5. Bölüm ( Alex'in Gözünden )

17 11 0
                                    

Liana' nın bedeni göğsümde dururken ona doğru şefkat dolu bakışlarla baktım. Kahverengi gözleri benim için her şeye bedeldi. Onlar kapalıyken kendimi derin bir boşlukta gibi hissediyordum. Sanki bu koca okyanusta tek başınaymış gibi. O canlıyken ruhum enerji kalbim ise adına aşk diyemeyeceğim kadar büyük bir heyecan ve korkuyla doluyordu. Bu his içimdeki bazı şeyleri tüketirken bazı şeyleri ise yeşertiyordu.

Lianayı yavaşça yatağa bıraktım ve üstümü giyip dışarıya çıktım. Okyanusun dalgalarına bir süre bakıp uzaklara daldım. Kendi kendime ilk baştan beri Lianaya yalan söylemeseydim tüm bu hissetiklerim olur muydu diye düşünmeye başladım. İçimdeki aşkı yenip doğru olanı yapsaydım ne olurdu? Biliyorum bizim için yazılan kader böyle değildi. Her an gelebilirlerdi. Onlar geldiğinde Lianayı ve Tomy'i onların elinden nasıl kurtarabilirdim. Onlar üzerinde sonsuzluk kadar borçluydum.

Okyanusun dalgalarına bakıp düşünürken bir anda Tomy arkamda belirdi ve bana sımsıkı sarıldı. Onu kucağıma alıp yüzüne baktım. Dalgalı saçları göz yaşlarıyla dolmuştu. Mavi gözleri ise ateş kırmızısına dönmüştü. Onun o halini görür görmez hızla onu yere indirip yüzünü tutum ve anlın
dan öptüm.

" Tomy, ne oldu söyle. "

Tomy elleriyle gözyaşlarını silip yüzüme doğru baktı. Durgun bir halde yüzüme doğru bakarken bakışlarında derin bir anlam vardı.

" Rüyamda o adayı gördüm. Canavarlar annemle bana saldırıyordu. Sen de onların içindeydin. Baba... Seni seviyorum lütfen canavarların tarafına geçip bizi yeme olur mu? "

Bu rüya ile birlikte gerçekleşmesi gereken olayların zamanının geldiğini anlamıştım. Zaman okyanusu beni cezalandırıyordu. Benden en sevdiklerimi almalarına izin veremezdim.

Tomy'nin başını hafifçe okşayıp yüzüne doğru baktım.

" Ben her zaman sizin yanınızda olacağım. Annen ve sen benim hayatımsınız, size zarar gelmesine asla izin vermem tamam mı? "

Başını onayladığında kan çanağına dönmüş gözlerini hafifçe öpüp sımsıkı sarıldım. Tomy'nin bu şekilde endişelenmesi beni üzüyordu. O benim oğlumdu ve küçük, hassas bir kalbi vardı.

Liana kollarını boynuma dayayıp öptükten sonra Tomy'e iyi sabahlar opücüğünü vererek sımsıkı sarıldı. Tomy Lianaya sımsıkı sarılırken onları izledim. Vesile olduğum bir şeyi bozmaya hakkım yoktu. Tomy ve Liana sarılırken yere düştü ve Tomy kendisiyle birlikte beni de kendi yanlarına çekti onların gülüşleri kalbimin hızlı ritimlerle atmasına sebep oluyordu. Gülücüklerin içinde boğuluyordum. Bir şey hem bu kadar güzel hem de bu denli iç acıtıcı olabilir miydi? Tanrım bana yardım et bu içimdeki boşluğu doldur. Kaderi değiştir.

Liana kahvaltı hazırlarken ona yardım ediyordum. Tomy ise dışarıda denize doğru bacaklarını uzatmış önündeki demirliğe tutunarak sallanıyor ve Duncan Laurence - Arcade söylüyordu. Sesinde büyük bir anlam gizli gibiydi ya da bu bana böyle gelmişti. Bu şarkı onun şarkısıydı. O da biliyordu bir şarkıyı değerli kılan ona yüklediği anlam olduğunu bu yüzden bu şarkı onun şarkısıydı. Dış dünyaya karşı çektiği özlemin şarkısıydı. Tomy' e doğru bakarken Liana uyku sersemi haliyle kollarımı kaldırıp kucağıma girdi ve boynumdan bir öpücük kondurup sımsıkı sarılarak Tomy' e doğru baktı.

" Dış dünyaya karşı büyük bir özlem duyuyor. Haksız da değil. Doğuduğundan beri bu okyanusun sonsuzluğunda esir olmuş gibi. Onun için üzülüyorum. Hayalleri bu koca okyanusun içinde kaybolup gidiyor. "

Sarı saçların kokusunu içime çekerek konuştum.

" Yakında karaya varacağız sevgilim. Bunun için üzülme. Zaman okyanusu bizi bu derin sonsuzluktan kurtaracaktır. Bundan eminim. "

Liana kucağımdan ayrılıp Tomy'nin yanına gitti. Tomy Liana'nın geldiğini görür görmez üzerine atıldı ve hayallerinden bahsetmeye başladı. Onları uzaktan seyrederken yumurtalı bifteklere baktım. Liana Tomy'i masaya oturtup yanıma geldiğinde omzuma yaslanıp minik dudaklarıyla omzuma dokundu. Sonsuz okyanusun içerisinde ikimizi de ayakta tutan iki şey vardı birbirimize olan aşkımız ve minik yavrumuz Tomy... Bazen bu korunaklı sonsuzluğun içerisinde minik sonsuzluğumuz dünyanın tüm nimetlerini aynı anda sunuyordu bize. Zaman Okyanusu ona doğuştan gelen sonsuz bir hayal gücü vermişti ve biz o minik bedene sığamayan hayal gücünü korumak için her şeyi yapmaya hazırdık.

Birbirimize bakan anlamlı gözler Tomy'nin sevinç çığlıklarıyla kesilmişti. İkimizde aynı anda Tomy'e baktık. Gözlerimiz gördüklerimize karşı kifayetsiz kalmıştı. Okyanusun derin mavisi Tomy'i havada gezdiriyordu. Bu görüntü karşısında hızla dışarıya çıktık. Tomy'nin sevinç çığlıkları daha neşeli ve daha şiddetli geliyordu. Bu görüntü karşısında Lianayla birbirimize baktık. Tomy o sırada okyanusla birlikte yanımıza iniş yaptı ve büyük bir neşeyle ikimize sarıldı. Liana bana doğru mutluluk gözyaşlarıyla bakarken ben ise olmaması gereken şeylerin olduğunun farkındaydım. Zaman okyanusu ya bizim mezarımız ya da sonsuzluğumuz olacaktı...

Zaman OkyanusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin