Selam, yorum atın lütfn😊😊
-
Üzerime siyah askılı bir tişört geçirdim, altıma da aynı şekilde siyah bir eşofman giydim. Saçımızdaki lastik tokayı çıkarıp bileğime taktıktan sonra yatağın üzerinde duran telefonumu alarak dış kapıyı açtım. Beyaz spor ayakkabılarımı giymeden önce askılıkta duran üzerimde eskiyen meşhur gri hırkamı omzuma atıp dışarı çıktım.
Asansörden inip şezlonglara doğru ilerledim. Şezlonglardan birinde oturmuş limonatasını yudumlayan Jennie'yi görene kadar her şey normaldi.
Ona baktığımda bunu fark etmiş olacak ki o da başını bana çevirdi. Ben de şezlonglarda oturup biraz hava almayı planlamıştım ve onun yüzünden planımı bozmak istemiyordum.
Tatilimiz bitmek üzereydi, yakında üniversite ikinci sınıf öğrencileri olacaktık. Artık herkes kendi halinde takılıyor, kendi çapında hazırlıklar yapıyordu. Ben de kafamı dinlemek istemiştim fakat şuan pek de mümkün görünmüyordu.
Bakışlarımı üzerinden çekip ona uzak bir şezlonga oturup bacaklarımı üst üste atarak uzattım. Ona bakmıyor olmama rağmen gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Ona kaçamak bir bakış attığımda çenesinin yan kısmının mosmor olduğunu gördüm.
Dayanamayıp bedenimi ona çevirdim, "Ne yapıyorsun burada?" Telefonuyla ilgilenmeyi bıraktı. "Ne yapıyor gibi görünüyorum?"
Cevap vermedim.
"Burası herkese açık bir alan. İstediğim yerde oturup istediğimi yaparım."
Ters cevabına karşılık güldüm. "Jennie. Öfkeni benden çıkarma da git kimden çıkarıyorsan çıkar."
"Bana hesap soran sensin." Vücudunu tamamen bana döndürdü.
"Sana n'aptım ya ben?" dedim sinir bozukluğuyla gülerek. "Sanki şu ana kadar bana mükemmel davranmışsın gibi bir de gelmiş hesap sordun diyorsun. Kendini ne sanıyorsun, dünya senin etrafında falan mi dönüyor benim mi haberim yok?"
"Saçma sapan konuşmayı kes. Zaten yeterince gerginim." dedi.
"Saçma sapan konuşmuyorum sana soru soruyorum. Sana ne yaptım da böyle tavır aldın diyorum. Basit bir soruya cevap veremiyor musun?"
"Offf... Kafamı dağıtayım diye geldim, iyice sinirlerimi bozdun. Ya sen defol git ya da ben siktirip gidiyorum." Tavrı yüzünden ağzım açık kaldı. "Seni tanıyamıyorum artık. Tanıdığım Jennie böyle bir insan değildi. Seni sevdiğimi söylediğim için mi bu kadar düşman kesildin bana?"
Başını salladı, "Evet, senin gibi iğrenç birinin beni sevmesi batıyor bir taraflarıma. Şimdi anlayabildin mi?"
Hızlıca oturduğu yerden kalkıp limonatasını karşıdaki çöpe döktü. Elindeki bardağı sıkıca tutarak benden uzaklaşırken tek yapabildiğim şey arkasından bakmaktı.
Titremeye başlayan bedenimi umursamadan ayağa kalkıp yeniden eve girdim. Elimdeki hırkanı bir hışımla kenara fırlatıp odama girdikten sonra kapıyı sertçe kapattım.
Çekmecemdeki ilaç kutusun açıp elime doğru salladım. İlaçlardan biri elime düştüğünde suyla birlikte yuttum. Gözlerim dolmaya başladığında görüşüm bulanıklaştı. Elimin tersiyle gözlerimi sildim ve komodinimin üzerindeki soju şişesinden birkaç yudum aldım. Boğazım yanarken yüzümü buruşturdum ve şişeyi geri koydum.
"İğrenç biriyim demek.." dedim kendi kendime. "Demek benim gibi iğrenç birinin seni sevmesi sana batıyor ha? Vay be.." Sertçe yutkundum. "15 yılını nasıl sattın ama Jennie.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smoking, Alcohol or Love | JenLisa
FanfictionKüçüklüğünde yaşadığı ve yaşamaya devam ettiği sıkıntılar yüzünden Borderline kişilik bozukluğuna sahip olan Jennie; en yakın arkadaşı Lisa'nın kendisine aşkını itiraf etmesiyle birlikte ondan beklenilmeyen tutumlar sergilemeye başlar. - "İnsanı en...