Merhabaa! Ben geldum ballarum! Bölümleri sık sık atmaya niyetlendim ama beni önceden tanıyan okurum varsa bilir ki ben neye niyetlensem o olmaz. Ev taşıma, mevlüt, düğün işleri üst üste olunca maalesef burayla ilgilenemedim. Bunu telafi etmek için bir şeyler yapacağım ama niyetlenmiyorum, sonra olmuyor!
Bu arada Karadeniz ağzını yazarken yanlışlarım olabilir, beni kibarca uyarabilirsiniz.
Ayşenur Kolivar, E Asiye
Keyifli okumalar hamsilerim!
🌊
Hazan elindeki çakıl taşlarını düşürmemeye çalışarak iskelenin ucuna koşmaya devam etti. Alkan'ı arkasında bırakıp koşmaya devam ettikçe Alkan kız için endişeleniyor, düşecek diye korkuyordu. Hazan bir an tökezleyecek gibi olduğunda yüreği ağzına geldi.
Oğlan suya fazla yaklaşamadığından hep geride dururdu. Hazan'ı deniz sevdasından vazgeçiremezdi ama onu yalnızda bırakmazdı. Hazan, suda taş sektirmeyi çok seviyordu, Alkan'ı da ikna etmeye çalışır, Alkan ise onun ısrarlarıyla denize on adım uzaktan taş fırlatırdı.
"Denizun oğli!"
Hazan, Alkan'dan beş adım önde olmasına rağmen bağırdı. Alkan bıkkınlıkla nefes verip, "Ne oldi Hazan!" diye bağırdı onun gibi.
Hazan arkasını dönmeden iskelenin ucuna geldi, diz çökerek küçük avuçlarına doldurduğu taşları iskelenin tahta zeminine bırakıp tekrar ayağa kalktı. Gözleri arkaya, Alkan'a döndüğünde durduğunu gördü.
"Ne bekleysun ha oraya. Taşlarimu getur denizun oğli," dedi heyecanla. Suda taş sektirmeyi çok severdi. Babası ona taş sektirmeyi öğrettiğinden beri her fırsatta taş sektirmeye gelirdi ve kendi kafasından bir oyun uydurmuştu. Bir dilek tutuyordu ve bir taşı üç kere sektirirse o dilek oluyordu. Yani olduğunu düşünüyordu.
Ondandı bu heyecanı. Bütün dilekleri hep Alkan hakkındaydı ve Alkan onun bu oyununu bilmeden öylece oynuyor sanıyordu. Bir kere Alkan çok kötü düşmüş, dizlerini yaralamıştı ve Hazan taşları üçer kez sektirmeye çalışarak onun iyileşmesini dilemişti ama o gün hiçbir taşı üç kez sektirememişti. O yüzden diğer gün hava aydınlandığı an soluğu iskelede almış, gün boyu taşları üç kez sektirmeye çalışmıştı.
Alkan olduğu yerden kıpırdamadan avuçlarındaki taşları göstererek, "Gel al bu taşlari, gelmeyrım oraya," dedi inatla. Gitmezdi. Korkardı düşmekten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZNÜN GEMİSİ
Fiksi Umum"Ben değil seninle evlenmek, aynı havayı bile solumam be!" Adam, karşısında durmuş, kendinden kısa olduğu halde üstten cesurca bakan kadının, uçurumun dibini andıran koyu gözlerine baktı. Karadeniz'in hırçın sularını andıran mavi gözlerini, kendini...