Bu fice bayılıyorum ya
💚
Rüzgâr suratına sertçe vurduktan sonra Jungkook bir taş daha aldı kayanın üzerinden. Onu da diğerlerine yaptığı gibi dalgalı denize fırlattı. Normalde tatil günü yapacak hiçbir şey bulamayıp sadece evde otururdu, fakat bu sefer dışarı çıkmaya karar vermişti. Hem de onunla birlikte.
Kendilerini sahilin arka tarafında, kayaların üzerinde otururken bulmuşlardı. Jungkook başını Taehyung'un omzuna yaslamış, bulduğu taşları denize fırlatıyordu. Konuşacak hiçbir şey bulamıyorlardı. Sessizce oturup denizi izlemeye karar vermişlerdi. Taehyung her zamanki gibiydi, Jungkook'un bu sefer değiştiğini bilmesine rağmen konuşmaya çekiniyordu. Onu rahat bırakması gerektiğini hissediyordu.
Kayanın üzerinde atacak taş kalmadığında Jungkook kafasını omzundan kaldırıp ona döndü. Çekingen bir bakış attıktan sonra gözleri tekrar denize daldı.
"Biliyorum bu konuları açmamam gerekiyor belki. Ama bir insanın nasıl bir şey yaşayıp aşk ile lanetlenebileceğini aklım almıyor."
"Aklının almadığı çok şey var." dedi Taehyung uzakları izlerken. Her zamanki gibiydi, mutlu görünmüyordu.
Jungkook ise guruna dokunan lafla ona bakakalmıştı. Kaşları çatılmış, düşünemediği şeyi anlamaya çalışıyordu.
"Ben sana âşık olmakla lanetli falan değilim. Beni aşağılamayı bırak artık."
Jungkook doğruldu oturduğu yerde, yine kendini suçlu hissediyordu. İstemeden de olsa Hâlâ onu insan yerine koymuyordu ve Taehyung bunun farkında olarak geriliyordu. Onun değiştiğini düşünüyordu sürekli, fakat değişmek Jungkook için bu kadar kolay değildi.
Jungkook bu sefer hiç diretmeden kısık sesiyle konuştu. "Özür dilerim, biliyorsun... zor."
Taehyung derin bir iç çektikten sonra bakışlarını onunla buluşturmadan başını aşağı eğdi. "Bana âşık olmakla lanetlenen sensin, ben değilim. Benim bu lanet dünyada takılı kalmaktan başka lanetim yok. Ben seni kendim sevdim, saçma sapan bir lanet yüzünden değil."
Jungkook bu yükün altında ezilerek başını salladı. Taehyung'un onu sevmesini sağlayayacak ne yapmıştı ki? Ona iyi bile davranmamıştı. Ondan nefret etmişti, onu zorbalamıştı... Ve Jungkook hayatı boyunca hiç kimsenin onu Taehyung'un sevdiği gibi sevmeyeceğini biliyordu.
Taehyung'a baktı tekrar, yüzünden umutlarının yeşerdiği her an Jungkook'un onu tekrar tekrar hayal kırıklığına uğrattığını görebiliyordu. Artık Taehyung'un suratını asık görmek onu da üzüyordu. Ona karşı olan ilgisini reddedemezdi. Belki hisleri ilk başta sadece öfkeden ibaretti. Her ne kadar duyguları, ilgisi hissedilemeyecek kadar az olsa da onların varlığı Jungkook'un kafasının karışmasına yetiyordu.
"Neden beni seviyorsun? Sana hiçbir iyiliğim dokunmadı bile, seni incitmekten başka hiçbir şey yapmadım."
Taehyung sessizliğini korudu bir süre. Cevap vermek istemiyor, gerek duymuyordu. Jungkook'un ise bir beklenti içerisinde olduğunu görebiliyordu. Sevgisine karşılık veremeyeceğinden korkuyordu. Onu daha fazla kırmaktan ve ölünceye kadar başının belası olmaktan korkuyordu.
Taehyung ise ona olan sevgisini biliyordu, sadece alışamamıştı buna. Korkmuyordu onu sevmeyeceğinden.
"Bana bu kadar kötü davranmana rağmen en iyi davranan sensin."
"Yanılıyorsun, ben sana hiç iyi davranmadım." Jungkook Taehyung'un bu kadar anlayışlı ve zavallı olmasına dayanamıyordu. Bütün suçları kendi sırtına atıyor, daha çok canı yanıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/336149395-288-k601121.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒦𝒪ℒ𝒴ℰ | 𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺
Hayran Kurgu"Belki kalbim seninki gibi atmıyor ama..." Taehyung elini Jungkook'un göğsüne koydu atışını hissetmek istercesine. "Sen benim atan kalbim olabilirsin."