on

272 32 51
                                    

Saten saks mavisi ince askılı önü dönümlü, dizimin biraz üzerinde biten düz elbisemi giyip, ayaklarıma ten rengi topuklu ayakkabılarımı geçirdim. Ne bedenimi çok saran ne de salaş bi elbiseydi. Maşalanmış saçlarımı tamamen serbest bırakıp, su damlası kolyemi boynuma taktıp. Yüzüklerim her zamanki yerlerindeydi. Biraz aşağıda, tamamen yeşillik alan içerisinde bir çay bahçemiz vardı. Genellikle bu tür şeyleri orada yapardık. Nişan da oradaydı. Ve anlayacağınız üzere bugün sondu. Ben olduğumu itiraf etmektense, onun bunun bir oyun olduğunu düşünmesine izin verecektim.

@efederler: senin gelip almam için bir mesajın yeterli

@askindanyanan: hayır dedim ya sen sadıçsın

@efederler: Yağızın şu an benimle bir işi yok

@askindanyanan: arkadaşının yanında kal sadıçç
Ben gelirim

@efederler: peki
Sabırsızlanıyorum

@askindanyanan: zaten gördün
Neden sabırsızlanıyorsun

@efederler: o başka
Bu başka

@askindanyanan: nesi başka ki?

@efederler: yanımda ilk defa birini görmelerine izin vereceğim

@askindanyanan:  bu demek oluyor ki

@efederler: Evet
Senden hoşlanıyorum

@askindanyanan: Efe

@efederler: efendim aşkımdan yanann

@askindanyanan: teşekkür ederim

@efederler: ne için?

@askindanyanan: bana bu hisleri yaşattığın için

@efederler: 😉

Hesaptan komple çıkıp telefonun ekranını kapattım. Benden ben olduğumu bilmeden hoşlanması bile kalbimde kelebekler canlandırmaya yetmişti. Oyun olduğunu düşünmesinin onu üzeceğini biliyordum. Ama karşısına çıkıp benim dersem bir daha bırakın aynı ortamda denk düşmeyi yüzünü bile bana göstermeyeceğini biliyordum.

Tüm davetliler çoktan gelmişlerdi. Gelenlere hoşgeldiniz çekerken, içimdeki burukluk beni yiyip bitirmiyormuşçasına gülümseyip durdum.

Nişan kesildikten sonra herkes şen şakrak oynamalarına devam ederken yorulduğumu bahane edip köşeye geçtim. Ayağımdaki ayakkabılar artık sıkmaya başladığından çıkarıp masanın yanıma bıraktım. Kafamı kaldırdığımda kapıda geçen günkü kızı ve Efeyi görmeyi beklemiyordum. Efe, kızın beline elini atıp içeri yönlendirirken aldığım nefes  boğazımı tırmaladı. Gözlerinin içi gülüyordu. Oturduğum yerden kalkıp, hızlıca dışarı çıktım. Burda herkesin yanında ağlamak aptallık olurdu.

Yalın ayak bi sokak aşağı indiğimde dizlerim sanki bağı çözülmüş gibi titriyordu. "Nereye ufaklık?" Efenin sesini duyduğumda bir elimi kalbime, bir elimi de sokak lambasının direğine yasladım. Adım seslerini duyduğumda yutkundum. "İyi misin?" Elini kalbime koyduğum kolumun üzerine koyup yüzünü yüzüme eğdi. Az önce gülen ses tonu, şimdi endişeyle kulaklarıma doldu. "İyiyim, biraz hava almak istedim." dedim kendimi toparlayarak. Elini çeneme koyup başımı kaldırarak ona bakmamı sağladı. "İyi olduğuna emin misin?" dediğinde gözümden akan yaşa mani olamadım.

"Değilim!" diye bağırıp elini çenemden çektim. "Değilim tamam mı?" Derin bir nefes aldığımda gözlerimi kapadım. Oturup onun ben sandığı kızla flörtünü falan izlemek istemiyordum.

"Sen hayatımda gördüğüm en aptal adamsın!" dedim öfkeyle. "Aşkından yanan kız bendim tsmam mı?" Hiçbir şey söylemeden beni dinlemesine şaşırsam da devam ettim. Çünkü bunları bi daha söyleyecek cesareti bulamazdım. "O bendim ve beni görmemene dayanamayıp böyle bir şey yaptım." Güldüm. "Ama sen yine beni görmeyip, onun başka biri olduğuna inandın!" Kendimi tutamayıp sinirden gülmeye devam ederken burnumu çektim sertçe. Birden elektrikler kesildiğinde, sokak lambaları söndü. Efe aradaki bir adımlık mesafeyi kapadığında, tek ışığım gözleri oldu. "Biliyorum ufaklık." dedi dudaklarını dudaklarım üzerine bastırmadan hemen önce. "En başından biliyordum."

Sokak LambasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin