimden. 'Eyvah, Glow oğlunun her yere işeyip sıçtığını falan her şeyi öğrendi.'

Bundan sonra yapılacak her şey planlanmıştı. Glow, mafyanın karanlık işlerine bulaşmış ve kendini bu işlerden sıyırmak için bizi kullanmaya karar vermişti. Biliyordu ki Hilmi'yi reddetmezse İmparator onu bulacak, yatağının hesabını soracaktı.

"Bu imkansız!" diye bağırdım, belgeleri masaya fırlatarak. "Bunu yapmana izin vermeyeceğim!"

Glow, sakin bir şekilde yerinden kalktı ve yüzüme eğilerek fısıldadı. "Senin seçimin değil, Brad. Ya bu belgeleri imzalarsın ya da Hilmi bir daha asla güvende olmayacak."

Çağresizce, belgeleri imzalamak zorunda kaldım. O andan itibaren, hayatlarımız sonsuza dek değişti. Glow'un ihanetinin ve zulmünün kurbanı olduk. Yıllar sonra, bu travmanın etkileriyle birlikte, kendimizi Güneydoğu Asya'nın karanlık sokaklarında saklanırken bulduk.

{ GÜNÜMÜZ }

Şimdi her şeyin değişme vaktiydi, bizden zorla alınan hayatımızı geri alacaktım. Telefonumu kaptığım gibi içine eski sim kartımı yerleştirdim.

"Kıyafetlerini, oyuncaklarını NEYİN VARSA toparla. Yarın sabahın ilk ışıklarıyla burdan ayrılıyoruz." yüzümdeki kıyak gülümsemeyle Hilmi'ye baktım.

"Yav nereye? Yan komşunun kızıyla çıkmaya başladık dün." Hilmi oflaya puflaya konuştu. Bok herif. Hep hevesimi kursağımda bıraksın zaten.

"O zaman sana bir hafta müddet, haftaya ayrıl."

"Tamam."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kıromazov Kardeşler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin