Selam bebekler yeni bölümleri erken atamadığım için telafi etmeye geldim. Bu bölüm dışında bir kaç bölüm atmaya çalışacağım.
🧶🩰
Gözlerimi açmaya çalıştığım da , yanı başımdan gelen sesler ile gözlerimi öylece kapalı tutup hareket bile etmedim. Yanımda kim olduğunu bilmediğim için ne yapacaklarını bilmiyorum.
“ Ya aynı şey gelirse başıma.” İç sesimin verdiği vesvese ile aklıma o günkü adam geldi , sessizce yutkunmama sebep oldu. Hareketsiz bir şekilde yanımda duran kişinin konuştuklarına kulak kabartım.
“Cosa le e successo?”[ Ona ne oldu?] Endişe dolu ses tonu ile konuşan kişinin Alexander'dan başka biri değildi.
“Una specie di trauma,Potrebbe essere a causa della pistola che gli hai mostrato.”
[Bir tür travma , Ona gösterdiğin silah yüzünden olabilir.]“Fanculo!” [ Siktir!] Alexander odada olduğunu fark edince en azından başıma kötü bir şey gelmeyeceğini anlamıştım (!) Ne dediklerini anlamadığım için gözlerimi açma zamanı gelmişti.
Gözlerimi açtığımda doğrulamak için bir hamle yaptım. Ani bir ağrısı ile inledim.
“Sonunda uyanıyor.” diye birinden bir mırıltı çıktı. Sol koluma konan soğuk bir cisim ile ürperdim. Yanımda duran kişinin kesinlikle Alexander olmadığı kokusundan ve ses tonundan belliydi.
Alexander boğuk bir sesle bir şey deyip kapıyı açıp dışarı çıktı. Başıma saplanan keskin bir acı ile kalkarken omuzumda beni tutan kişi yavaşça yatağa yatırdı.
“Bir süre hareket etmeden dinlemem lazım. Başını çok kötü çarptın. Bu arada,” burnuma bir fiske attı. “Gözlerini açabilirsin. Baş ağrısı için sana bir iğne vuracağım, umarım korkmuyorsundur. Korkuyorsan gözlerini kapat.” hafif italyan aksanı ile konuştu.
Gözlerimi araladım. Sırtı bana dönük olan adam gözlerimi diktim. Yunan tanrısı anımsatan vücudu ben burdayım diye resmen çığlık atıyordu. Açık kahverengi uzun saçları ensesine geliyordu.
Elimden tuttuğu iğne ile bana doğru döndü. Yüzünde oluşan çarpık gülümseme ile bana baktı. Gözüm onu bir yerden ısırıyordu ama bir türlü nerden hatırlamıyorum. Bana yaklaştı.
“Uzat bakalım kolunu.” Ona doğru kolumu uzattım. Onu meraklı gözlerle izlediğimi görünce gülmeye başladı. İğneyi koluma batırdı. Ve koluma pamuğu koyup iğneyi tabağın içine bıraktı. Eli hafifti. Acıyı hissetmedim.
Gözlerimi kısarak etrafa baktım.
Yine aynı yatak odasındaki yataktaydım. Koluma iğne vuran genç bir adam yanındaki sandalye oturdu. Aksanından Türk mü italyan olduğu belli değildi. ama başka bir devlete mensup olduğu aşikârdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTILI
RandomZümrüt ailesine fazla yük olmamak için arkadaşının yardımıyla kendine sosyete mecrasında garsonluk işi bulur. Ta ki o güne dek. Zümrüt işe başladığında on yedi yaşındaydı. Küçük olmasına rağmen kimsenin ilgisini çekmemişti. Bir kişinin hariç... İtal...