11. Bölüm

12 3 0
                                    

Zaman okyanusunda bazen sandığımız şeyler doğru değildir...

Yollarda arabalar vardı. Bir sürü insan kaldırımlarda yürüyordu. Biraz daha ileride mor bir ayıcık vardı. Boyu kısaydı.  Çocukları eğlendiriyor, onların gülümsemesini sağlıyordu.

Liana uzun zamandan beri yalnızdı. Burada, çocukların yanında kendini az da olsa iyi hissediyordu. En azından ona ilgiyle bakıp tepkiler veren samimi ve içten gülücükler vardı.

Liana beyaz oyuncak ayıları elinde sallayıp çocukların dikkatini çekiyordu. Ne kadar oyuncak ayı satsa her bir ayının satış fiyatının yüzde yirmisi onun oluyordu. Bu kendi başına kirayı karşılamaya yeterdi ama her şey kirayla bitmiyordu. Elektrik, su , vergi... Tüm bunların yanında bir de uzun zamandır unuttuğu kendisi vardı.

Çocuklara oyuncak ayıları gösterirken dev mor maskesinin ardında bir hüzün çöktü ama maskesi mutlu görünüyordu ve zıplamaya devam ediyordu. İçinde derin bir boşluk doğdu, Bu endişeydi. Hayatıyla ilgili ya da ekonomik durumu ile ilgili değil birine duyduğu endişeydi. Arkadaş diye adlandırdığı çok az kişi vardı. Bu endişeyi onlar için hissediyor olamazdı. Başka bir şeydi. Sanki her şeyden çok değer verdiği kişi şuan olmaması gerektiği kişi gibiydi.

Hayır Liana. Endişe edecek bir şey yok

Çocuklara odaklan. Daha fazla ayıcık sat.

Deliriyorum. Alın sizde oyuncak ayınızı. Anlamıyorum herkeste olan bir şeye neden bu kadar önem veriyorsunuz. Minik canavarlar.

Bedava ya kesin ondan. Tanrım neden çocuklara yaptığın gibi bana da gökten para yağdır mıyorsun?

Bunları düşünürken maskenin ardından zor da olsa gözleri trafiğe takıldı. Kahverengi bir şort üstüne de şortun altına koyulmamış ve kolları katlanmış bir gömlek giymiş hafif sarışın hafif kumral dalgalı saçlarıyla bir çocuk yolun ortasında öylece duruyordu. Liana önündeki çocuklara ardından yolda arabaların kornaları ve ona saydırdığı küfürlerle olduğu yerde durmaya devam eden çocuğa baktı.

Çekil oradan

Liana hızla başındaki ayıcığı çıkartıp caddeden hiç umursamadan geçip küçük çocuğun kolundan nazikçe tuttu. Çocuğun güzel bir yüzü ve masmavi gözleri vardı. Liana gözlerine bakar bakmaz zihninde bazı güzel duygular oluştu. Bu değer duygusuydu. Evet o gözlere değer veriyordu.

" Burada durmamalısın. "

Çocuk saf ve donuk suratıyla bakmaya devam ediyordu. Liana bu bakışlarda okyanusun büyüklüğü kadar büyük anlamlar arıyordu. Hüzünlü değildi ama çaresiz gibiydi.

Bir arabadan korna sesi yükseldi ve ardından bir bağırış.

" Şu veleti yoldan çek! "

Liana adama doğru büyük bir sinirle baktığında adam süt dökmüş kediye döndü. Bakışları gerçekten çok korkunçtu.

" Benimle gel lütfen. Seni ailene götürelim. "

Küçük çocuk gözlerini Liana'nın gözlerinden ayırıp yere çevirdi.

" Benim annem yok... "

Bu cümle Lianayı derinden etkilemişti. Onu anlayabiliyordu. O da bu acıyı çekmişti bir zamanlar. Bu acı kalbini detindej dökecek kadar yalnız ve korunmasız hissettiriyordu kendini. Değersiz bir çöp gibi.

Liana buna karşı gözyaşlarını elinin tersiyle silip hızla kaldırımda bıraktığı mor ayıcık başını takıp Tomy'nin yanına geldi.

" Merhaba ben mor ayıcık. Bal yemeyi severim. Vız vız olmadığında rahatça yerim. Baksana karnıma ne kadar da büyük. Arılar benden bıktı ben de onlardan ama balı seviyorum ham ham. Çok lezzetli. "

Tomy hafifçe kıkırdadı. Gülerken yüzü daha güzel oluyordu. Gözleri orantısal bir yamukluk kazanırken ağzında sayılabilen dişler görünüyordu.

Tomy elini karnına götürüp kahkahalar atarken korna sesleri Liana ve Tomy için önemli değildi. İkisi de birbirini tanıyor ve seviyordu ama bilmiyorlardı. Çünkü bu başka bir hayat, başka bir seçim ve başka bir olasılıktı...

 Çünkü bu başka bir hayat, başka bir seçim ve başka bir olasılıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tomy'nin temsili

Zaman OkyanusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin