Arada şuna bölüm atmamı da hatırlatır mısınız ben unutuyorum kdlsldsmrlsk
Önceki bölümlerde etkileşim falan güzeldi, aynı şekilde devam ederse sevinirim
-
Fırfırlı beyaz eteğimin arkasını düzelttikten sonra çantamı aldım. Parmak uçlarımda yürürken kalbim küt küt atmaya başlamıştı.
Tam olarak kapıya en yakın olan koltukta uyuyordu. Nefesimi sonuna kadar tuttum ve kapıya kadar ilerledim.Kapıyı açabileceğim en yavaş şekilde açtıktan sonra beyaz spor ayakkabılarımı elime aldım ve onları giymeden parmak uçlarımla yere bastım.
Mia'yı ne olur ne olmaz diye kısa bir süre için Lisa'ya götürmüştüm. Zaten her gün evde durmaktan çok onunla vakit geçirdiğim için sorun olmuyordu.
Mia'yı bir daha zarar vermesini kaldıramazdım.
Kapıyı kapatırken gözlerimi sıkıca yumdum. Kapanır kapanmaz tuttuğum nefesimi verdim ve temkinli hareketlerle ayakkabını giydim.
Koştura koştura merdivenlere yönelip bir iki kat indikten sonra asansörü çağırdım. 13 katı merdivenle inemezdim.
Kendimi dışarı attığımda bi'nebze rahatlamıştım. Lisa'yı gördüğümde gülümseyerek yanına yürümeye başladım. Arkası dönük olduğu için beni görmemişti. Adımlarımı hızlandırıp parmak uçlarında pıtı pıtı koşturup aniden beline sarıldım.
"Hay anneni-" İrkilerek küfür edecekken beni gördü ve sözü yarıda kesildi. "Jennie mesaj atıyorum iki saattir stresten geberdim görüldü bile atmıyorsun kızım."
"Ya orospu çocuğu gitmiş salonun ortasına yatmış uyumuş. Altıma ede ede çıktım sorma hiç." İstemsizce sinirlendiğimi hissettiğimde derin bir nefes aldım.
Sinirlenecek bir şey yok.. Evden çıktım ve beni duymadı bile.
Çatılan kaşlarımı düzeltip gülümsediğimde dudaklarımı öptü. "Of öyle güzelsin ki.." dedi hayran hayran. "Hayal mi görüyorum diye arada bir tokatlayasım geliyor kendimi."
Kollarımı boynuna sardım ve ben de dudaklarına uzandım. Birbirimizi öpmeye başlamadan önce gözlerimi yumdum, bir anlığına arsızlık yapıp dilimi ağzının içine gönderdiğimde geri çekilir sandım ama yapmadı. Beni şaşırdığı için bu sefer ben geri çekildim. "Oha noluyoruz?"
"Alıştım." dedi dudaklarıma doğru bakarken. "Rujun dağıldı bu arada."
"Oha neee! Hoşt! Salaklar!" Jisoo'nun sesini duyunca hemen arkamı dönüp aynamı ve ıslak mendili çıkardım. Dudaklarımı ve etrafını kazırcasına silerken Jisoo kolunu omzuma attı. "Salçalı makarna mı yedin canım hayırdır?"
Bu durumda salçalı makarna, Lisa oluyor.
Islak mendili yere fırlatıp aynayı çantama tıkıştırdım. "Ne salçası?"
"İkiniz de ne döndüğünü hemen bana açıklayın. Mesela neden bu kadar yakın durduğunuz hakkında başlayın." Kollarımız arasındaki mesafeye baktı. "Açıkçası bir milim bile yok."
"Lisa Jisoo'ya söylemedin mi?" dedim şaşkınıkla. Jisoo da şaşırmıştı.
"Yine neyi sakladın benden? Yine nasıl ihanetler ettin bana Lisa dökül." dedi histerik bir tonda. Gülmemek için yanaklarımı şişirdim.
"Jennie ve ben çıkıyoruz." dedi birden. Pat diye söylemesi beni bile şoka sokmuşken Jisoo'yu düşünemiyordum.
Gerçi Lisa'nın o an kafasından ne geçiyorsa o şeyi pat diye söylemesine çevresindeki herkes alışıktı, fazla açık sözlüydü ve yalan atmak falan pek ona göre değildi. Ama bu biraz.. Fazlaydı? Yani sanırım öyleydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smoking, Alcohol or Love | JenLisa
FanfictionKüçüklüğünde yaşadığı ve yaşamaya devam ettiği sıkıntılar yüzünden Borderline kişilik bozukluğuna sahip olan Jennie; en yakın arkadaşı Lisa'nın kendisine aşkını itiraf etmesiyle birlikte ondan beklenilmeyen tutumlar sergilemeye başlar. - "İnsanı en...